kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Kar altında yaşamak...

Umutlar dün tükendi...
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşının yaşamının sona erdiği, cansız bedenlerine ulaşılarak kesinleştirildi.
Helikopterin nasıl kaza yaptığı henüz bilinmiyor.
Bilinen bir gerçek var: Helikopterin ilk çarpma anında, en az iki kişi yaşıyordu.
Biri, gazeteci arkadaşımız İsmail Güneş ...
Diğeri de Güney'in, "Erhan Abi de ıhlayarak cevap veriyor" dediği BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ ...
Peki, en azından bu iki canın yaşama şansı hiç mi yoktu?
Soruya, "eksi 15 derece soğukta yaşam çok zor" yanıtı verilebilir.
Ancak, geçmişte benzer olaylar anımsandığında yaşamın devamının sağlanmasının hiç de zor olmadığı görülür.
Bunun için bir olayı anımsamak yeterli;
Tam 14 yıl önce Kartalkaya'da ABD'li pilot yarbay Mike Couillard'ın 10 yaşındaki oğlu Matthew ile birlikte kayak yaparken kaybolması olayı.
Baba oğul kar altında 9 gün yaşamayı başarmıştı.
Couillard'ı ve oğlunu, "yaşam destek" bilgisine sahip olması kurtarmış, sonrasında kaleme aldığı "Dağdaki Mucize" isimli kitapta da yaşadıklarını aktarmıştı.

Kar altında ısınmak
Aslında ABD'li pilot yarbayın yaptığı çok basit bir eylemdi; "rüzgârı ve beraberinde getirdiği soğuğu" kesmek.
Karı kazıp, altında hemen bir mağara yaratmış, ısıyı içerde 2-4 dereceye kadar çıkarmayı başarmış ve hipotermiyi (vücut ısısının aşırı soğuk dolayısıyla 35 derecenin altına inmesi) engelleyip donarak ölmenin önüne geçmeyi başarmıştı.
Besinlerini de karı kazıp toprağa ulaşarak topladıkları otlarla sağlamışlar ve tam 9 gün hayatta kalmışlardı.
Sadece onlar mı; birçok dağcı, kayakçı da kaybolduklarında karı kazıp içine girerek kurtulmuştu.
Başta da belirttiğimiz gibi, sadece yaşam destek bilgisine sahip olmanın cankurtaran avantajını kullanmışlardı.

Hızır Acil'in kuruluşu
Şimdi gelelim bizdeki duruma.
Acaba ilköğretim okullarımızdan kaçında, bırakın yaşam destek dersini, "ilkyardım" öğretilir.
Haydi, geçtik ilköğretim okullarını, yasa gereği sürücü ehliyeti almak için ilkyardım bilgisine sahip olmak mecburi...
Acaba kaç kişi ehliyeti aldıktan sonra bu bilgileri anımsar?
Bırakın onları, "yaşamı koruma ve sürdürülmesini sağlama, durumun kötüleşmesini engelleme, iyileştirmeyi kolaylaştırma" konusunda eğitimli olması gerekenler acaba yeterince bilgi sahibi mi?
İsmail Güneş'in 112 Acil Servisi ile yaptığı konuşma ne kadar bilgi sahibi olduklarının göstergesi...
Güneş'i uzun süre telefonda konuşturup şarjını bitirtmek yerine; bekleme konumunda kalmasını sağlayıp sinyal vermeye devam ettirseydi belki de yerleri çok daha çabuk tespit edilecek ve kendilerine daha çabuk ulaşılacaktı.
Zaten 112 Acil Servis'in kuruluş amacı da buydu...
Başbakanlığı döneminde Turgut Özal Numune Hastanesi merkez olmak üzere, Batı'da gördüğü örneklerden yola çıkarak "077 Hızır Acil"i kurmuş ve 40 eski Volkswagen'i ambulans haline getirtip hizmete başlamıştı.
Serviste de ilkyardım konusunda uzman hekimler bulunacak, bunların yönlendirmesiyle ölümlerin önüne geçilecek, bu sırada ambulans olay yerine yetişecekti.
Özal'ın o dönemdeki hedefi "Hızır Acil"i çok daha büyük, birçok konuda bilgi sahibi olan kişilerle desteklenmiş merkeze dönüştürmekti.
Ne mi oldu?
Kadro derdine düşüldü, her yerde bir Hızır Acil Servisi kuruldu; telefon sapıklarının akınına uğradı.
Sonucu da görüldü.
Yazıcıoğlu ve beraberinde hayatlarını kaybedenlerin Hak yolu açık, mekânları ışık dolu olsun...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın