kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Şubat 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Oyunda adı sık sık geçen ve Nilgün Belgün'ün ardından gözyaşları döktüğü Bıdık, aslında Ali Poyrazoğlu'nun köpeği.

Boşanmayı düşünen bu oyunu görecek arkadaş!

EYLEM BİLGİÇ / GÜNAYDIN
24.02.2009
Nilgün Belgün'le sergiledikleri 'İyi Günde Kötü Günde' adlı oyunun bir nevi ilişki terapisi olduğunu söyleyen Ali Poyrazoğlu: Boşanma noktasına mı geldin, bu oyunu göreceksin arkadaş! Bu oyunu görmek Allah'ın emri!..
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun kapalı gişe oynayan oyunlarından 'İyi Günde Kötü Günde', birbirlerini çok severek evlenen ama yıllar sonra boşanan iki kişinin yaşadıklarını anlatıyor. "Bu oyunda, Türkiye'de daha önce hiç denenmemiş bir şeyi denemeye karar verdik. İki kişi sahnede hem ayrı ayrı stand-up yapıyoruz, hem ortada buluşuyoruz" diyen Ali Poyrazoğlu, ilişkisi sallantıda olan herkesi 'İyi Günde Kötü Günde'yi izlemeye çağırıyor...

NİLGÜN BELGÜN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

ALİ POYRAZOĞLU FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

* Oyunda, "Aşkın iğnesiyle dikilen dikiş kıyamete kadar sökülmezmiş" diyorsunuz. Sizce bu deyiş hâlâ geçerli mi?
Ali Poyrazoğlu: Bu bir Anadolu deyişidir ve bizim oyunun alt cümlesidir. Günümüzde de hâlâ öyle de, insanlar bununla yüzleşmek istemiyorlar. Kimisi yüreksizlikten, kimisi yüzüne gözüne bulaştıracağını düşündüğü için aşktan korkuyor. Kimisi aşkı yaşamaya, sürdürmeye karar veriyor; beceremediği, krizi iyi yönetemediği için aşktan kaçıyor. Ama yine de ilişkiler sıkıcı hale geldiği, alışkanlığa dönüştüğü anda iki taraf da, 'Ben bu işten nasıl yırtarım' diye düşünmeye başlıyor. Nilgün Belgün: İnsanlar çabuk vazgeçiyorlar artık. A.P.: Ama eğer aşkın iğnesiyle dikebiliyorsan işte, o aşka emek verebiliyorsan, her gün yeniden bakabiliyorsan kendi ilişkine, dünyaya, düşüncelerine; o zaman o sevginin diktiği dikiş kıyamete kadar sökülmez.

KOLAY VAZGEÇMEM!
* Oyunda hayat verdiğiniz Savaş ve Leyla karakterleri büyük bir aşkla evleniyor ama sonra pat diye boşanıyorlar. Günümüzde boşanmak daha mı kolay sizce?
A.P.: Kolay olmasından değil, günümüz insanı daha kararlı davranıyor. 'Bu iki kişilik cenazeyi her gün omuzlarımızda taşıyacağımıza, bu hastayı tedavi edebilir miyiz?' diye bakıyor. Krizi yönetemiyor, hastayı tedavi edemiyorlarsa; Nilgün'ün dediği gibi sabırlı davranmayıp, birbirlerinden daha kolay vazgeçiyorlar. Ki bence hatadır. Ben kolay vazgeçmem sevgilimden!
N.B.: Artık insanların birbirlerine karşı hoşgörüleri, 'bu evliliği nasıl götürürüz' gibi bir düşünceleri yok. Savaşmaktan da korkuyor ve hemen o alanı terk ediyorlar. Artık sahici sevgiler de çok az; evlilikler, ilişkiler bir şekil olarak yaşanıyor.

* Siz bu sahici sevgileri hatırlatmak için mi bu oyunu sahneliyorsunuz?
A.P.: İnsanların zihinlerinde farklı pencereler açabilmek, gönüllerini birbirlerine daha kolay açmalarını sağlayacak, aralarındaki krizleri daha kolay giderebilmelerini keşfedecek yollar önerebilmek için bu oyunu sahneye koyduk.

* Oyun bir ilişkiyi kurtarmakla ilgili pek çok tüyo içeriyor, değil mi?
A.P.: Aslında sürtüşme, iyi okursan, aşkı yeni baştan daha taze biçimde geri getirebilir. Bu oyun onun öyküsü. Evde sürtüşme mi çıktı, nişanlılıkta, evlilikte, arkadaşlıkta boşanma, ayrılma noktasına mı geldin ya da evleneceksin bazı sorular mı var kafanda, bu oyunu göreceksin arkadaş! Bu oyunu görmek şart, Allah'ın emri! Çünkü bu oyun, karşına çıkabilecek bütün tehlikeleri geçmenin yollarını anlatıyor.
N.B.: Evlilikleri kurtarabilir bu oyun!
A.P.: Evet, bu oyun evlilik kurtarır. 'Nerede yanlış yapıyorum, neye geri dönmeliyim, nerede karımı ya da kocamı yeni bir sevgili gibi görmeliyim'i gösteriyor.

BELEDİYE MERAKIM VAR
* Yani bir nevi ilişki terapisi gibi bir oyun bu...
A.P.: Doğru, çok güzel bir tanım.

* Ali Bey hiç evlenmemiş biri olarak evliliklerin röntgenini nasıl bu kadar iyi çekebildiniz?
A.P.: Benim Nilgün gibi ilişkilerimi gidip belediyeye tasdik ettirmeye ihtiyacım yok ki! Nilgün belediyeye tasdik ettirmeden hiçbir iş yapamıyor! (kahkahalar)
N.B.: Benim bir belediye merakım var değil mi? Mutlaka bir belediyeye uğramam lazım.
A.P.: Benim öyle bir merakım yok ama tabii insan bir sürü beraberlik yaşıyor, onlardan da öğreniyor. Ben daha sağlıklı ilişkiler yaşayabilecek hale getirdim kendimi. Çünkü hatalarımın üniversitesinden mezun oldum. Çok hata yaptım ama o hatalardan da çok şey öğrendim.

* Sahnedeyken seyirciyle devamlı bir paylaşım içindesiniz değil mi? Gözünüz hep seyircinin tepkisinde çünkü...
A.P.: Oyuncularla seyirci biraraya gelince, kıvılcım çakıyor. Seyirciyle olan ilişki; sevişmeye benziyor. Oyun başlıyor, tanışıyoruz, ön sevişme gibi karşılıklı bakışıyoruz. Sonra oyun yükselmeye başlıyor, doruk anına çıkıyorsun. O doruk anından sonra aşağıya inmeye başlıyorsun, birbirini okşuyorsun, rahatlıyorsun. Sonra seyirci bizim bağrımıza yatıyor, biz seyircinin bağrına yatıyoruz ve oyun bitiyor.

* Yani siz her akşam seyirciyle sevişiyor musunuz?
A.P.: Evet, benim için öyle.
N.B.: Yanlış anlaşılmasın, sevişmek gibi güzel bir buluşma oluyor aramızda.
Haberin fotoğrafları