kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Babam Halim'in durumuna üzülüyor

OLKAN ÖZYURT
07.03.2009
Genç kuşağın önemli aktörlerinden İlker Aksum'a yıllarca esirgenen ilgi şu aralar tavan yapmı. durumda. Canım Ailem'in Halim'i olarak pek meşhur sokaklarda. Onun Anadolu delikanlısı halleri fena halde seviliyor. Fakat bu sevgi gösterisinin arkasında yılların birikimi, metodik bir çalışma, oyunculuğa gösterilen saygı var..
İlker Aksum'la sokakta dolaşmak epey zor, laf atanlar, fotoğraf çektirenler, muhabbet etmek isteyenler gırla. Hani sevgisini hep izlediği karakter üzerinden göstermeyi seven halkımız, Aksum'la da Canım Ailem dizisindeki Halim olarak konuşuyor. "Yeter abi şu kızla evlen artık, daraldım ya," diye bir gencin çıkışması da bu yüzden işte. Aksum da durumdan memnun, gayet iyi iletişim kuruyor, konuşuyor, şakalaşıyor, hatta güzel espriler gelirse akabinde karşılık veriyor. Hani yanlış anlaşılmasın, görev duygusuyla iletişime geçmiyor, sokakta gayet samimi... Tabii bu kadar ilginin arkasında yılların birikimi var. Hatırlayan çıkar Çarli'deki Afakan'ı, işte o zamandan beri Aksum, tuğla üzerine tuğla koyup biriktiriyor kendini. Biz Size Aşık Olduk, Yabancı Damat, Kara Yılan ve son olarak Canım Ailem ile beyazcamda, Küçük Kıyamet ve Güz Sancısı ise sinemada koyduğu tuğlalar. Ama özellikle Anadolu delikanlısı hallerini sevimli ve inandırıcı kılması onu biraz sivriltti. Hal böyle olunca Aksum'a yıllarca ufaktan esirgenen ilgi şimdi Halim üzerinden tavan yapmış durumda. Tabii bu ilginin karşısında 'şımarır mı acep?' endişesi insanın aklına düşüyor. Soruyoruz yekten, "Oyunculuğu o kadar hafife alırsanız, mesleğinize saygı göstermezseniz, tokatı da yersiniz," diye koyuyor son noktayı....

-Çarli'deki o hınzır yerinde duramaz Afakan'dan Canım Ailem'deki Halim'e evrileceğinizi öngörmek zordu. Ama birileri görmüş anlaşılan. Sizdeki potansiyeli kim keşfetti?
-Taylan Biraderler keşfetti... Onlar bana hep güvendi. Çok özel yardımcı roller verdiler. Yabancı Damat ve Kara Yılan dizisinde, Küçük ve Kıyamet filminde... Açıkçası bu gelişimi onlarla birlikte sağladık. Bence iyi de oldu.

-Peki sizin için kırılma noktası Yabancı Damat mı oldu?
-Evet en önemli kırılma noktası Yabancı Damat dizisidir. Bu diziden önce de güzel işler yaptım. Ama hem benim aklımın gelişmesi, ki bu bir gerçektir, erkekler 30'undan sonra olgunlaşıyor, hem de dikkat çekmem Yabancı Damat'a denk düşer.

-30'unuzdan önce nasıl yaşıyordunuz?
-20'li yaşlarda ne beklenebilir ki... Konservatuvardan mezun olmuşsun, enerjin çok yüksek, plan program yok. Rüzgâr nereye eserse oraya gidiyorsun. Kariyer kaygım yoktu. Bunun nedenlerini de bilmiyorum. Daha sonra iş biraz ciddileşiyor. Hayat da ciddileşiyor. Gerçi işimi hep ciddiye aldım o ayrı bir konu. Bir de Yabancı Damat büyük bir işti ve tuttu. Tutunca orada farkedildim.

-Babanız subay ve orta sınıf bir ailede yetişmişsiniz, hani siz de memleketin dört bir yanını dolaştınız mı?
-Tabii tabii subay camiası gezer. Üsküdar'da başlayan bir hayat, Erzincan, Erzurum, Sarıkamış ailece gezdik. Hatta askerliğimi de Sarıkamış'ta yaptım desem... (Gülüyor) Tabii memlekette insanların nasıl yaşadığını, neler düşündüğünü, nasıl baktıklarını görüyorsunuz. İnsanların tezek evlerde yaşadığını gördüm.

-Peki bu turlar, canlandırdığınız Anadolulu delikanlı karakterlerinin oluşmasında ne kadar etkili oldu?
-Etkisi olmuştur ama sadece her şeyi bu turlarla ilintilendirmek de pek doğru değil. Çünkü dizilerden önce o bölgelere gidiyorum. Mesela Canım Ailem için Adana'ya gittim. Zaten orada da çekimler yapıldı. Yabancı Damat, Antep'te çekiliyordu ve orada yaşıyorduk. Bir de Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesi bize çok yabancı bölgeler değil. Çünkü bu bölgelerin kültürü hayatımızın her tarafında var. Şarkılarda, türkülerde, filmlere yansıyan karakterlerle kendisini hissettiriyor. O bölgenin insanını tanıdığınız zaman, vücut dilini çözdüğünüz zaman işi kotarıyorsunuz. Mesela Adana'da herkes gergin ama bu gerginlik de oldukça garip. "Ya anam babam, canım ciğerim, Allah aşkına...." diye giriyor lafa kızıyor mu seviyor mu belli değil. Ama bu ruh hali Adana'ya özgü... Antep'te üç yıl yaşadık üç yıl boyunca yiyelim içelim halay çekelim, rakı içelim halini yaşadım. Sürekli bir eğlenme hali var... Tabii o havayı soluyunca ister istemez üzerinize siniyor. Herhalde bunun için oynadığım karakterleri sevimli kılabiliyorum. Ama mesela Karadeniz öyle değil. Şivesi çok zor. Bırak şehir şehir değişmeyi, adım adım değişiyor. Mesela Antep'te şive, insanların hal ve tavrı benzerdir. Ama Karadeniz'de öyle değil. Dikkat edin, Karadenizli karakterleri iyi canlandıranlar genelde o bölgeden çıkan oyunculardır.

-Biraz metot oyunculuğu yapıyorsunuz o zaman?
-Başka türlüsü düşünülemez ki zaten. Bence bu işin olmazsa olmazıdır. Hiç görmediğin, yaşamadığın bir bölgenin insanını nasıl oynayacaksın. Analitik bir çalışma yapmanız gerekir. Biliyorsunuz Uğur Yücel, Muhsin Bey'de Ali Nazik karakteri için epey bir süre Urfa'da yaşamış.

-Canım Ailem'in bu kadar sevileceğini öngörebiliyor muydunuz?
-Evet... Çünkü iyi bir yapımcı ve senaryo, sağlam bir oyuncu kadrosu ve yönetmen ve iş ortada. Bunlar bir araya geldiğinde kötü bir dizi çıkması zaten zordu. Ama iyi diziler de zaman zaman tutmayabiliyor. Dünyada da böyle Al Pacino ile Merly Streep bir araya gelip bir dizi çekiyor ama insanlar ilgi göstermiyor. Fakat ben insanların Canım Ailem'e ilgi göstereceğini hissettim. Hatta ilk toplantıda da bunu söylemiştim.
Haberin fotoğrafları