kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Mart 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Tuna'nın hüznü...

Meclis kulisinde her karşılaşmamızda aynı cümleyi birbirimize tekrarlardık:
"Arayı çok açtık; bir an önce buluşalım, değerlendirmemiz lazım..."
Çevreden duyan olsa başka bir şey zannederdi...
Oysa amacımız kebap yiyip sohbetten başka bir şey değildi.
Kısa süre önce Konya yolu üzerindeki bir kebapçıda buluştuk.
Seçim gezilerinde karşılaştığı tablo ve gördüklerinden kaygılıydı.
Krizin etkisinin büyük olduğunu belirtip şöyle diyordu:
"İşsizlik böyle artarsa sosyal patlamaya neden olabilir..."
Krizden çıkışa ilişkin formülü de vardı.
İç piyasada para çarkını süratlendirecek, bir nevi imece usulü ile dayanışmayı getirecek bir yöntemden söz ediyordu.

"Bir de oy verseler"
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile sohbetimiz gece yarısına kadar devam etti.
Restorandan çıkarken, geçmişte en acımasız siyasi mücadele içine girdiği sol görüşlü birkaç kişi ile karşılaştı; sarılıp öpüşmeleri ve sohbetleri görülmeye değerdi.
Bazı kişiler gelip dert yandı, üşenmeden dinledi.
Çevresini saranlardan fırsat bulduğunda ise gülerek sitemde bulundu:
"Derdine çare, çoluk çocuğuna bulduklarım bir de oy verseler, herhalde Türkiye'nin birinci partisi oluruz..."
Herkesle dosttu.
Bunun göstergesi dün sadece BBP Genel Merkezi'nin bulunduğu Tuna Caddesi'nde değil, Türkiye'nin her tarafında ortaya çıkıyordu.
Bırakın siyasi parti liderlerinin mitinglerini iptalini.
Ankara caddelerinde bir tek seçim otobüsü dolaşmadı.
Geçmişte kavgalı olanlar dahi kendisinden haber alabilmek için dün Tuna Caddesi'ndeki Genel Merkez'e akın etti.

Yüreklerdeki isyan
BBP'deki havaya gelirsek...
Olayın üzerinden bir gün geçmiş olmasına rağmen hâlâ helikopter enkazına ulaşılamamış olmasına herkes öfkeliydi.
Nitekim hükümet üyelerinin partiyi ziyaretinde de tepki açıkça ortaya konuldu.
Tepki sadece Genel Merkez'de yaşanmıyordu...
Türkiye'nin hemen her tarafından gelen telefonlardan da benzer tepkiler yükseliyordu.
BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu, partili arkadaşını şöyle sakinleştiriyordu:
"Cumhurbaşkanı olaydan 15 dakika sonra aradı. Başbakan bizimle dört kez konuştu. 7-8 helikopter, bir iki uçak, 500-600 kişi dağda aramaya katılıyor. O araziye yazın bile çıkmak zor. CHP lideri Baykal, hükümet üyeleri, MHP'li arkadaşlarımız burada. Herkes uğraşıyor, elden başka ne gelir?"

Tüllüce'nin sinyali
Bu sözler yüreklerdeki isyanı bastırmaya yetmiyordu...
Oysa Topçu'nun da arkadaşlarına söylediği gibi herkes seferberdi.
Yapılan çalışmalar helikopterde bulunan cep telefon sinyallerinin Çardak'ın 4 km. kuzeyindeki Tüllüce tepesinde yer alan kuledeki baz istasyonundan geldiğini gösteriyordu.
Hırçın kayalıklarla kaplı bölgedeki aramalar ise sevindirici haberi engelliyordu.
Sanki bütün aksilikler üst üste gelmişti.
Helikopterin küresel pozisyon sinyal sistemi çalışmıyor, gazeteci arkadaşımız İsmail Gümüş 112 Acil Servis'e cep telefonuyla ulaştığında tecrübeli birine rastlamıyor, sis ve fırtına ise bölgede yön bulmaya izin vermiyordu...
Gazeteye dönerken BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hapiste yazdığı şiiri kulaklarımızda çınlıyordu:
"Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum/ Durun kapanmayın pencerelerim/ Güneşimi kapatmayın/ Beton çok soğuk, üşüyorum..."
Not: MÜSİAD Başkanı Vardan, "Baykal, İstanbul Belediyesi'ndeki asfalt olayına karışan Kepenek ile ilgili olarak benim, 'Onun asfaltla ilişkisi otomobilinden dolayı' dediğimi ileri sürmüş. Böyle bir sözüm yok" dedi.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın