kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Şubat 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Bir şirketin vergi kaçırmasına göz yumulması için kaç çalışanı olması gerekir?

Ülkede birçok rakı firması vardı: ' Parlak Rakı', ' Kadeh Rakı', ' Şerefe Rakı' ve ' Meze Rakı'.
İçlerinde en büyüğü, yani pazar payı ve cirosu en fazla olanı Parlak Rakı'ydı...
Bir süre önce Maliye Bakanlığı'nın denetçileri, rutin taramalarını yaparken, Parlak Rakı'nın sahibi olduğu ' Hızlı Nakliyat' adlı şirketin vergi kaçırdığını saptamıştı.
Hızlı Nakliyat cezasıyla birlikte 1 milyar 200 milyon lira ödemek zorundaydı.
Parlak şirketi uzlaşma istedi. Yürürlükteki kanunlara göre Maliye ile şirket anlaştı ve ceza 275 milyon liraya indi.
Aradan bir süre geçti.
Denetlemeler esnasında Maliyeciler, Parlak Rakı'nın bu kez başka bir vergi kaçırma operasyonunu fark etmişlerdi: Şirketin toplam 860 milyon lira ödemesi gerekiyordu.
İş bu kadarla da kalmıyordu. Sermaye Piyasası Kurulu da olayı incelemeye başlamıştı.
Çünkü eğer Maliyeciler haklıysa, bu durum, Parlak Rakı'nın aynı zamanda binlerce küçük yatırımcıyı da kandırdığı anlamına geliyordu.
Parlak Rakı yöneticilerinin canı fena sıkılmıştı: Kamuoyuna, olup bitenin, iktidardaki muhafazakâr hükümetin, yobazca kaygılarla aldığı, siyasi bir karar olduğunu duyurdular.
"İktidarı kıyasıya eleştirdiğimizi herkes biliyor. Bu ceza aslında bizi susturmak için uyduruldu" dediler.

Bu arada yetkililer, Parlak Şirketler Grubu'nun, nakliyat işinde olduğu gibi, daha önce de vergi kaçırdığını. Ancak bu kez uzlaşma olmayacağını duyurdular.
Tartışma devam ederken, iki kere basın toplantısı yapan şirketin, Maliye'nin kendilerine sunduğu gerekçe dosyasını ısrarla kamuya açıklamaması dikkatleri çekiyordu.
Dosyayı incelemeden kimsenin bu yüklü cezanın haklı olup olmadığını anlaması mümkün değildi.
Ancak beklemeye tahammülü olmayanlar çoktu: Ülkenin bazı mizah dergileri "Asıl amaç rakı içmemizi engellemek" diyerek iktidarı eleştirmeye başlamıştı.
Bazıları da şöyle yazıyordu:
"Parlak Grubu'nda kaç bin işçi çalışıyor bilir misiniz? Türkiye'nin binlerce noktasında o rakıları satanlar dahil, kaç bin aile, o gruptan ekmek yiyor? Geriye kalanların artık özgür rakıcı üreticisi olmalarına imkân var mı? Herkes köle olur. Geriye zaten iki rakı şirketi ya kalır, ya kalmaz. Rakı sektörünün tüm çalışanları Parlak Grubu'nu desteklemelidir. Bilmeliyiz ki Parlak'ın olmadığı bir sektörde, akşamcıların ' parlak' bir kafayla eve gitmesi mümkün değildir."
Bu durumda akla şöyle sorular geliyor:
* Çok sayıda insan çalıştıran büyük şirketlerin vergi kaçırması hoş görülmesi gereken bir durum mudur?
* Bir şirketin vergi kaçırmasına göz yumulması için o şirketin kaç kişiye iş imkânı sağlaması gerekmektedir?
* Maliye uzmanlarının hangi gerekçeyle böyle bir ceza kestiğini bilmeden, olay hakkında ahkam kesmek doğru mudur?
* Bir şirketin yüksek miktarda ceza ödemek zorunda kalması, onun iflas etmesiyle aynı şey midir?
* Parlak Grubu'nun patronuna ve onun Rakıcılar Birliği Başkanlığı'nı yapan kızına her fırsatta yalakalık yapmakla kalmayıp, kendisi de rakip bir rakı şirketinde çalışmasına rağmen, Parlak'ın reklamlarında oynayan bir kişinin, Parlak'ı savunmaya soyunmasının nedeni, poposunu gösterme merakı mıdır?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın