kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Mart 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Şükran Moral (üstte), Aşk ve Şiddet sergisi açılışındaki performansında.

Aile içi şiddeti belgeleyen sergi

EVRİM ALTUĞ - SABAH
30.03.2009
Şükran Moral'ın Aşk ve Şiddet sergisinde kadına yönelik şiddet ve aile kurumunun karanlık yüzü olan aile içi şiddetin etkileri, sanatın diliyle izleyiciye ulaşıyor. Moral için Türkiye, henüz kendi rönesansını yaşamış değil..
Sanatçı Şükran Moral'ın Aşk ve Şiddet temalı performans ve enstalasyonu, önceki akşam İstanbul Galatasaray'daki Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi'nde sanatseverlerle buluştu. Sanatçının galeri girişinde başlayan ve büyük bir izleyici kesimin de izlediği, videoya kaydedilen performansı, temelde iki ayrı unsura yaslanıyordu. Bunların ilki, galeri girişinde, okul çağında olduğu anlaşılan bir küçük kız figürüne odaklıydı. Üzeri çarşaflı bir kadın kılığında izlediğimiz Moral, performansta, kızına yönelik aile içi şiddet kullanan bir kadın olarak, özellikle geri kalmış toplumlarda küçük kızlara zorla 'kadın sünneti' yaptırmayı gündeme taşıdı. Kızı daha sonra 'zorla evlendiren ve taşlayan', zor kullanan Moral'ın Ecce Homo başlığı altında 'işte, suçlu' diye gösterdiği dev klitoris fotografı ise, Gustave Courbet'nin L'Origin du Monde - Dünyanın Kökeni adlı klasik (ve Türkiye için hâlâ röprodüksiyonunun yayım ve basımı tartışmalı) müzelik tablosuna göndermede bulunarak, 'kadın sünneti' denen trajik ve ilkel ritüeli eleştirel ve radikal bir teşhirle işliyordu. Sergisi üzerine SABAH'a konuşan sanatçı Şükran Moral, feministlerin ciddiye alınması gerektiğini, Türkiye'deki kazanılmış hakların da onların katkısıyla edinildiğinin altını çizdi. Sanatçı, performansının izleyicide bıraktığı psikolojik etki üzerine ise şunu açıkladı: "Benim yaptığım başka performanslara engel olanlar da oldu. Bu doğru- yanlış değil, normal bir şey. Ama nedense kadınlar daha duyarlı davranıyor."

KARANLIK AİLENİN SOFRASI
Moral, 3 Mayıs'a kadar izlenebilecek performans / sergisinde ayrıca, galerinin ikinci katında, ressam Edvard Munch'a Çığlık yüklü bir gönderme ile, bir masaya oturtulan kadın iskeletine eşlik eden baltalar, yılan ve tabancalarla dolu, kendisinin Karanlık Aile dediği bir sofra ile karşımıza çıktı. Moral, aile kurumu içindeki karanlık şiddet gölgesini gündeme taşıdığı bu sofranın başında buluşturduğu küçük, gelinlikli kızlarla da, performansı üzerinden ataerkil toplumdaki 'kız evlât' klişesini de eleştirme fırsatını yakaladı. Bu arada, Moral'in performans videosunun halen galeride sergi sonuna kadar izlenebildiğini de anımsatalım. Şükran Moral, daha önce Venedik'te de zina temalı bir performans yaptığını anımsatıyor. Bir performansında kendini gömdüren sanatçı, 'recm' olayına gönderme yaptığı eseri üzerinden konuşurken, "Şiddeti anlatabilmenin yolu, şiddetin kendisini temsil etmekten geçiyor. Bir kadının öldürülmesi korkunç bir şey. Bu bir performans olduğu halde kendim alt üst oldum. Toprak vücudumu sıktığı için boğuluyordum, insanlar yıllarca bir kadını nasıl cezalandırabiliriz diye düşünmüşler, sonra bunu bulmuşlar. Son derece korkunç bir şey bu," diyor. Sanatçı Şükran Moral, yaşamı ve çalışmalarını sürdürdüğü İtalya ile Türkiye'de kadına bakış arasında 'dağlar kadar fark olduğunu' ise şöyle vurguluyor: "Biz Rönesans'ı yaşayamamış bir ülkeyiz. Büyük potansiyelimiz de var ama Türkiye bu zorlukları aşarsa müthiş bir yere gidebilir. Bu ortaçağ kafalı, örümcek kafalı adamlar her türlü bilgisayar teknolojisini kullanabilirken, kadına, sanata bakışı hâlâ aynı kalabiliyor. Ortaçağ sanatı olsun istiyor. Bu gülünç bir şey. Kadın da, erkek de başkasının objesi halinde; ama ikisi de bunun farkında değil." Aşk ve Şiddet 3 Mayıs'a kadar görülebilir. Tel: 0212 252 47 00