kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Mart 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Bakan topu Merkez Bankası'na attı

AA
Giriş Saati : 10.03.2009 13:46
Güncelleme : 10.03.2009 17:25
Yeni Haber
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "Faizler düşürülmesi gereken, inat edilmeyecek bir dönemde düşürülmedi ve kur istenilen seviyeye gelmedi. Bu faizler düşürülseydi, istenilen kur seviyesine gelinecekti ve üretim bu kadar düşmeyecekti" diyerek Merkez Bankası'nı eleştirdi...
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ''kapasite kullanım oranlarının düşmesi, sanayinin ve ekonominin giderek küçülmesinin çok net bir göstergesi. Bu konuda (Böyle bir şey beklemiyordum) veya (Çok sürpriz oldu deme durumunda değiliz)'' dedi.

Özel bir televizyon kanalına konuk olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, çeşitli konulardaki soruları yanıtladı.

Dünyada yaşanmakta olan ekonomik krizi değerlendirirken ''ciddi bir yangın bu'' dedi. Krizden çıkmak için tüketimin mutlak suretle arttırması gerektiğini belirten Çağlayan, süratle iç pazarın canlandırılmasının gerekliliğine işaret etti. Bütçede yapılması gerekli revizyonlar bulunduğunu belirten Çağlayan, açıklanan büyüme rakamlarının vergi hedeflerinin tutmayacağının çok net göstergesi olduğunu söyledi.

ABD'nin dolar, Avrupa'nın avro, Japonya'nın yen bastığını belirten Çağlayan şunları kaydetti:

''Biz herhangi bir şekilde dolar ve avro basamayacağımıza göre o halde mali sistemimizi bütçe dengelerini yeniden gözden geçirip buna göre bir sistem tedbiri almak durumunda olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bana göre bütçe açığı vermek ayıp bir şey değil. Bu konuda muhafazakar olmanın da bana göre artık eskisi kadar bir önemi yok. Ve bugün hiç kimse sizi (Maastrich Kriterlerine göre bütçe açığınız 1,6'ydı, 2 idi. Bütçe açıklarınız 3'e, 4'e, 5'e çıktı) gibi eleştirmeyeceğini veya bunu ekonomik bir performans olarak değerlendirilmeyeceği görüşündeyim. Çünkü içerde ve dışarda sistemde daralmanın yaşandığı bir dönem var. Böyle bir dönemde ben yangını söndürmeliyim. Yangını söndürmek içinde elimde ne araç var bu araçların hepsini kullanmak durumundayım. Mutlak suretli bizim bütçe açıkları vermemiz gerekecek.''

KAPASİTE KULLANIM ORANLARININ DÜŞMESİ

Kapasite kullanım oranlarının düşmesiyle ilgili bir soruya verdiği yanıtta ise Bakan Çağlayan, sanayi üretimiyle kapasite kullanım oranlarındaki gerilemenin hep birbiriyle ilintili şeyler olduğunu kaydetti. Kapasite kullanım oranlarının düşmesinin, sanayinin ve ekonominin giderek küçülmesinin çok net bir göstergesi olduğuna vurgu yapan Çağlayan, ''Bu konuda (Böyle bir şey beklemiyordum) veya (Çok sürpriz oldu) deme durumunda değiliz'' dedi.

Girişimci Bilgi Sistemi sayesinde sektörlerin sıkıntılarını ayrıntılı görebildiklerini belirten Çağlayan, yaşanan olumsuzlukların bir süre daha böyle devam edeceğini kaydetti. Çağlayan, ''Bir kere yarın hemen çok kolay tünelin ucu gözükmüyor. Nereden bakarsanız bakın biz üç beş ay daha bu ve buna benzer sıkıntılarla karşı karşıya kalırsınız'' diye konuştu.

IMF'yle yürütülen görüşmelere de değinen Çağlayan, muhalefetin bu konuda iktidarı çok sert eleştirdiğini, IMF'yle anlaşma yapılmasını söyleyen tek kişinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu, ancak IMF'nin yürütülen görüşmelerin bir müzakere süreci olduğunu ve tabii ki tartışılması gerektiğini ve sürecin devam ettiğini kaydetti.

MERKEZ BANKASINA ELEŞTİRİ

Merkez Bankası'nın izlediği faiz politikasına yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine de Çağlayan, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına müdahale edildiği eleştirileri nedeniyle bu konuda çok fazla konuşmama kararı aldığını söyledi. Çağlayan, şunları kaydetti:

''Oda başkanıyken söylediklerimi, bakan olduktan sonra söylemeye devam ettim. (Siyaset, hükümet Merkez Bankası'nın bağımsızlığına karışıyor) diye bazı haksız eleştiriler aldım.

Benim her zaman söylediğim şuydu. Bu işin patronu O. Bu işi en iyi planlayan, programlayan, ne zaman müdahale eder? Ne zaman likiditeyle ilgili piyasaya girer? Ne zaman çıkması gerekiyor? Bunu en doğru yapacak olan kurum Merkez Bankası. Bütün mesela şudur. Öngörü veya proaktiflik diyelim. Bütün mesele ön alma. Meselelerin arkasından gittiğiniz zaman tabi ki zaman zaman sıkıntılara katlanabiliyoruz.

Ben Merkez Bankası'nın bağımsızlığını her zaman savunmuş her zaman arkasında olmuş bir insanım. Ancak bu bağımsızlık ekonomik bağımsızlık anlamına gelmemeli. Burada ön alınacaksa, bir öngörü yapılacaksa, buna göre tedbir alınacaksa bunun usul dahilinde mutlaka yapılması lazım. Bütün mesele testi kırılmadan alınabilecek ne ise tedbirin alınması.
Ben bu faizle ilgili görüşlere yüzde 100 katılıyorum. Maalesef ıskalandı. Yani faizlerin düşürülmesi gereken, inat edilmeyecek dönemde bu faizler düşürülseydi, istenilen kur seviyesine gelinecekti. İhracatçı bu işten mutlu olacaktı. Ucuz ithalat ortadan kalkacaktı. Türkiye'de yüksek katma değerli ürünler yapmaya devam edecekti. İstihdam problemi yaşanmayacaktı. En azından ara malı ithalatını kesip ben bunu Türkiye'de üretecek hale gelecektim. Bugünün şartlarında bu tablolar dediğim gibi iki sene, üç sene önce sürdürülebilir bir şekilde belli bir sistem içinde gelmiş olsaydı çok fark edecekti. Ancak orada bir faiz inadı ve bu faiz konusunda maalesef mesele ıskalanmıştır.''