kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
ŞİRİN SEVER

İpekçi ve Demirağ aşkı

Cemil İpekçi, bir süre önce ne olduğunu hatırlamadığım bir organizasyonda Melike Demirağ'la karşılaşmış, çok şaşırmış, o şaşkınlıkla da eskiden Melike Demirağ'a nasıl da aşık olduğunu anlatmıştı basına. Hatırlıyorum; okuduğumda 'Aaa' olmuştum! Öyle ağızdan kaçmış, boşboğazlık edilmiş, tek cümlelik bir ifşaat değildi; devamı da vardı. Şöyle diyordu: "Annesi istemediği için ayrıldık. İdealimdeki gerçek eş, hakikaten Melike'dir... 'Ne olursan ol gel' diyebilen bir kadındı o. 15 yaşımdan beri tanırım Melike'yi ve ona aşıktım. Hayatta bazı şeyler değişmeseydi belki de şimdi evliydik, benimkisi gerçek aşktı..." İnsana bazen okudukları, duydukları sürpriz oluyor, şaşakalıyor. Artık benim şaşkınlığımın sebebi her ne idiyse! Neyse... Melike Demirağ'a yeni albümü 'Geri Dönüşüm' vesilesiyle 'hoş geldin' derken pazar röportajı için; bu konuya da açmadan edemedim... Doğru muydu değil miydi, ne alakaydı merak ettim açıkçası ve sordum... O da kendi cephesinden anlattı. İşte aramızda geçen konuşmalar...
- Cemil İpekçi ile bir dönem ilişkiniz olmuş, onun hikayesi nedir?
- 'Arkadaş' filminden önceydi. Ben 16, o 24 yaşlarında... Belçika'da akademi okumuş, yeni gelmiş Türkiye'ye, Zeki Triko'nun yanında modelist olarak çalışacak. Kıyıkent'te, Zeki Başeskioğlu'nun evine gelmiş, beni görmüş, 'Kim bu kız?' diye sormuş. Tanıştırdılar bizi hemen. Platonik bir şey hissetmiş bana. Ben de hayallerimdeki beyaz atlı prensi bulduğumu sanıyorum. O zamanlar Barbara Cartland romanları okuyorum, genç kızım, aklım bir karış havada, o da beyaz atlı prens gibi geliyor bana, yeşil gözlü falan. Cemil çok yakışıklıydı ama; öyle böyle değil!
- Flört ettiniz mi yani?
- 'Arkadaş' çevrildi ve o bana sahne kostümü dikti. İlk sahne kostümüm... Çok güzeldi, bembeyaz bir tuvalet. Gidiyorum yanına, sarılıyor, sıkıştırıyor, seviyor, öpüyor falan. 'Ah kadın olsaydım senin gibi giyinirdim, şunu yapardım, bunu yapardım' diye akıllar veriyor. Çok platonik bir şeydi aramızda geçenler, flört değildi. Cemil'in çok erkeksi bir tarafı vardı, benimle birlikteyken çok farkıydı ama sanat camiasına girdiği vakit farklı biri oluyordu.
- O yüzden mi biraraya gelmediniz?
- Çok başarılı, çok hoş, çok şeker biri olarak görüyordum onu, tabuları olan biri de değildim, 'aşk ve sevgi herkes arasında olabilir' diye düşünüyor, kategorize etmiyordum ama hayat bizi ayırdı bir şekilde, 'Arkadaş' filmi çıktı, Şanar (Yurdatapan) girdi bodoslama hayatıma falan...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın