kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Şubat 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MAHMUT ÖVÜR

Ergenekon nereye gidiyor?

Ergenekon davası açısından hareketli günler yaşıyoruz. 7 aydır tutuklu bulunan eski komutan Hurşit Tolon serbest bırakılışı da hareketliliği artırdı.
Bir kısım insan, "İşte buraya kadar, bu bitti" diyor, bir kısım insan, "O zaman 7 ay neden yattı?" diye soruyor.
Ama bu düşünme süreci uzun sürmüyor. Birçok şey birden patlıyor.
Milliyet gazetesi emekli orgeneral Tolon'un tahliye sürecinin perde arkasını aralarken, çarpıcı tespitler yapıyor. Tahliyenin 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nden nasıl çıktığını ustaca anlatıyor.
Daha o bitmeden bu kez GATA Hastanesi'nde tedavisi süren Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur'a ait olduğu ileri sürülen ses bantları basında yer alıyor.
"12. ve 14. mahkemeler bizdenmiş..."
Ergenekon lobisinin çabası tahliye üzerindeki gölgeyi koyulaştırıyor.
Ama kafalarda oluşan "Acaba?" sorularına rağmen Ergenekon dava süreci durmuyor.
Bu kez devreye yeni bir operasyon giri yor.
Ankara'da "Karargâh Evleri" adıyla 5 muvazzaf subay gözaltına alınıyor.
Yine kafalar karışıyor.
Tam "Bu iş farklı bir mecraya kayıyor" derken bir bakıyorsunuz, yeni operasyonlar, yeni ifadeler ve yeni skandal ilişkiler ağı ortalığa saçılıyor.
Saçılıyor çünkü bu ülkenin çok kirli bir yakın geçmişi var.
Bu geçmişin yaratıcıları arasında her kesimden insan var; siyaset, medya, asker ve iş dünyası...
Susurluk ve 28 Şubat süreci bu kirli geçmişin bir aynası durumunda...
Dün o aynaya yansıyanların çok azı açığı çıktı.
Bugün Susurluk ekseninde yeni adımlar atılıyor.
Yarın, Ergenekon dava süreciyle ilişkili çok daha çarpıcı bilgiler ortaya çıkacak.
Bu nedenle Ergenekon dava süreci zaman zaman sekteye uğruyor gibi görünse de birilerinin umduğu gibi sonlanmayacak; Türkiye temizlenerek yoluna devam edecek.
Kırılmalar yaşansa da fark etmeyecek.
Yeni Şafak gazetesi dün Susurluk'un kilit ismi Abdullah Çatlı'nın dönemin Başbakanı Tansu Çiller'le yüzbaşı üniformasıyla görüştüğünü yazdı.
Ne kadar doğru bilmiyorum ama bana hiç şaşırtıcı gelmiyor.
Ben ondan daha çok, o dönemde sivil kıyafetli Çatlı'nın hangi üniformalılarla konuşup toplantılar yaptığını merak ediyorum.
Sahi sadece siviller miydi Çatlı ile görüşen?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın