kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Şubat 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MELİHA OKUR

Kıraç: 10 trilyon dolar üretimden finansa gitti!

Vehbi Koç Vakfı'nı (VKF) kutluyorum! Bu yıl eğitim alanında verilen " 8. Vehbi Koç Ödülü'nü" Profesör Dr. Türkan Saylan'a verdi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı olan Saylan, ömrünü insanlığa, bilime ve eğitime adamış bir aydın olarak hep, "Soru soran öğrenir, soran aydınlanır!" dedi.
Soru sormak aydınlanmanın yolu...
Ödül töreninde karşılaştığım İnan Kıraç ile ayaküstü küresel durgunluğu konuştuk.
Kıraç, "Türkiye'nin küçük ve esnek bir üretim modeline sahip olması büyük şans" diyor.
ABD'de açgözlü bankacıların yol açtığı kriz sürecini özetlerken, "Üretici kesim 17 yılda 10 trilyon doları kaybetti!" diye ortaya bir rakam koyuyor. Kıraç'ın yaklaşımı doğru. Rakamı tartışabiliriz. Ancak konuyu detaylandıralım. 1991'den bu yana para üretimden finansa kaydı. Bu durum "spekülasyon"a yol açtı. Büyük paralar, sanal servetler yaratıldı.
Ceremesini çekiyoruz.
Krizin sebebi ABD!..
ABD parası dolar 2009'da nereye gider? Değer yitirir mi? Daha da değerlenir mi? ABD'de kamu kesimi krize müdahale etmek için doları likit, kolay erişilebilir ve sıfır maliyetli para haline getirdi. Hiç tartışmasız bu yaklaşımın enflasyonu patlatması gerekiyor...
Ancak durum tam tersi.
ABD'de enflasyon gıdım gıdım artıyor, patlamıyor! Doların yıkılacağına dair bir gösterge yok. Güven sürüyor, dolar güç kazanıyor. Dolar/euro paritesi bunun en iyi göstergesi. Parite, 1.48'lerden 1.125'lere kadar indi. Dolar, yüzde 15 değer kazandı. Euro, yüzde 15 değer kaybetti. Görünen köy kılavuz istemiyor. Sıkıntı, rezerv para dolarda değil, AB'nin para birimi euroda.
İki hafta önce gittiğimiz Atina'nın göbeğindeki Anayasa Meydanı'nda in cin top oynuyor, alışveriş merkezleri sinek avlıyordu. Sokaklar bomboştu. Oysa üç ay önce bu meydanda yangın vardı. Üniversiteli gençler ayaklanmıştı. Dünyanın her tarafından gençlere destek geliyordu.
Öyle ya, ekonomik gücünü navlun ve turizme bağlayan komşumuz Yunanistan'a ne oldu, niye bu kadar umutsuz bir tablo çiziyor? Çünkü, ekonomisi artık AB'ye emanet! Ülkenin gelir kaynakları çökmüş...
Bu hava beni ürküttü!
Yaşlı Avrupa'da sanayi alarm veriyor. İhracat durmuş. AB'nin ayağına "Doğu Avrupa" dediğimiz "Genç Avrupa" çengeli öyle takılmış ki, nefes alması çok zor. Doğu Avrupa ülkeleri AB ülkelerinden bol bol kredi kullanmış. Gırtlaklarına kadar borca batmış. Ellerinde ne paraları kalmış, ne de ödeme güçleri.
Altını çizelim. Doğu Avrupa ülkelerinin, AB ülkelerinin bankacılık sisteminden kullandığı kredilerin çoğunun Avrupa Merkez Bankası'nda karşılığı var. Ancak Doğu Avrupa ülkelerinin sıkıntısı bu değil. Sıkıntı iki konuda düğümlenmiş.
- İlki: Kullanılan krediler geri dönmüyor.
- İkincisi: Bu ülkeler aldıkları kredileri verimli alanlara yönlendirmemiş.
O yüzden fazla söze gerek yok.
Yapılacak iş belli.
Tez elden AB ülkeleri borçların bir bölümünü öteleyecek. Bir bölümünü yeniden yapılandıracak. Ayrıca AB, bir numaralı ihracat pazarını kaybetmemek için ek destek devreye sokacak. Yoksa AB çatırdayacak!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın