kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Nisan 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
AYŞE ÖZYILMAZEL

Kararsızın mobilyayla imtihanı

Kocaman kanepeler, şirin berjerler, derileri de var, kumaşları da... Önümde dizilmiş kocaman sehpalar var. Yan tarafta da eskitilmiş dolaplar. Duvarlarda aynalar, tepemde avizeler, yerde halılar... Demin görmüştüm, şu köşeyi dönünce de kütüphaneler... Oooh daha neler neler.. Peki ben ne yapıyorum dersiniz? Hadi bilin. Tüm bunların ortasında küçücük bir tabureye oturmuş sinirden çatlıyorum. Gözlerim dolu dolu, dokunsalar ağlayabilirim.

YENİ BİR BEN LAZIM

Çünkü işin içinden çıkamıyorum. Asla bu işi beceremiyorum ve korkarım beceremeyeceğim de. Bu kadar nefis seçeneğin arasında pes bana! Tam anlamıyla, Maslak Mudo'nun ortasında kalakaldım. Az önce annemi arama hakkımı da kullandım. Resmen kadının beynini yedim. "Onu mu alsam, bunu mu?" "Yani evim ne tarz olsa? Bak sana fotoğrafını çekip yolluyorum anne, şu masa evdeki kanepemle uyar mı? Uymaz sanki... Uyabilir de aslında... uymaz mı acaba?" "Peki ikisi birden salona sığar mı?", "O renk mi? Bu renk mi?" (Sanırım annemin beni doğurduğuna pişman olduğu an bu andır) Hani 'kendime yeni bir ben lazım kampanyası' çerçevesinde evimden taşınıyorum ya. Görünüşe göre taşınamıyorum, bir hafta içinde sokakta yaşamaya başlayacağım. Yok olmuyor! Her şey çok güzel! Bütün mobilyalar, bütün fikirler şahane. Tüm mimarlar olağanüstü ama ben yine de tek bir parça seçemiyorum. Hep şüphedeyim. Ya o duvara sığmazsa, ya evi kapatırsa, ya çok kirlenirse, ya sıkılırsam, ya ya ya... Yahu bu kadar şüpheyi şu erkeklerde uygulasaydım hiç yoktan üç kat daha mutluydum be!

SENİ YANSITMALI MI?

Offf... Resmen tıkandım hatta dıkandım! Çünkü ben o alışveriş kadınlarından değilim. Hep jeantişört giyerim. Ayakkabılarımı alacağım yer bellidir, jeanler bellidir, takılar bellidir. Ev alışverişine gelince uzun zamandır yapmadım. Konunun sıkı cahiliyim. Üstelik şu sigara bırakma hadisesinden dolayı bünyede sinir var. Terliyorum, içim çekiliyor, koşup kaçmak istiyorum. Ve birkaç soru kafamı kurcalamakta; efendim, yaşadığımız yer gerçekten bizi yansıtmalı mı, yaşadığımız yerin çok iyi olması gerekli mi? Yoksa bir koltuk, bir perde ve bir masa yeterli mi, bütün bu ev işleri gereksiz ayrıntı ve masraftan mı ibaret? Artıııı, insanın ruhu değişirken evini devamlı değiştirememesi nasıl bir adalet? Ne dersiniz? Offf çok kararsızım çooook.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın