kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Mart 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Desteklediğiniz Mustafa Balbay'ın kim olduğunu gördünüz mü?

Geçen hafta, Cumhuriyet'i ziyaret ederek gazetenin Ergenekon Davası'ndan tutuklanan Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'a destek verdiklerini söyleyen gazeteciler ikiye ayrılıyordu.
1) Çoğunluğu oluşturanlar ' Ergenekon dostu' idi. Bunların iki ortak özelliği vardı: ( a ) Ergenekon şebekesini, "hükümeti eleştirmekten öteye bir özelliği olmayan masum muhalifler" gibi göstermek... ( b ) Ergenekon davasını azımsamak, sulandırmak, saptırmak...
2) Mustafa Balbay'a destek verenlerin diğer bölümü ise demokrat ( sol demokrat, liberal demokrat, sosyal demokrat, vs.) olduğunu sandığımız gazetecilerden oluşuyordu. (Var işte, imaj diye bir şey var şu hayatta.)
İki grubun ortak noktası ise Balbay'a verdikleri desteğin gerekçesiydi: İfade Özgürlüğü ve Basın Özgürlüğü gibi demokrasinin vazgeçilmez değerlerini öne sürüyorlardı.
Ancak ortada çok tuhaf bir durum vardı:
* Bir kere Mustafa Balbay, yazıları ya da yorumları yüzünden tutuklanmamıştı. Tutuklanma gerekçesi, özetle, Ergenekon şebekesine yardım ve yataklık yapmaktı.
Yani Balbay'a yöneltilen suçlama, demokrasiyi ortadan kaldırmak için uğraşmaktı.
Bu suçlamaya karşı, ifade ve basın özgürlüğünden dem vurmayı anlamak mümkün değildi.
* İkincisi, sosyalist edebiyatçı Oya Baydar'ın, dile getirdiği gibi, Balbay'a destek veren gazetecilerin hiçbiri, "Arkadaşımız darbeci değildir, onun darbeye teşebbüsten tutuklanmasına itirazımız var" diyemiyordu . ( Taraf, 14 Mart )
Onun yerine, "Düşünce ve basın özgürlüğünü savunmak için buradayız" diyorlardı.
Yani, Baydar'ın deyişiyle, darbeciliği, "düşünce özgürlüğü kapsamında bir temel hak" saymaya başlamışlardı.
Bu olayda beni şaşırtan, zaten Ergenekon dostu olan gazeteciler değil, demokrat olduğunu sandıklarımızın verdiği destekti.
Orada yer almalarının, Ergenekon şebekesini destekleme anlamına geldiğini kavrayacak; bilgiye, tecrübeye ve analiz gücüne sahip olan bu kişiler, niye böyle davranmışlardı?
28 Şubat ( 1997 ) darbecilerinin telefonlarıyla işten atılan, atılmaya çalışılan ya da darbecilerle hemhal olmuş siyasetçilerin işten attırdığı gazeteciler, nasıl olur da böyle bir tavır alabilirdi?
Biz bu soruları yöneltiyorduk ama onların bir kulağından girip diğerinden çıkıyordu.
Taa ki geçen akşama kadar:
Mustafa Balbay'ın darbecilerle yaptığı konuşmaları kaydettiği günlük, pazartesi günü sızdı.
Günlükler, Balbay'ın gazeteci gibi değil, darbe heveslilerinin basın danışmanı gibi davrandığını ortaya koyuyor.
Balbay'ın Darbe Günlükleri, ifade ve basın özgürlüğü kavramlarıyla hakikatin kamufle edilemeyeceğini gösterirken, demokratlıkları imajdan ibaret olanları da deşifre etti.

Not 1: Daha ziyade askeriyede kullanılan kamuflaj kelimesi ne de güzel uydu; değil mi?
Not 2: Medyada bomba etkisi yapan Balbay günlükleri, dün bazı gazeteler tarafından okurlarına şöyle sunuldu:
Taraf: İlk sayfanın tamamı dahil, dört sayfa ilave (toplam: 7285 santimetrekare). Milliyet: İlk sayfanın tepesinde ve sağında 501 santimetrekare. Radikal: İlk sayfanın tepesinde 301 santimetrekare. Vatan: İlk sayfanın tepesinde 132 santimetrekare. Cumhuriyet: 18'inci sayfanın altında, 205 santimetrekare. Hürriyet: İlk sayfanın altında 69 santimetrekare. Sabah: 0 (sıfır) santimetrekare.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın