kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Gösteriş peşinde değiliz"

CİHAN
Giriş Saati : 21.03.2009 11:52
Güncelleme : 21.03.2009 18:54
Yeni Haber
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bugün baharın başladığı, toprağın dirildiği gün, tazelenmenin, yenilenmenin, dirilişin günü. Bugünü bütün milletimizle el ele gönül gönüle kutlayacağız'' dedi.

Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, millete ''efendi değil hizmetkar olmak için'' göreve geldiklerini söyledi.

''Toprağı aziz, insanı azizi, kendisi aziz Elazığ'ı, gakkoşlar diyarını selamlıyorum'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Siz bu kardeşinizi bağrınıza bastınız, kucak açtınız. Bu kardeşinizden desteğinizi, hayır duanızı eksik etmediniz. Bu kardeşiniz de size mahçup olmadı, Allahın izniyle bundan sonra da mahçup olmayacak. Bizim siyasetimiz, hizmet siyaseti, millet siyaseti, biz millete efendi olmak için değil, hizmetkar olmak için geldik. Gönüllerinizi fethetmeye, gönüllerinizin sultanı olmaya geldik. Biz gösteriş peşinde değiliz, makam, mevki peşinde değiliz, paranın pulun peşinde, itibarın peşinde değiliz. Bu millet bugün yarın ya da bu dünyadan göçtükten sonra 'bir zamanlar şöyle bir AK Parti geldi geçti. İşte başında Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bakan arkadaşlarıyla geldiler, bu ülkede yollar yaptılar, sular getirdiler, refah getirdiler, huzur getirdiler, tren yollarımızı rehabilite ettiler, hızlı tren getirdiler, doğalgaz getirdiler. İşsizlik almış başını gidiyordu onlar bizi ayağa kaldırdılar. Allah razı olsun' desin bu bize ziyadesiyle yeter.''

ADAM ALDIRMA DA GEÇ GİT DİYEMEM...

Gittikleri her yerde yurt içinde ve dışında Yunus'un diliyle konuştuklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''kavga için değil gönüller yapmak'' için geldiklerini söyledi.

Muhalefet partilerinin kullandığı dil ve üslubu eleştiren Erdoğan, ''Diğer partilerin nasıl bir öfke içinde olduklarını görüyorsunuz. Hakaretle, yalanla, iftirayla nasıl üzerimize geldiklerini görüyorsunuz. Biz bunlara aldırmıyoruz. Biz bunlara kulak asmıyoruz. Bunlarla vaktimizi heba etmiyor, millete hizmetten kendimizi alıkoymuyoruz. Ama bir de 'aldırma da geç git' diyemiyeceğimiz yerler var'' diye konuştu.

Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un ''Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum. Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar taaa ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. (Adam aldırma da geç git) diyemem. Aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim. Hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım ama, severim mazlumu'' dizelerini okuyarak, şöyle devam etti:

''Bu durumlarda, bu dönemlerde geçip gitmiyor hakkı söylüyor, dik duruyor, mazlumun yerinde yerimizi alıyoruz. İnsanlara zulmedenlere, haksızlık edenlere karşı susmuyoruz. Başımızı öne eğmiyoruz. Görmezden gelmiyoruz, gözümüzü yummuyor, yüreğimizi ortaya koyuyoruz. Bize yakışan, tarihimize yakışan işte budur. Kültürümüze, medeniyetimize yakışan budur. İşte benim gakkoşuma yakışan budur. Monşer eskileri bunları anlamaz. İkitelli medyasının maaşlı köşe yazarları bunu anlamaz. Milliyetçiliği slogan zannedenler bunu anlayamaz. Tarihini, kültürünü, ecdadını tanımayanlar bunu anlayamaz. Ama Türkiye bunu anlar, Elazığ bunu anlar. İşte onun için göğsümüzü gere gere gür bir sesle diyoruz ki sen Türkiye'sin, sen Elazığ'sın...''

-"BUGÜN NEVRUZ, BUGÜN YENİ GÜN"...

Bu günün çok özel bir anlamı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

''Bugün 21 Mart, bugün Nevruz, bugün yeni gün bayramı. Bu vesile ile bütün Türkiye'nin ülkemiz dışında bu bayramı kutlayan tüm milletlerin, bütün Elazığlı kardeşlerimin Nevruz bayramını tebrik ediyorum. Orta Asya'dan Avrupa içlerine kadar uzanan ortak kültür coğrafyamızda yer alan bütün insanlarımızın Nevruz Bayramı'nı kutluyorum. Bugün baharın başladığı, toprağın dirildiği gün, tazelenmenin, yenilenmenin, dirilişin günü. Bugünü bütün milletimizle el ele gönül gönüle kutlayacağız. Birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Düşman nazarlarla bakmayacağız birbirimize. Öfkeyle, kinle bakmayacağız, bir olacağız, diri olacağız. Böyle bakacağız birbirimize çünkü gün birlik günüdür, gün beraberlik günüdür. 'Bu Türkmüş', 'bu Kürtmüş', 'bu Lazmış', 'bu Zazaymış, Çerkezmiş, Gürcüymüş, Abhazmış' bunların hepsine saygı duyacağız. Ama birbirimizi 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz' anlayışıyla seveceğiz. Bütün unsurlarımızı, bütün farklılıklarımızı, bu toprağın, bu vatanın asli unsuru olarak göreceğiz. Bağrımıza basacağız. Dinsel, bölgesel, etnik milliyetçilik yapmayacağız. Birlik içinde, bütünlük içinde kardeşliğimizi muhafaza ederek ortak geleceğimizi şekillendirmeye devam edeceğiz. Ayrımcılık yapanlar varsın olsun, elimizin tersiyle iteceğiz. Demokratik yollarla onları sandığa gömeceğiz, sandığa...''

SEVİNÇLERİMİZ DE BİR, KADERİMİZ DE BİR, ÖYLEYSE BU KAVGA NİYE

Erdoğan, bunun en iyi örneğinin üç gün önce Çanakkale şehitlerini anma törenlerinde sergilendiğini vurgulayarak, 94 yıl önce Çanakkale'de bu toprakların yeni bir ruh kazandığını, şimdi aynı dayanışma, aynı ruh birlikteliği içinde bu vatana, bu ülkeye sonsuza dek sahip çıkma günü olduğunu söyledi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Vatanımız, ülkemiz, bayrağımız, istikbalimiz birdir, ortaktır. Bunu asla unutmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olma onurunu, şerefini, haysiyetini, 71.5 milyon vatandaşımızla birlikte yürekten paylaşacağız. Artvin'den Çanakkale'ye, Hakkari'den Muğla'ya, Sinop'tan Mersin'e, İstanbul'dan Elazığ'a kadar... Heyecanlarımız, taleplerimiz bir kederimiz de bir sevinçlerimiz de bir, kaderimiz de bir öyleyse bu kavga niye... Hiç bir değerimizi birbiriyle çarpıştırmıyoruz, çarpıştırmayacağız, bütün değerlerimize aynı samimiyetle sahip çıkıyoruz. Bundan sonra da aynı samimiyetle sahip çıkacağız. Türkiye'nin 81 vilayetini aynı şekilde kalkındıracak, 780 bin kilometrekareye eşit hizmet götürecek, 71.5 milyon vatandaşımızı adil bir şekilde refaha kavuşturmanın gayreti içerisinde olacağız. Türkiye bunu başarabilir, Türkiye bunu başarıyor. Yeter ki aramıza nifak sokmaya çalışan, bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara karşı tek yürek olalım. Yeter ki bu toprakların binlerce yıldır devam eden kardeşliğini, huzurunu bozmaya çalışanlara karşı yek vücut olalım. Bunu başardığımız sürece bizi kimse yıkamayacaktır. Bunu böyle biliniz..''

TRT'NİN YENİ KANALI

TRT'nin Ocak ayında önemli bir açılım yaptığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

''TRT 6, TRT Şeş adıyla Kürtçe yayına başladı. Bu akşam TRT yeni bir kanalı daha devreye alıyor. Bu yeni kanal da Türkçe olarak tüm 'Türk Dünyası'na sesleniyor. Bosna-Hersek'ten Çin'e, Kazakistan'a, Sırbistan'dan Afganistan'a, Gürcistan'dan Türkmenistan'a, Macaristan'dan, Moğolistan'a kadar çok geniş bir coğrafyada soydaşlarımıza, kardeşlerimiz, akrabalarımıza, dostlarımıza artık Türkçe bir TV kanalı ile ulaşıyoruz. Avrupa'dan, Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Uzak Asya bu yeni kanalla Anadolu ile buluşacak. Yani Elazığ'la buluşacak. Özbek şarkıcılar, Boşnak hafızlar, Azeri şairler, Türkmen ressamlar bu kanalla geniş bir coğrafyaya seslenecekler. TRT'nin bu yeni kanalının da hayırlı olmasını diliyorum.''

"DUVARLAR ÖRÜLDÜ ARAMIZA..."

Erdoğan, Nisan ayı içinde ''TRT Türk'' adıyla tüm dünyaya hitap edecek BBC ölçeğinde yeni bir kanalı da devreye alacaklarını belirterek, şunları söyledi:

''Dünyanın 20 farklı bölgesinde temsilciliği olacak. Bağdat'tan, Saraybosna'ya, Bişkek'ten Moskova'ya kadar geniş bir coğrafyayı buluşturacak bir dünya kanalı kuruyoruz. Orada da durmuyoruz. Ardından Arapça kanalımızı, ardından İngilizce kanalımız gelecek. Çünkü biz büyük düşünüyoruz. Burada Kürtçe yayın yapan radyomuz yayına giriyor. Ayrıca Ermenice yayın yapan radyomuz yayına giriyor. İstiyoruz ki her yere en geniş şekilde ulaşalım ve ulaşacağız. Yıllarca bunlar ihmal edildi. Bunlar yapılmadığı için işte duvarlar örüldü aramıza. Şimdi bunu aşıyoruz. Çünkü bizim ufkumuz var.''