kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Şubat 2009, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

İlk konserini anne karnında dinlemiş!

MURAT KARPUZ - SABAH
17.02.2009
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nın yeni genç şefi Sascha Goetzel, SABAH'a verdiği röportajda "Annem bana hamileyken Viyana Filarmoni Orkestrası'nda kemancı olan babamı izlemeye gidiyordu," dedi..
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BiFO), bugün ve yarınki şubat konserleriyle gündemde. Orkestranın Sanat Yönetmeni ve sürekli Şef'i Sascha Goetzel, bu akşam Caddebostan Kültür Merkezi'nde, yarın ise İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, her ikisi de saat 20.00'de başlayacak iki konseri yönetecek. Şef Goetzel'e, Türk izleyicisi ve müzik macerasını sorduk:

-Türk izleyicisinin klasik müziğe yönelik tepkisini nasıl aktarırsınız?
Türk izleyicisini çok seviyorum! Mükemmeller. Konserlerimizde tüm dünyada rastladığımız en iyi seyirci topluluğundan biriyle karşı karşıya oluyoruz. Öğrenciler yaşlıların, modeller ve VİP kişiler entelektüellerin yanına oturuyor. Hepsi bir tek şey için geliyor: Dinlemek ve müziğin keyfini çıkartmak. Müziğin büyüsü budur. Müzik aşkın ve barışın dilidir, dünyanın her yerinde anlaşılır, insanlar ve kültürler arasında köprüler oluşturur. Bence gelecek Nobel Barış Ödülü tüm dünyadaki müzisyenlere verilmeli!

- İçinizdeki müzik ateşini yakan ne?
O ateş daha öncesinde yanmış olmalı. Annem bana hamileyken Viyana Filarmoni Orkestrası'nda kemancı olan babamın performanslarını izlemeye gidiyordu. Dolayısıyla ben daha annemin karnındayken her hafta konserlere, operalara gidiyordum. Daha yaşım buna uygun değilken keman öğrenmek istedim. Henüz okula başlamadan orkestra şefinin çubuğunu elime almak istedim. Müzik her zaman yaşamımın merkezinde oldu ve müziksiz mutlu bir yaşam düşünemiyorum.

- Yakın geçmişte gençler klasik müziğe 'uyutan müzik', orta sınıflar ise 'entelektüellere hitap eden' müzik olarak bakardı.
- Sahne ve izleyici arasındaki uçurum ortadan kalkmalı ! Bu işte birlikteyiz ve müziğin enerjisini paylaşıyoruz. Sadece müziğe değil, kendi iç dünyamıza da kulak verirsek müziğin gücünü duyularımızla algılayabiliriz. Klasik müzik performansları sadece kulağımız için değil, ruhumuz için de bir masaj olmalı. Eğer müziğin sonsuz enerjisini insanlara hissettirebilirsek, kimse bir konser bile kaçırmak istemeyecektir. Bu nedenle yeni bir konser serisi planladık. Bu konserlerde aktörler sahneye çıkarak bestecilerin bu eserleri yarattıkları dönemdeki duygularını kâğıda döktükleri orijinal mektupları ve eser ilk sahnelendiğinde yapılan eleştirileri, izleyenlerin ilk duygularını okuyacaklar. BİFO sadece bir orkestra değil, müzisyenlerin ve müzikseverlerin oluşturduğu bir ailedir.

- Başka müzik dinliyor musunuz?
Elbette... Birçok Heavy Metal müzisyeni klasik müziği sever ve "bizim" aletlerimizi kullanır. Ben Heavy Metal'i o kadar çok sevmem. Ama Caz, Hip Hop, Rand B, Rock'n Roll ve birçok başka müzik türünü severim. Bir konser sonrasında beni İstanbul'un büyük kulüplerinden birinde rahatlarken görmeniz mümkündür.

- 'Mükemmellik' tarifiniz nedir ?
Bir orkestra kendi içinde bir evren gibidir. Güneşlerden, gezegenlerden, aylardan, nebulalardan ve sonsuz sayıda farklı unsurlardan oluşan bir ses evrenidir ve bunların hepsi keşfedilmeyi bekler. Bir evrende mükemmeliyetçiliği nasıl tarif edersiniz ki?
Haberin fotoğrafları