kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Sözde Kürdistan, sözde Ergenekon ve sözde faili meçhuller mi?

Aslında her sorunun çözümünü bulmuşuz. Gerçeklerin başına "Sözde" kavramını yerleştirdiğimiz zaman, onları yok sayabileceğimizi zannetmiyor muyuz?
Örneğin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Irak gezisi sırasında gazetecilerle konuşurken şöyle deseydi, sözleri böylesine tartışma konusu olmazdı:
- Sözde Irak Anayasasının sözde Cumhurbaşkanı Talabani ile de, sözde Anayasanın sözde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi olarak belirlediği Kuzey Irak'ın sözde Başbakanı Neçirvan Barzani ile de görüştüm.
Çok çok uzun yıllar "Kürt Realitesi"ni nasıl görmezden geldiysek, şimdi de "Irak Kürdistanı"nı yok sayarak bu gerçeği acaba ne kadar süre ile buharlaştırdığımızı zannedeceğiz?
Veya taraftarı olduğumuz siyasal ideolojinin ya da partinin tutumuna göre yurt gerçeklerinin bazılarını görmezden geldiğimiz zaman, bunların olmadıklarını da mı sanacağız?
"Ergenekon" adı ile bilinen davaya ilişkin olarak ikinci iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ve böylece Ergenekon'un ana konusu artık "Darbe Girişimleri" oldu.
Sanki hiç yayınlanmamışlar gibi belirli kesimler tarafından yok sayılan emekli Oramiral Özden Örnek'in "Günlükler"i ve dolayısıyla darbe girişimleri de artık yargı önünde.

Günlüklerin önemi
Bu günlükleri yayınlayan Nokta'nın eski Genel Yayın Yönetmeni ve şimdi Taraf'ın yazarı olan Alper Görmüş, dün NTV'de konuşurken şöyle dedi:
- 2003-2004'teki darbe girişimlerinin anlatıldığı günlüklerin iddianameye girmesini istiyorduk. İddianameyle bu eksiklik giderilmiş oldu. Önemli, hayırlı bir gelişme. Cinayetler, bombalamalar vs. birçok suçla darbe girişimiyle senkronize gittiği, aralarında birtakım bağlantılar olduğu hissediliyordu, daha doğrusu çok açıktı. Hukuk dilinde sarih bir hale gelmesi de savcıların göreviydi. O gerçekleşmiş oluyor.
Bu durumda İddianame'yi yok sayarak ve "Sözde darbe girişimleri" diyerek, olayın çapını görmezden gelebilir miyiz?
İddianame'deki temel iddiaları hatırlatalım:
- "Eldiven" kod adlı darbe planı incelendiğinde genel olarak "Ayışığı" ve "Yakamoz" darbe planları başarılı bir şekilde gerçekleştirildikten sonra yapılması gerekenlerin planlandığı anlaşılmaktadır.
- Ergenekon silahlı terör örgütü şüphelilerinin yasama ve yürütme organının cebren ortadan kaldırıp devlet idaresini anti demokratik yollarla ele geçirmek için öncelikle belirtilen darbe planlarını hazırladığı ve devamında da bu darbe planlarını uygulamaya koyduğu anlaşılmıştır.
Diyelim ki bu İddianame'yi ve Dava'yı da görmezden geldik.
Ya Silopi ve Cizre'de olup bitenleri, yargısız infazları, faili meçhul diye bilinen cinayetlerin faillerinin kimler olduğunu da görmezden gelebilir miyiz?

Kim kimi bölebilir ki?
Ne dersiniz?
Hiç olmazsa Kılıçdaroğlu'nun iddialarına konu ettiği dosyalar kadar haber değeri yok mu bu iddiaların?
Saadet Partisi AK Parti'nin oylarını bölerse, gerçekten darbe girişimleri unutulur mu?
Bakın Milli Görüş'ün önemli sözcülerinden Şevki Yılmaz, Zaman'dan Bayram Kaya'ya verdiği demeçte şunları söylemiş:
- "28 Şubat"ta dönemin başbakanına en ağır hakaretleri yapanlardan bugün hesap soruluyorsa, AK Parti hükümetine en çok o hakaretlere maruz kalanların destek vermesi gerektiğine inanıyorum ama görüyorum ki bazıları derin güçlerle omuz omuza vermiş, dün kendilerini yok etmeye çalışanlarla birlik olmuş görüntüsü vermekteler.. Bu acı tabloyu ibretle izliyorum, milletimiz de izliyor..
- Şimdi birileri çıkmış koltuk hırsından; "Bu iktidar yıkılmalı!" diyor... Ben buna hizmet etmem, edene de destek vermem ve bütün gücümle mani olurum. Vatanını ve milletini seven ister Saadet Partili, ister MHP'li, ister BBP'li ve hatta CHP'li olsun, bu ülkede 60 ihtilalini, 12 Mart 1971 ve 1980 darbesini, 28 Şubat postmodern darbesini yaşadığı ve acılarını çektiği halde, bu darbecilerden hesap soran AK Parti iktidarına "yıkılsın bunlar" diyemez..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın