kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Şubat 2009, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Erdoğan CHP'ye yüklendi

AA
Giriş Saati : 17.02.2009 17:40
Güncelleme : 17.02.2009 18:06
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı seçim meydanlarına çıkmaya çağırarak, "Çık bakalım şu meydana, çık bakalım milletin karşısına. Cesaretin varsa AK Parti'yle gel burada yarış." dedi. Erdoğan, muhalefet partilerinin halka işi olmadığına işaret ederek, "Medya plazalarında dolaşır. Sadece bu yüzden bundan sonra onlara iftiracı medya partisi diyeceğim." diye konuştu...
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Siz, milleti küçümseyenleri elinizin tersi ile ittiniz. Milletin oyunu aşağılayanlara haddini bildirdiniz. Bu millete 'göbeğini kaşıyanlar' diyenlere, 'asıl siz göbeğinizi kaşıyorsunuz' diyerek onları ötelediniz'' dedi.

Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, kalkınma ve muasır medeniyete ulaşma yolculuğunda Kırıkkale'nin kendilerini hiç yalnız bırakmadığını kaydetti.

Halkın, yolsuzluğa, yoksulluğa, yasaklara, çetelere, mafyaya ''yeter'' dediğini ve kendilerini 3 Kasım'da iktidara getirdiğini belirten Erdoğan, AK Parti'nin o günden bu güne ''emaneti hakkıyla, layıkıyla götürmenin gayreti içinde olduğunu'' söyledi.

Kırıkkalelilerin, daha güzel, şirin ve kalkınmış bir il için 5 yıl önce ''AK Parti'' dediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''22 Temmuz'da bu kez daha gür bir ses ile yüzde 58 gibi rekor bir düzeyde, demokrasiyi hazmedemeyenlere, mafyanın çetelerin yanında olanlara, meclis kaçkınlarına, milletin tercihini yok sayanlara, milleti aşağılayanlara en anlamlı cevabı verdiniz, 'durmak yok, yola devam' dediniz. 'Durmak yok hizmete devam' dediniz. Kırıkkale 22 Temmuz'da Türkiye'ye anlamlı bir mesaj verdi. Tüm Türkiye bu anlamlı mesajı çok iyi aldı ve yüzde 47 ile AK Parti'yi iktidara taşıdı.

Siz, milleti küçümseyenleri elinizin tersi ile ittiniz. Milletin oyunu aşağılayanlara haddini bildirdiniz. Bu millete 'göbeğini kaşıyanlar' diyenlere asıl siz göbeğinizi kaşıyorsunuz' diyerek onları ötelediniz.

Biz böyle olsun istemezdik, ama onlar hangi dilden anlıyorsa, o dilden cevabı demokratik bir şekilde sandıkta siz verdiniz. Milletin tercihini yok sayanları, siz de yok saydınız. Demokrasiye sahip çıktınız, milli iradeye sahip çıktınız, Büyük Türkiye'ye sahip çıktınız. Ama sizin bu haykırışınızı, sizin bu çağrınızı, sizin mesajınızı yine doğru okumadılar, bildikleri yolda devam ettiler, devam ediyorlar. Türkiye'yi büyütmek için, Türkiye'yi kalkındırmak için, Türkiye'nin kronik sorunlarını çözmek için yasa çıkarmaya çalışıyoruz, her türlü engeli önümüze çıkarıyorlar.
'AB' diyoruz, Türkiye'nin standartlarını yükseltmeye çalışıyoruz, engel çıkarıyorlar. Çeteyle, mafyayla, karanlık güç odaklarıyla, hukuk dışılıkla mücadele ediyoruz. Bakıyorsunuz ki anamuhalefetin lideri Sayın Baykal diyor ki 'biz onların avukatıyız'.

Türkiye'nin itibarını yerlerde çiğnetmiyoruz. Türkiye'nin saygınlığına gölge düşürmüyoruz. Birilerinin önünde, onların yaptığı gibi, bu ülke öyle liderler gördü ki batı liderlerinin karşısında el pençe divan duruyorlardı. O devir artık geride kaldı, o devir tarihe karıştı.

Şunu Kırıkkaleli kardeşim, tüm Türkiye bilsin, bunlar alışmışlar küçük düşünmeye, içe kapanmaya, eğilip bükülmeye alışmışlar. Uluslararası toplantılarda, görüşmelerde el pençe divan durmaya alışmışlar. Uluslararası finans kuruluşlarını önünde boyun eğmişler, eleştiriler karşısında alttan almaya, olup bitenleri görmemeye, duymamaya alışmışlar.''

''BİZDEN ÖNCEKİ İKTİDAR''

Kendilerinden önce MHP-DSP-ANAP iktidarının bulunduğunu anlatan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, ''gerginlikten bahsettiğini'' anımsatarak, ''Sayın Bahçeli, şu ifadelerimde Allah aşkına gerginlik nedir? Yani senin iktidarın döneminde yaptıklarını anlatmayacak mıyız, yani sen ne yaptın bunu söylemeyecek miyiz?'' diye sordu.
Bu koalisyon hükümeti döneminde IMF'nin kapısına gidilerek 30 milyar dolar borçlanıldığını, kendi iktidarlarında bu 26.5 milyar dolar borç devraldıklarını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Zaten 5 yıl bile bu hükümeti idare edemediniz. 3.5 yıl kaldınız, bunun sonunda 'biz bu işi götüremediniz haydi seçime' dediniz ve seçim kararı aldınız. Bu ne demek, biz bu işi yönetemeyiz, biz ülke yönetemeyiz demektir. Şimdi de geldin benim milletime diyorsun ki 'bize iktidar verin' Milletim seni gördü, biliyor zaten. 26.5 milyar dolar IMF'ye borçla devrettin hükümeti. Peki AK Parti iktidarı ne yaptı? 26.5 milyar dolar borcu 8 milyar dolara indirdi. Sen önce bunun hesabını ver. Bu söylediğimde yalan var mı? Bunu hesabını ver. Halep oradaysa, arşın Kırıkkale'de.

MHP'nin ortak olduğu hükümette, devraldığımız o hükümette, milli gelir 230 milyar dolardı. Yani 79 senede 230 milyar dolara çıkmışlar.
Peki şimdi ne oldu? Sayın Bahçeli, bak şunu unutma; 6.5 yılda geldiğimiz nokta, bunu üzerine 520 milyar dolar ilave ettik, şimdi 750 milyar dolara geldik. Bunu AK Parti iktidarı yaptı. İnsaf, bunu nasıl göremezsin? Biz, sizden iktidarı devraldığımızda tablo buydu, şimdi buraya geldi.
3 bin 300 dolardı kişi başına düşen milli gelir, şimdi 10 bin doları aştık. Nereden nereye...

Devletin kamu net borç stoku ise 100 lira milli gelirin 78 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 35'i borç. Buna indi. Benim milletimi aldatmak için şunu söylüyorlar; 'efendim Türkiye çok borçlandı' Bak bunu ifade ederken biraz ekonomi bileceksin. Ne kadar gelirin var, ne kadar borcun var?
'Borç yiğidin kamçısıdır' derken bundan hareketle derler. Eğer borcun çokluğuna bakarsan dünyanın en borçlu ülkesi ABD'dir. 10 trilyon dolar borcu vardır. Japonya vardır. Borçlu ülkeler bunlar, ama milli gelirlerine bakınca, yüksek. Onun için hiç aldırmıyorlar, yola devam. ''
Meydandakilerden, bunların tamamını diğer muhalefet partililere de anlatmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, ''Bunlardan iktidarı devraldığımızda devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Yüzde 63 faiz ile borçlanıyorlardı. Şimdi 14-15'e indik'' dedi.

Bu farkın vatandaşın cebinden çıktığını anlatan Erdoğan, yüzde 30'larda devralarak tek haneli rakamlara indirdikleri enflasyonun, şu an yüzde 9.5 olduğunu kaydetti.

Bunları görmezden gelinemeyeceğini kaydeden Erdoğan, ''Bunu nasıl görmezsiniz. Ama bunlar bunu anlamazlar, işlerine de gelmez, fakat benim milletim gayet iyi anlıyor, gereğini de zaten 39 gün sonra sandıkta söyleyecek'' diye konuştu.

''İNANDIKLARIMIZ VAR''

Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bütün bunların karşısında bizler bir şeye inanıyoruz. Dış politikada inandıklarımız var, içeride inandıklarımız var. Biz, asla zillet altında yaşayan millet değiliz, zulme boyun eğmeyiz. Hani Mehmet Aktif Ersoy diyor ya; 'zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem, üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam, hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale, bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale. Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum, kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim, adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım, zalimin hasmıyım amma severim mazlum'
Biz tarihimize baktığımızda Mohaç'ı görüyoruz, Niğbolu'yu görüyoruz, Çaldıran'ı görüyoruz, Malazgirt'i görüyoruz, İstanbul'un fethini, tarihimize bakınca Çanakkale Destanını, Kurtuluş Savaşımızı görüyoruz. Bu, ruhla yaşadık, bu ruhla büyüdük, bu ruhla eğitildik ve geleceğin Türkiye'sini de bu ruhlar üzerinde inşa etmeye çalışıyoruz. Buna gayret ediyoruz. Bunu başardığımız anda Türkiye'yi tutana aşk olsun.''

"TÜRKİYE BÜYÜK ÜLKE''

Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'ye küçük düşünmek yakışmaz. Yunus Emre'nin, Mevlana'nın diyarı bu topraklarda yetişen insanlar küçük düşünemez'' dedi.Erdoğan şöyle devam etti:

''Bu toprakların evlatları, hani diyor ya o büyüklerimiz, biz gelmedik kavga için bizim işimiz sevgi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.Ama birşeyi de unutmuyoruz; biz her zaman tarihten bu yana haklının yanında olduk, haklıyı savunduk. Biz güçlünün haksız olduğu halde, haklı olduğunu savunmadık. Haklı, güçsüz de olsa, bizim yanımızda güçlüdür, biz onun yanında yer alırız.Türkiye'ye bunu unutturmuşlardı. Ama Aziz Milletim, bunu unutmaz, AK Parti bunu unutmaz, bu hükümet bunu unutmaz.

Her nerede olursa olsun, her ne şart altında olursa olsun, hangi platformda olursa olsun, hiç kimse ama hiç kimse Türkiye'yi horlayamaz, aşağılayamaz, Türkiye'ye ülkelerden bir ülke muamelesi yapamaz. Bunu herkes öğrenecek, bunu dünya da bilecek. Bizdeki geçmişten bu yana, o yanlış alışkanlıklar, onlar artık ortadan kalkacak, bunu onlara milletim öğretecek.

3 Kasım'da, 28 Mart'ta, 22 Temmuz'da öğrettiniz, bir kez de 29 Martta bunu sizler öğreteceksiniz. Buna inanıyorum.İnşallah, 29 Mart'ta halkım en gür sesiyle haykıracak; 'sen Türkiyesin, bize büyük düşünmek yakışır'. Hani türküde söyleniyor ya 'dersini almış da ediyor ezber'. Bizler böyle yaklaşacağız. Bunlar 3 kez derslerini aldılar ama bir türlü ezberleyemediler. 29 Mart'ta inşallah ezberleyecekler çünkü 4. oluyor.''

''TUVALET 1 MİLYONDU''

İktidara geldiklerine verdikleri vaatleri anlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin itibarını yükseltecekleri, saygınlığını artıracaklarını, enflasyonu düşüreceklerini, paradan ise 6 sıfırı atacaklarını söylediklerini anlattı.
Eskiden, tuvalete 1 liraya gidildiğini, bunlar iktidara geldikten sonra tuvaletin 1 milyon lira olduğunu kaydeden Erdoğan, ''eskiden zenginlere 'milyoner' denilirdi. Yahu tuvaletin parası oldu 1 milyon. Böyle şey olur mu? Dedik ki ayıp oluyor, yakışır mı? Yani 1 milyona tuvalete gidiyorsun. 'Gelir gelmez 6 sıfırı atacağız' dedik. 'Atamazsınız' dediler. Geldik attık. Olur olur bal gibi olur. Oldu'' diye konuştu.


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Bahçeli; Türklük ne zamandan beri affedersin senin tasarrufun altında ya?'' dedi.

Erdoğan, partisince Kırıkkale'de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde yaptıkları duble yollar ve TOKİ'nin gerçekleştirdiği konut hamlesinin tarihe geçecek olumlu adımlar olduğunu söyledi.
Bazı kesimlerin gelip de kendilerine diplomasi dersi verdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bize diplomasi dersi verenlere önce diyorum ki, bunlar tabii monşer eskileri. Diplomasiden emekli olmuşlar ama hiçbir zaman bu ülkede gerçek anlamda bu milletin değerleriyle örtüşmemişler. Halkının arasına girmemişler, halkıyla bütünleşmemişler. Buranın değerlerini dünyaya taşımamışlar.

Sadece el, pençe, divan durmuşlar. Bize el, pençe, divan durmak yakışmaz. Bu millete onurlu duruş yakışır. O onurlu duruş olursa çok şey olur. İşte oldu. 41 sene sonra biz hamdolsun BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliğini kazandık. Ama kalkıp da ne ana muhalefeti ne de yavru muhalefeti, 'bunu başardınız tebrik ediyoruz' diyemediler. Çünkü böyle bir dertleri, böyle bir sıkıntıları yok ki.

Bu ülke, bölgesel ve küresel meselelerde söz söylüyor, ağırlığını koyuyor, arabulucu oluyor. Bu ülke artık Tokyo'dan New York'a, Cape Town'dan Moskova'ya, Canberra'dan Toronto'ya her yerde adından söz ettiriyor. Bakıyorsunuz bu beyler rahatsız. Niye? Çünkü bunlar böyle bir şey yapamadı.''

''BİZİ BÖLMEK İSTEYENLERE ASLA PRİM VERMEYECEĞİZ''

Erdoğan, yaptığı konuşmada, Moğalistan'da, Karakurum'dan Orhun Anıtları'na gidebilmek için 42 kilometrelik yolu asfaltladıklarını ifade etti.
Yolun ve Orhun Müzesi'nin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayatı Yazıcı tarafından, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın da katıldığı bir törenle açıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Biz buyuz. Biz laf üretmeyiz iş üretiriz. Şimdi baktım bugün grup toplantısında Türklüğü paylaşmaktan filan, falan bahsediyor. Sayın Bahçeli; Türklük ne zamandan beri affedersin senin tasarrufun altında ya? Her Türk, Türk'tür. Olay bu kadar basit. Ve her Türk birbiriyle dayanışma içerisindedir. Ayrımcılık içerisinde değil. Biz bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında biriz, beraberiz, bütünüz. Ve bizi bölmek isteyenlere de asla prim vermeyeceğiz.

Kimse etnik kimlik üzerinden siyaset yapmasın. Kimse dinsel milliyetçilik üzerinden asla siyaset yapmasın. Kimse bölgesel milliyetçilik üzerinden siyaset yapmasın. Yapanlar hep yaya kaldılar, sandığa gömüldüler. Bundan sonra da aynı şey olacaktır.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kim AK Parti'ye leke sürmeye çalışırsa namerttir. Bu kadar açık söylüyorum, namerttir'' dedi.

Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nda partisince düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, muhalefet partilerine yönelik eleştirilerde bulundu.
Seçime 39 gün kaldığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Hala bu liderler meydanlarda yok. Ben milletimle beraber meydandayım ve diyorum ki milletimizle bizim aramıza kimse giremez.Dün Nevşehir'de lapa lapa kar yağıyordu. Orada da dedim. kar, boran, fırtına esse bizi birbirimizden kimse ayıramaz. Biz yolumuza devam ediyoruz.
Bunlar Türkiye'yi eski Türkiye zannediyorlar. Bunlar medya yalanları ile oy toplamaya alışmışlar. Bunlar Ankara'dan bol keseden atarak aldatmaya alışmışlar. Ben ne diyorum biliyor musunuz? Beyler seçimi millet yapar millet. Milletin arasına çıkın. Söyleyecek sözünüz varsa gelin millete söyleyin. Bir projeniz, bir planınız varsa gelin milletle paylaşın. O eski dönemler geçti. Eski çamlar bardak oldu. Öyle artık medya kılavuzluğu ile seçim kazanılmıyor. Yalanın, iftiranın, çamurun üzerine siyaset inşa edilmiyor. Medyadan kılavuz olmaz. Çamur siyasetiyle abad olunmaz. Madem AK Parti'yi taklit ediyorsunuz, o zaman AK Parti gibi kendinize milleti kılavuz edinin, milleti.

İkide bir yatıp kalkıp, bakıyorsunuz iftira... Çıkıyorlar diyorlar ki 'efendim şu yolsuzluğun arkasında şu var, yok bilmem şu yolsuzluğun arkasında bu var' Bakın sevgili milletim, bizim partimizin adı ak. Kısaltılmışı ak. Bunu söylemek işlerine gelmez. Şimdi dolaylı yollardan Sayın Baykal çıkıp bize iftira atmaya çalışıyor. Sayın Baykal; eğer dürüstsen, dürüst olduğunu iddia ediyorsan, eğer Tayyip Erdoğan hakkında bir yolsuzluk varsa yargıya gidersin. Senin adamların, senin şu anda görevlendirdiğin memurların eğer ellerinde benim belediye başkanlarımla ilgili belgeleri varsa, onların dokunulmazlıkları yok. Buyursunlar yargıya gitsinler. Bu ülke hukuk devleti. Böyle iftira kampanyaları ile bir yere varamazsın, varamayacaksın da. Tayyip Erdoğan ile ilgili elinde bilgi, belge varsa yargıya gidersin. Ancak, bakın daha ileri gidiyorum. Bu tür siyasetle puan alamayacaksın. Meydanlara bile çıkamayacaksın. Sivas'tan öteye gidemeyeceksin. Sadece kapalı spor salonlarında şov yaparsın. Başka bir yere gidemezsin. Ve diyorum ki AK Parti'ye leke sürmeye çalışma. Kim AK Parti'ye leke sürmeye çalışırsa namerttir. Bu kadar açık söylüyorum, namerttir.

Bizim bütün hesabımız, kitabımız, her şey açıktır, şeffaftır. Girersin partimizin web sitesine orada onları görürsün. Ama CHP, Anayasa Mahkemesi tarafından Hazine yardımlarını suistimalden mahkum edilmiştir biliyorsunuz. Ve para da tahsil edilmiştir. Sen önce bunun hesabını ver. Anayasa Mahkemesi seni mahkum etti. Niye? Yolsuzluk yaptın. Sen önce bunun hesabını ver. Parti hesabında yolsuzluğun var. Önce bunun hesabını ver.''

''SEVİYESİZ SENARYOLAR''

''CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın cemaziyelevvelini de çok iyi bildiklerini'' belirten Başbakan Erdoğan, CHP Lideri'nin Enerji Bakanlığı yaptığı dönemde benzin, mazot ve gazyağı kuyrukları olduğunu dile getirdi. Erdoğan, ''Sen Enerji Bakanlığı yapamadın ya. Bu ülkeyi nasıl yöneteceksin?'' dedi.

''Bu seviyesiz senaryolar karşısında dayanmak mümkün değil'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Alçaklık bile bir seviye ifade ediyor. Müfteri olmak, karalamak, çamur atmak, bunların nazarında bir anlam ifade etmiyor. Ancak güneş balçıkla sıvanmaz. İftira atanlar attıkları iftiranın içinde boğulurlar.
İnsanların şerefleriyle, haysiyetleriyle, onurlarıyla oynamak, çamur atmak, ancak bunlardan nasibini almayanların işidir. Tüm bu hezeyanlara karşı bütün hukuki haklarımızı kullanacağız. Zaten parti olarak bugün davamızı açtık. Bunun adı siyaset değildir, bunun adı demokratik muhalefet değildir. Bunun adı düpedüz çirkefliktir.

Bir tanesini İstanbul'a gönderdiler, yatıyor, kalkıyor, bu işleri konuşuyor. Şimdi bakıyorsunuz, yerine bir tane daha çıkarmışlar, bunun üzerinden siyaset yapmaya gayret ediyorlar. Muhatap alınmak için, gündeme gelmek için, şöhret olmak için yapmayacakları basitlik, çirkeflik, çirkinlik yok. Bu tarz şöhret, insanı ancak maskara yapar, maskara. Milletin nazarında da rezil, kepaze yapar. Biz, muhalefetin bile seviyeli olanını, hakkaniyetli olanını, dürüst olanını istiyoruz.