kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Mart 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

"Hepimiz Balbayız"

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın tutuklanması üzerine, arkadaşları ve okurları harekete geçti. Aynı gazetede çalışan meslektaşları, yargı kararını beklemeden, onun suçsuz olduğu iddiasını ortaya atıyorlar. Zaten Deniz Baykal da, ilk tutuklandığı gün, benzer bir tavır sergilemişti.
Balbay suçsuz olabilir ama bugün, hakkında ciddi isnadlar mevcut. Özellikle, bilgisayarından sildiğini sandığı belgelerin ana hafızada muhafaza edilmesi ve uzman kişiler tarafından ortaya çıkarılması, -eğer bir söylentiden ibaret değilse-çok önemli. Balbay'a sahip çıkanlar bu belgelerin mahiyetini biliyor mu?
Geçmişte askerin medya mensuplarıyla işbirliği yaptığını çok gördük. 9 Mart'ta (1971'de) harekete geçmeyi amaçlayan cuntalar, Doğan Avcıoğlu'yla, İlhami Soysal ve İlhan Selçuk'la irtibatlı değil miydi? Gerçi İlhami Soysal ve İlhan Selçuk beraat etti ama askeri mahkeme, davanın ucunun dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler'e uzanacağından endişe ediyordu; dosya kapatıldı. Doğan Avcıoğlu da, saygıdeğer bir şahsiyetti, entelektüeldi, bilgiliydi ama askerle işbirliği yaparak, Güney Amerika modeli sol eğilimli bir darbeyi teşvik etti. 12 Mart 1971'de yayınlanan Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasına bakarsanız, askeri müdahalenin sevinçle karşılandığını, "27 Mayıs'ta eksik kalan devrimler gerçekleşecek" diye yazılar döşenenler olduğunu göreceksiniz. 12 Mart'taki darbenin mahiyeti, ilk günlerde pek anlaşılamamıştı. Bu yüzden Cumhuriyet gazetesinin yönetim kadrosu, "beklenen hareketin" başladığını sanmıştı.
28 Şubat'ta da, çok sayıda medya mensubunun psikolojik harekât çerçevesinde, bilerek ya da bilmeyerek, askere destek verdiğini hatırlıyoruz.
AK Parti iktidara geldikten sonra, komuta kademesi için için kaynarken, paşaların, işadamlarıyla, medya patronlarıyla ve bazı gazetecilerle toplantılar yaptığı da biliniyor.
Mustafa Balbay'ın böyle bir olayın içine karışmamış olmasını umuyorum. Ama yargılanmasını beklemeden, ortaya çıkan belgelere göz atmadan, "Hepimiz Mustafa Balbayız" diye meydana dökülenleri anlamakta zorlanıyorum.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın