kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Şubat 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Star değil melek

Türk Hava Yolları, muhafazakâr ya da liberal "piyasa" ideolojisi cemaatinin uçan mensubu olarak, (üyesi bulunduğu şirketler ağına da atıfla) şöyle seslenmeye başlamıştı:
"Kendinizi star gibi hissedeceksiniz."
"Piyasa"da insanın salt kendi olmasının, sadece vatandaş, herhangi bir yolcu, sıradan insan olmasının kıymeti pek yok.
Star olmaya özenmeli, özendirilmeli, kendine iyi bir muamelenin de "star gibi hissetmesi için" olduğunu bilmeli. Bunu sadece starların hak ettiğini kabullenmeli.
Dün "canlı" haberleri dinlerken, "kaç ölü" sorusunun peşindeydi aklımız ile kalbimiz.
Üç parça uçaktan "canlı" çıkacak her "ölü" nün bir "mucize" olduğunu düşünerek.
Orada yakını olanların ilk duası "Herkesin kurtulması" ise hemen ikincisi "Kurtulan olacaksa önce kendi yakınının kurtulabilmesi"ydi herhalde.
Ve bir ara, adeta tek mermili Rus ruleti gibi, "Sadece bir ölü" den söz etti haberler.
Mürettebatla birlikte 134 insan, bir tek ölü.
Kim... kim... kim... o mu?
O iyi mi, iyi mi, iyi mi?
Hayat ile ölüm arasında bir pamuk ipliği...
O binlerce hedef, istek, yük, acı, sevinç, umut, kırgınlık, yılgınlık, kavga, nefret, malla doldurulan hayatta tutan veya düşüren bir pamuk ipliği.
Sonra, "Hiç can kaybı olmadığı" haberi geldi.
"Mucize" dendi.
Kendini (yakınını) yeniden doğmuş bebek gibi hisseden, pamuk ipliğine sımsıkı sarılarak hayata (yeniden) tutunan insanlar.
Uçak ölümüne inerken, muhtemelen pilot "becerisi"yle birer melek gibi tekrar hayata uçan 134 insan.
Biliyorsunuz, değil mi?
O anda ölü çıksaydı kendileri ve bütün yolcular; resmi "şirket" açıklama geleneği "Pilotaj hatası" yazıyor olacaktı muhtemelen.
O sırada sevinçli resmi açıklama geldi: "Kahraman pilot"!
Oysa, "kahraman" hissetmekten öte, insan hissetmek için, uçuş saatlerinin makul olması, aşırı yük bindirilmemesi, kalp ve tansiyon baskısının azaltılması, temel hakların gözetilmesi, insanca koşulların sağlanması için "eylem" yaptığında pilotlar, hostesler ve diğer çalışanlar... Azıcık "hain" bile sayılıyor, kimi işten çıkarılıyordu!
Derken, gemicilikte tecrübeli koca Bakan'ın, Genel Müdür'ün aceleci "Sonuç çok sevindirici. Hiç can kaybı yok" açıklamalarına acı tekzip düşüverdi: "Üçü pilot, 9 ölü".
Yine kimler, kimler, kiminkiler... Yine o pamuk ipliğinde kimin o yana kimin bu yana düşüverdiğine dair endişeli aileler, arkadaşlar, sevenler.
Bütün yolcuları Kevin Costner zanneden, ama gün boyu, bir Avrupa başkentinde ölü mürettebat ve yolcu varlığını, sayısını, kimliğini belirleyemeyen bir "havacıvacılık"!
Aslında kimsenin kendini "kahraman"...
Kimsenin kendini "star" hissetmesine gerek yok.
Pilot ya da hostes ya da yolcu ya da vatandaş ya da asker ya da gazeteci...
İnsan gibi hissetsin, hissettirilsin yeter.
Bunu herhalde en iyi, hayata yeniden doğan Amsterdam Melekleri hisseder.
Bir de belki, "mucize"de yer bulamayıp melek melek gökten göğe uçanlar!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın