kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Vicdandan potlar, hatıradan notlar

1. Kişi, kim olursa olsun, ne yapmış olursa olsun; adil yargılanma ve savunma haklarına olduğu kadar, (dileyen) arkadaşları, meslektaşları, dostları, ailesi tarafından da sahip çıkılma, yalnız bırakılmamayı isteme hakkına sahiptir.
2. Bir insanın "ağır" bir suçlamaya muhatap olması tabii ki hafife alınacak, yok sayılacak bir şey değildir. Lakin suçlama ne olursa olsun, zanlı iken de, sanık iken de, hatta tutuklu iken de henüz ve hâlâ masumdur.
3. Ama sırf sizinkiler, bizimkiler değil; herkes öyledir. Asit kuyusuna atılanlar da, işkencede öldürülen de, mahkûm değilken cezaevinde yıllarca tutulup terörist denen de. Hayatı karartılan da.
4. Bir insanın geçerli kanunlara göre suçlu bulunduğu bir durumda kimi vicdan onu masum; masum ilan edildiği bir dava sonunda da kimi vicdan suçlu sayabilir. Ama geçerli hukuk karşısında durumu bundan bağımsız kalır. Ne ki, "geçerli hukuk" da değişebilir, değiştirilebilir bir geçicilik taşıyabilir.

Ayıptır
5. Gazetecilerin meslektaşlarıyla dayanışması iyidir. Farklı saflarda, konumlarda bulundukları da dahil.
6. Gazetecilerin, görüşleri, yazdıkları, tavırları yüzünden (kendi patronlarının attıkları da dahil) işten atılan, yargılanan, hapse giren, tehdit edilen, ünlü veya hiç ünlü olmayan kimi meslektaşlarını ise görmezden gelmesi ayıptır. Dayanışmak bir yana, hedef göstermesi çok ayıptır!
7. Gazetecilerin, görüşleriyle hiç uyuşmadığı bir meslektaşını da tehdit edenle, duruşmasında kuşatıp hakaret savuranla, kimi yayınlarda aşağılayanla, hedef gösterenle, hayatına kast edebilenle aynı safta olabilmesi ise çok büyük ayıptır.

Hazindir
8. Meslektaşının suçlandığı konu "ifade özgürlüğü" ne dair olmasa bile, Basın Konseyi Başkanı duayen başyazarın dayanışma gayreti iyidir.
Lakin, "İfade özgürlüğünü desteklemek için buradayız. Basının kendisini özgür kılmasının çok temel bir kuralı var. Sabahtan akşama kadar vermemiz gereken bir mücadele tipinin ertesi sabaha taşınmasıdır bu kural. Güç odakları özgürlüğü sevmezler, özgür basından hiç hazzetmezler. Özgürlük mücadelesi veren gazetecileri cezalandırmak için her şeyi yaparlar. Buna karşı bizim de borcumuz özgürlüğün yanında bulunmak, el ele vermek, yılmayacağımızı göstermektir " diyen duayenin...
Düzmece askeri metinlere teslim olup meslektaşlarını hain ilan edebilmiş olması da... Bazı maddeleri patronun talepleri diye, gazetecilere hapis cezası da getiren kanun paketi karşısında ses çıkaramamış olması da...
Yazıları yüzünden işten atılmış birçok meslektaşının yanında yer almaması da...
Sendikal özgürlükler üstüne tek kelime etmiyor olması da...
Bu meslektaşı gibi "terör örgütüne üyelik" suçlamasıyla alınmış ama henüz mahkûm olmamış genç, şöhretsiz, küçük yayınlardaki "gazeteciler"in aslında gazeteci olmadıklarını ispat için yıllarını harcaması da...
Hazindir! Birikmiş, kabarmış ama kaçınılmış borçtur!
Memlekette birçok gazetecinin de duayenden farklı bulunmaması, hatta bazen onun kadar nezaketten uzak, resmen avcılık yapması vahimdir.
9. BİA Medya Gözlem Raporu'na göre, bir ifade suçu olan 301 sanıkları 2008'de yüzde 50 arttı. TCK 216'dan 23 kişi yargılandı. "Yargıyı etkileme" suçundan açılan davalar iki misline çıktı. Gazetecilerin "terör örgütü bağlantısı" ile suçlandığı tek dava Ergenekon değil. Röportaj yaparken "yasadışı örgüt propagandası" ile suçlanan gazeteciler mevcut. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kişilerin ifade özgürlüğünü ihlalden 27 davada devleti mahkûm etti. Birçok gazeteci, yazar tehditler aldı; ne yazık ki, onları hedef gösterenlerin kimi de gazeteci idi. Daha yeni, aralarında gazeteci ve yayıncıların da bulunduğu 30 kişi bir anda toplandı ama kimse üstünde durmadı.
10. Memlekette keyfi yargılama, yargısız infaz, hukuk ihlali, neyle suçlandığını bilme zorunluluğu, kişilik haklarına saldırı, adil savunma ve dayanışma ihtiyacı meselesi sırf gazetecilerin yahut ünlü kişilerin başına gelenden ibaret değil. Bkz. aşağıdaki ikinci yazı.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın