kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Nisan 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Nezaketsizlik"

Giriş Saati : 07.04.2009 13:21
Güncelleme : 07.04.2009 18:22
Yeni Haber
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD Başkanı Barack Obama'nın dün Meclis Genel Kurulu'ndaki sözlerini eleştirdi..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD Başkanı Barack Obama'nın dün Meclis Genel Kurulu'nda, Türkiye-Ermenistan ilişkileri konusundaki sözlerini eleştirerek "ABD Başkanının gerçekleri yok sayarak, Meclis'teki konuşmasında Amerika'nın tarihine atıflar yaparak Türk tarihindeki meselelere de aynı olumsuz anlamları yüklemeye çalışması ve bunu tarihin gerçeği ile yüzleşmekle açıklaması, hoş göremeyeceğimiz bir nezaketsizliktir" diye konuştu.

Sözde Ermeni soykırımı iddiaları konusunda hükümeti uyaran Bahçeli "Bir yalan iddiayı herkesin kabul etmiş olması onun doğru olduğu anlamına gelmez. Yalnız başınıza da kalsanız milli tezlerimizi ve tarihi haklılığımızı sonuna kadar savunmalısınız" dedi. Bahçeli hiçbir hükümetin, Ermenistan'ı kazanmak uğruna Azerbaycan'ı kaybetme ve gözden çıkarma tasarrufu olamayacağını söyledi.Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliğine seçilmesi konusunda Bahçeli "Erdoğan, İslam dininin Yüce Peygamberine hakaret edilmesini ve Türkiye'nin güvenliğini ucuz bir pazarlık denkleminin içine yerleşmiştir" dedi. Bahçeli, "Davos'ta şişirilen "one minute' balonu NATO toplantısında bizzet Cumhurbaşkanı Gül tarafından patlatılmıştır" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Mart seçimleri nedeniyle verilen bir aylık aranın ardından toplanan partisinin Meclis Grup toplantısında yaşanan gelişmeleri ve seçim sonuçlarını değerlendirdi. Konuşmasına, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasında yaşamını yitirmesiyle başlayan Bahçeli, kazayla ilgili bu hafta bir araştırma komisyonu kurulacağını söyledi. Bahçeli, MHP'nin ilk genel başkanı merhum Alparslan Türkeş'in ölümünün 12'nci yıldönümü olduğunu da hatırlatarak "Merhum Türkeş Bey'in ortaya koyduğu ilkeler ve hedeften hiçbir kırılma yaşanmadan ulaşılan bugünkü netice, bir taraftan mücadele ile taşınan emanetin emin ellerde olduğunu diğer yandan ise merhum liderimizin arttığı temelin ve gösterdiği yolun doğruluğunu kanıtlamaktadır" dedi.

"SEÇİMLER ERDOĞAN'IN BAŞARISIZ VE YETERSİZ OLDUĞUNU KANITLADI"

Grup konuşmasında yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Bahçeli, AKP'nin 22 Temmuz seçimlerinden bu yana çok ciddi destek ve oy kaybına uğradığını söyledi. Bahçeli şunları söyledi:

"Seçim sonuçları ağır sorunlar altında ezilen toplumsal yapının, iktidar partisine şimdilik bir ikazı olarak görülmeli ve anlaşılmalıdır. Özellikle ekonomide süren ve vatandaşlarımızı dayanamayacakları bir duruma getiren kriz halinin siyasi tercih ve kararlarda etkili olduğu görülmektedir. Seçimle birlikte ortaya çıkan netice, krizin sevk ve idaresinde izah ve tefsirinde akış ve ilerleyişinin önünü almada Başbakan Erdoğan'ın son derece başarısız ve yetersiz olduğunu kanıtlamıştır."

Seçim ortamı ve sonucunun yalnızca millet idaresinin tecellisini yansıtmadığını ifade eden Bahçeli, "Aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin siyaset ahlakını, tarafsızlık ve hakkaniyet anlayışını, siyasi dil, üslup, yöntemlerini bilhassa Sayın Başbakan'ın ağzından ve uygulamalarından tanınmasına da vesile olmuştur" dedi.

"TEMENNİMİZ İKTİDARIN SEÇİM SONUÇLARINI DOĞRU OKUMASI"

Partisinin iktidarın tek alternatifi olduğunun görüldüğünü kaydeden Bahçeli, partisine verilen desteğin karşılıksız kalmayacağını söyledi. Bahçeli, "Temennimiz seçim sonuçların iktidar partisinin verilen mesajı doğru okumuş olması ve 22 Temmuz seçimlerinden sonra oluşan başına buyruk ve dayatmacı anlayışından kurtulmuş ve bu anlayışını sorgulamış olmasıdır. Bu sonuca göre hükümet özellikle dış politikada attığı yanlış stratejik adımları mutlaka gözden geçirmelidir. Barzani ile kucaklaşma, Talabani ile sözleşme, PKK ile dolaylı müzakere, Ermenistan'la el sıkışma ve Avrupa Birliği ile sanal ilişkiler üzerine kurgulanmış ipotek siyasetini terk etmek durumundadır." diye konuştu.

RASMUSSEN ELEŞTİRİSİ

Grup toplantısında Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliğine seçilmesini de değerlendiren Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün tavrı nedeniyle, Türkiye'nin "NATO içinde veto hakkı olan ancak bunu kullanmaya yetkisi ve ehliyeti olmayan ikinci sınıf özürlü bir üye ülke" konumuna düşürüldüğünü savundu. Bahçeli şöyle konuştu:

"Bu süreçte, teslimiyetten hayali zafer çıkarmaya ve bunu Obama garantörlüğü ambalajıyla pazarlamaya çalışan Başbakan arkasında duramayacağı sözler söylemiş, ancak bunun altında kalarak Türkiye'nin haysiyetinin ayaklar altına alınmasına yol açmıştır. Dün Mehmetçiğe kurşun sıkanları eğiten, eğlendiren, yöneten bir ihanet kanalını hoş gören bu şahsın, şimdi Mehmetçiğe verilmiş uluslar arası görevlerde yöneticiliğini yapmasını kim kabul ettirmiş ve etmiştir? Durumun özeti şudur; Başbakan Erdoğan, İslam dininin Yüce Peygamberine hakaret edilmesini ve Türkiye'nin güvenliğini ucuz bir pazarlık denkleminin içine yerleştirmiştir. Baskılar karşısında uysal ve ezik olarak geri adım atmış ve NATO memuriyeti karşılığında bunları feda etmiş, iddialarından vazgeçmiştir. Sahte Davos kahramanlığı ile iç politikada yol almaya çalışan Başbakan'ın gerçek hüviyeti, siyasi omurga anlayışı, Türkiye'nin onur ve haysiyetine ve manevi değerlerine olan saygısının ve bağlılığının gerçek yüzü şimdi bu olayda bütün çıplaklığıyla anlaşılmıştır."

NATO Genel Sekreterliği konusunda Erdoğan ve Gül arasındaki tezat ve ihtilafları anlamlandırmanın mümkün olmadığını ifade eden Bahçeli, "Türkiye için öncelikli önem NATO'nun güçlü olması mıdır? Yoksa Türk milletinin değerlerinin her platformda savunulması ve her şeyin üstünde tutulması mıdır? Anlaşıldığı kadarıyla Davos'ta şişirilen "one minute' balonu, NATO toplantısında bizzat Cumhurbaşkanı Gül tarafından patlatılmıştır" diye konuştu.

Konuşmasında ABD Başkanı Barack Obama'nın dün Genel Kurul'da yaptığı konuşmaya da değinen Bahçeli, şunları söyledi:

"Sayın Obama'nın Cumhurbaşkanlığı ziyareti sonrası açıklamalarından ve Meclis'teki konuşmalardan dikkatimizi çeken husus, AKP iktidarınca ülkemizin karşısına çözüm yolu adı altında adım adım ilerleyen sorunlar yumağı haline gelen temel iç ve dış meselelerin artık içinden çıkılmaz hale gelmiş olmasıdır. Başkan Obama 1915 olaylarını "soykırım' olarak gördüğünü açıkça belirtmiş, Meclis'te yaptığı konuşmada da, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın açılmasının önemine işaret etmiştir. Ancak Türkiye-Ermenistan arasındaki sorunların kaynağı Türkiye değil, Ermenistan'ın tutum ve talepleridir. ABD Başkanı'nın gerçekleri yok sayarak Meclis'teki konuşmasında Amerika'nın tarihine atıflar yaparak, Türk tarihindeki meselelere aynı olumsuz anlamları yüklemeye çalışması ve bunu tarihin gerçeği ile yüzleşmekle açıklaması hoş göremeyeceğimiz bir nezaketsizliktir."

AKP hükümetini uyaran Bahçeli, "bir yalan iddiayı herkesin kabul etmiş olmasının onun doğru olduğu' anlamına gelmeyeceğini söyledi. Hükümete "doğru ve gerçek her zaman aynıdır ve yalnız başınıza da kalsanız milli tezlerimizi ve tarihi haklılığımızı sonuna kadar savunmalısınız' diye seslenen Bahçeli, hiçbir Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Ermenistan'ı karşılık görmeden sözde kazanmak uğruna Azerbaycan'ı kaybetme ve gözden çıkarma gibi bir tasarrufunun olamayacağını söyledi. Obama'nın Kürtçe televizyon ve terör örgütü PKK ile ilgili sözlerini ise Bahçeli şöyle değerlendirdi:

"ABD Başkanı Obama'nın Meclis'te yaptığı konuşmasında PKK terörü ile mücadele kapsamında Türkiye'nin Irak'taki "aşiret reisleriyle' işbirliği ilişkileri kurmasının gerektiğini ve demokratikleşmenin önemini vurgulaması oynanan oyunu somutlaştırmaya başlamıştır. Başkan Obama'nın aynı konuşmasında "Kürtçe radyo ve televizyon yayınlarıyla sağlanan ivmenin sürdürülmesi' için yeni düzenlemeler yapılmasına işaret etmesi ve Türkiye'de bulunan azınlıkların haklarının güçlendirilmesi gereğini dile getirmesi ABD'nin bakış açısının AB ile örtüştüğünü göstermiştir. ABD Başkanının Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması talebine Meclis konuşmasında yer vermesi de aynı benzeşmenin başka bir yansımasıdır."


(ANKA)