kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

Mahsun'un hayallerine bağlılığı çok etkileyici...

27.02.2009
Hande Subaşı, 'Güneşi Gördüm' filminin yönetmeni Mahsun Kırmızıgül'den çok etkilendiğini söyledi: İlk denemesi 'Beyaz Melek'ten sonra bu işin ucunu bırakmaması, hayaline tutkuyla bağlı olması gerçekten saygı duymaya değer..
Oyunculukta emin adımlarla ilerleyen 2005 Türkiye Güzeli Hande Subaşı, 12 Mart'ta vizyona girecek olan 'Güneşi Gördüm' filmindeki rolünü ve yurtdışında modellik yapma hayalini Harper's Bazaar dergisine anlattı. Lara Sayılgan'ın objektifine poz verdikten sonra Şebnem Kırmacı'nın sorularını yanıtlayan Subaşı; Mahsun Kırmızıgül'ün yönetmenliğine dair görüşlerini şöyle ifade etti: "Bence yönetmenlik onun için gelip geçici bir şey değil. En etkilendiğim yönü işine dört elle sarılması, o hayalle yaşaması. O yüzden hak ettiğini düşünüyorum. Yaptığı işe bu kadar bağlanan, sahiplenen her insan gibi onun çabasına da saygı duymak lazım..."

OBJEKTİF DEĞİLİM
* 'Güneşi Gördüm'e hangi aşamada dahil oldunuz? Teklif size nasıl ulaştı?
Mahsun Kırmızıgül'le tanışıklığımız vardı. Bu proje için beni düşünmüş. Mahsun'a inandığım ve hikayesi etkileyici olduğu için kabul ettim.

* Bu rol için sadece sizi mi düşünmüşler, yoksa akıllarında başka alternatifler de var mıymış?
Herkesle bir deneme çekimi yapıldı sanırım. Ben, daha önce dizilerde de taşralı karakterleri canlandırdığım için bu konuda avantajlıydım galiba.

* Mahsun Kırmızıgül'ün yönetmenlik yapması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben yakından tanıdığım için objektif bakamıyorum. Tanımadan önce de olumsuz bakmıyordum. Ama ilk yönetmenlik denemesinden sonra bu işin ucunu bırakmaması, kendine inanmaya devam etmesi beni olumlu yönde etkiledi. Tanıştıktan sonra da iyice emin oldum; içinde büyük bir heves, yetenek ve azim barındırıyor. Bence yönetmenlik onun için gelip geçici bir şey değil. En etkilendiğim yönü işine dört elle sarılması, o hayalle yaşaması. O yüzden hak ettiğini düşünüyorum. Yaptığı işe bu kadar bağlanan, sahiplenen insan gibi onun çabasına da saygı duymak lazım.

DÜŞÜNDÜRÜR
* Peki, onun bakış acısı ve hayal dünyası sizinkiyle ne kadar örtüşüyor? Ortak olan noktalar var mı, yoksa siz saygı duyduğunuz bir insanın hayalinin bir parçası mı oldunuz?
Filmde anlatılan hikaye, gerçek hayattan alınmış durumların bir özeti. Türkiye'de yaşadığımız hayatın bir kesiti. Ekip olarak hepimiz ortak bir duygu paylaştık. O yüzden iş gözüyle bakmadım. Ama onu hayat felsefesini bilecek kadar yakından tanımıyorum. Filmin hikayesi benim hayal gücüme aykırı gelmedi.

* Siz filmin seyircisi olsaydınız sizde bıraktığı duygu ne olurdu?
Bence insanlar Türkiye'de yaşanan gerçekler üzerine çok düşünecekler.
Haberin fotoğrafları