kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
23 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bir cezanın anatomisi

Somut bir kanıtı kamuoyuna sunmadan denetim elemanlarını yıkım müteahhidi gibi göstermek ne derece doğru? DYH İcra Kurulu Başkanı Yalçındağ, bugün yapacağı toplantıda ilgilenen kişilerle raporu paylaşmalı .
Gazeteci büyüğümüz merhum Uğur Mumcu'nun sözüydü, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak." Gündeme bomba gibi düşen Doğan Yayın Holding'e (DYH) kesilen vergi cezası ve ardından yapılan yorumlar, Mumcu'nun ne kadar haklı olduğunu gösterir gibiydi. Bizler gazeteci olarak ne rapor düzenleyen denetim elemanıyız ne de hâkimlerin yerine geçerek hüküm veren insanlar. Sadece, kamuoyunu doğru bilgilendirme misyonu ile bağlıyız o kadar. Bu gözle DYH Dosyası'nı ele alacak olursak;
* İlk husus, raporu okumak gereği. Bu yüzden DYH İcra Kurulu Başkanı Sn. Mehmet Ali Yalçındağ, bugün düzenleyeceği toplantıda, ilgilenenlerle raporu paylaşmalıdır .
* İkinci husus, bir mükellefin incelenmesi talimatı verilmesi ile incelemenin seyrini ayrıştırma gereği. Nitekim Doğan Grubu, "siyasi operasyon yürütüldüğü" izlenimini veren açıklamasıyla tüm maliye camiasını töhmet altında bırakmış, sonra düzeltme gereği duymuştur.
* Üçüncü hususa gelinceKuşkusuz, denetimin "tetikçilik" olarak kullanıldığı örnek olaylar geçmişte yaşanmıştır, bugün de olduğu kanısı hâkimdir. Ancak somut bir kanıtı kamuoyuna sunmadan, denetim elemanlarını "yıkım müteahhidi" gibi göstermek ne derece doğrudur?

Aza tamah edildi?
Madalyonun bir diğer yüzüne gelice... Anımsatmamız gereken olay, kıyametler koparan Petrol Ofisi incelemesinin nasıl başladığıyla ilgili. Zira POAŞ, milyon TL ile ifade edilecek vergi iadesi talebinde bulunmuş, Maliye de bu tür talepleri standart olarak incelediği için Doğan Grubu "radara girmiştir." Sonrası malum. Kontrolörler, küçük bir vergi iadesinin gerekçesine bakarken büyük bir kaçak bulduklarını savunmuş, rapora dönüştürmüşlerdir. Ve o iş, uzlaşmayla sonuçlanmıştır. DYH'ye kaçakçılık cezası kesilmesine yol açan faktörler "küçük hesap var?" sorusunu bir kez daha akla getirmiştir. Çünkü, DYH'nin iştirak hissesini Aralık 2006'da satması ile Ocak 2007'de satması arasında bir fark vardır.
Acaba bu satış, kontrolörlerin öne sürdüğü gibi "Aralık 2006'da gerçekleşmiştir?", "Muhasebe kayıtlarında muvazaayı çağrıştıran bulgulara erişilmiştir?"
Yoksa Doğan Grubu'nun tezleri mi geçerlidir? Grup, hisseler için iyi fiyat bulduğunu, satışı hızla sonuçlandırmak istediğini, 26 Aralık 2006 tarihli kaydı bu amaçla yaptığını ifade etmiştir. Ancak, Noel tatili nedeni ile Almanlarla işlemi sonuçlandıramadığını, ters kayıtla işlemi aynı gün iptal ettiğini söylemiştir. Bilgisayar programının silmeye müsait olmadığını anlatmıştır. İyi niyetli gibi görünmektedir. İşin bu yanını yargı kararı aydınlatacaktır.

30 milyonun cazibesi
Buna karşın, eğer hisse satışı Aralık 2006'da gerçekleşmişse satıştan elde edilen kârın, Şubat 2007'de beyan edilip ödenmesi gerekecekti. Bu tutar 30 milyon TL'dir. Ama hisse satışının Ocak 2007'de gerçekleştiğini kabul edersek bu kez 30 milyon TL verginin Mayıs 2007'de ödenmesi söz konusu olacaktır ve yapılan işlem budur. Sade bir analiz bile Şubat-Mayıs arasındaki 3 aylık süre için 30 milyon TL'nin faiz getirisinin cezbedici olduğunu düşündürmektedir.
Bir başka ayrıntı ise iştirak hissesi satışında vergi istisnasının, satışın yapıldığı dönemde geçerli olmasıdır. Eğer hisse satışı Aralık 2006'ya aitse bu istisnadan o yılın son çeyreği için yararlanılabilir. Kontrolörlerin savunduğu gibi Aralık 2006'daki satış, muhasebe hilesi varsayımıyla Ocak 2007'ye kaydırılmışsa vergi istisnasından yararlanılması mümkün değildir.
Bu durumda yaklaşık 600 milyon liralık hisse satış kazancının yüzde 75'ine denk gelen 450 milyon liranın vergiden istisna edilmesi imkansızdır. Yani matrahın tümü üzerinden 120 milyon lira Kurumlar Vergisi borcu doğmaktadır.
Sonuç olarak, Doğan Grubu iddiaları reddetmektedir. Kontrolörlerin, "muvazaalı işlem", "muhasebe hilesi", "hesap dönemi kaydırma" iddialarının ispatı ise raporun sağlamlığına ve yargı aşamasında tutarlılığının tesciline bağlıdır. Ve önemlisi, raporu bugün savunanlar, yarın yargının vereceği karara karşı da savunabilmelidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın