kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Avrupa’nın kafadan çatlakları! - Perihan KORKMAZ

Perihan KORKMAZ/LONDRA
Giriş Saati : 21.03.2009 10:16
Güncelleme : 21.03.2009 22:51
Yeni Haber
LONDRA - Hava sıcaklığı 17 dereceye çıktı, altın sarısı nergizler açtı, google bile yeşillenerek baharın geldiği hissi vermesiyle birlikte hafiften gevşemeye başlamışken, Avrupa Birliği karşıtlarının yükselmeye başlayan sesiyle ortam yine gerildi.

İngiltere'de muhafazakarlar, yıllardır AB'den çıkmaktan bahseder. Genelde seçimlere yakın başlar tartışma. Bu defa da öyle oldu. 14 ay içinde genel seçimler yapılacak. Bu seferki tartışmanın diğerlerinden farkı ise AB'nin içindeki muhafazakar grup Avrupa Halk Partisi (EPP)'den çıkma kararının tarihi açıklandı. Muhafazkarların lideri David Cameron'un 2005 yılında parti lideri olmasına ramak kala EPP'den ayrılma sözü vererek avrupa karşıtlarının sempatisini kazanmıştı. Şimdi sözünü tutarak liderliğini perçinleme niyetinde. Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik kriz dönemi düşünülünce, genel seçimlerden galip çıkma ihtimalinin yüksekliği EPP'den çıkmakla irtifa kaybedebilir.

İngiliz muhafazakarların EPP'den ayrılmasından çok kuracakları avrupa karşıtlarından oluşan yeni grupta yer alması olası diğer partiler tehlike çanlarını çaldırdı. İngiliz Mirror gazetesinin yeni gruba 'kafadan çatlatlar' grubu adı takması dayanaksız değil. Avrupa Muhafazakarları adını verdikleri yeni gruba katılacaklar arasında adı geçen Çek Sivil Demokrat Partisi, ODS ve Polonya Hukuk ve Adalet Partisi, PiS ülkelerinde aşırı sağ olmakla tanınıyor.

ODS'in kurucusu Vaclav Klaus, mevsim değişikliğini 'uydurma', PiS milletvekili Artur Gorski, Amerika'da geçen kasım ayında yapılan başkanlık seçimlerinin sonucunu 'felaket' olarak nitelendirip, beyaz adam medeniyetinin sonunun geldiğini söylediği sıradışı yorumuyla dikkat çekti. Baltık devletleri ve Balkanların yanısıra İtalya ve İsveç'in aşırı sağ muhafazakarlarının da bu yeni gruba katılacağı konuşuluyor.

Yeni grup için ayrılacakları EPP grubu ise Avrupa Komisyonu Başkanı JosManuel Barroso'nun yanısıra, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Alman Başbakanı Angela Merkel, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin partilerininde arasında bulunduğu Avrupa'nın önde gelen büyük partilerinden oluşuyor.

AVRUPA KARŞITLARININ DERDİ NE?

İngiliz muhafazakarlar, 19 yıl sonra AB merkez sağ muhafazakarlarından ayrılma isteğine gerekçe olarak federalist bir AB fikrini destekleyen EPP'yle aynı politikaları artık paylaşmıyor olmalarını gösterdi. AB'de entegrasyonun gereğinden fazla ileri gittiği görüşündeler ve Londra'dan Brüksel'e daha fazla güç transferinden rahatsızlar. Ayrıca Lizbon anayasasını kendi ulusal egemenliklerinin ihlali olarak görüyorlar.

Avrupa parlamentosunun, göçmenlik, savunma ve dış politika da ortak bir politika belirlemesi ve daha yakın ekonomik entegrasyona gidilmesini istemiyorlar. İngiliz muhafazakarların seçim sözü olan Lizbon anlaşmasının İngiltere'de referanduma sunulması önerisine EPP'nin karşı olması da çelişki yarattı. Britanya'da bir şey söyleyip, Bürüksel de başka birşey yapılırsa, halkın güveninin yitirileceği endişesi içindeler. AB'nin federasyonu altında tek bir kimlik altına girmek yerine, her devletin kendi ulusal kimliğini korumasını savunuyorlar...

İngiltere, AB ile kapsamlı bir paylaşım hiçbir zaman istemedi. İmparatorluk değerlerini AB değerlerine üstün tutarak, değiştirmemeye direndi. Kanunlar yapılmasına rağmen, uzunluğu mil, inc ve yardla, ağırlığı ounce, pint, pound, stone, ısıyı fahrenayt ile ölçmeye devam ediyor. Bugünlerde İngiliz sterliniyle avronun kur farkı sıfıra yakın olsada avroya katılmanın gerçekleşmesi mucize olarak görülüyor. Avrupa Birliği'ne inanmayanlar, AB'yle ilişkilerin serbest ticaret ve gönüllü yardımlaşmadan ileri gitmemesini istiyor. Kendi ülkeleri için uygun gördükleri AB modelini gerçekleştirmek için geç kalmış görünen bu grubun istediği türden bir AB üyeliğinin Türkiye'ye verilmesini sağlama şansları hala devam ediyor.