kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Şubat 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
48 yaşında gayet sağlıklı bir hayat sürdüğünü söyleyen Kerem Görsev, "20-30 yıl sonra yine bir röportaj yapalım, ölümümün nasıl olacağını konuşuruz" diyor.

Kulaklarımı tıkarım kendi müziğimi yaparım!

10.02.2009
Caz müziğin ünlü isimlerinden Kerem Görsev, 'Diversion' isimli albümüyle hayranlarını selamlarken; hakkında yapılan "Karısının desteğiyle yaşar!" eleştirilerine de yanıt verdi: Bugüne dek kimseden bir kuruş para almadım..
Kerem Görsev'i nasıl bilirsiniz? Albümlerini dinlemeden sakın 'İyi biliriz', kendisiyle tanışmadan da 'Burnu büyük biridir' diye düşünmeyin! Çünkü öyle biri değil! Her şeyden önce çok iyi bir baba ve eş... Peki neden böyle bir girizgah yaptık? Çünkü kendisiyle kapak tasarımını kızı Nisan'ın yaptığı yeni albümü 'Diversion'la ilgili konuşmak için Emirgan'daki evine gittik. Görsev bize hem yeni albümünü hem de özel hayatını anlattı. 13 yıldır bilişim dünyasının kadın patronlarından Pınar Kapralı ile evli olan Görsev, 'Eşi sayesinde bulunduğu yerde' eleştirilerini kaale almadığını söylüyor. İşte anlattıkları:

KEREM GÖRSEV FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

* 'Diversion' isimli albümünüz nasıl oluştu?
Bu albüm, benim yaşadığım olaylar üzerine hazırladığım parçalardan oluşuyor. Albümün adı hedeften saptırma, ilgiyi başka yöne çekme gibi anlamlar taşıyor. Sekiz parçalık albümde ünlü cazcı McCoy Tyner'a kendi ismiyle iki parça yaptım. Tatlı sevdiğim için de 'Tiramisu' ve 'Mastic Pudding' (Sakızlı Muhallebi) ismini verdiğim parçalar hazırladım.

LOHUSA DÖNEMİNDEYİM!
* Hayatınızda olan her şeyi hikâyeleştiriyorsunuz değil mi?
Neredeyse... Çünkü yaşanmış hikâyelerin müziğe dökülmesi, müziklerin de o yıllardan birer anı olarak kalması çok önemli... Benim 94 yılında yazdığım birtakım parçalar var. Ben, onları iki senede bir dinlerim. Bu albümü artık dinlemeyeceğim.

* Neden?
Benim için bu albüm yapıldı ve bitti. Doğum oldu. Ben şimdi lohusa dönemindeyim. Bu dönemde yine aklıma birtakım fikirler gelmeye başladı ve o fikirlerle uğraşıyorum. Onları geliştirip, daha farklı müzikler çalmak istiyorum. Bu albümü beş sene sonra dinler ve nasıl olmuş diye bakarım.

* Niçin şarkılarınızın ve albümlerinizin ismi hep İngilizce?
Bir kere benim yurtdışında da albümlerim satılıyor. Ayrıca İngilizce bilmeyen bir insan bile açıp, parçaların anlamına bakabilir. Bir de ben hiçbir zaman kendimi Edirne'den Samsun'a, İstanbul'dan Mersin'e kadar sınırlar içinde çalan bir müzisyen olarak görmek istemiyorum. Öyle de değilim! Caz müziği beynelmilel bir lisandır. Onun için bana Ekşi Sözlük'te yapılan saldırılara karşı kulaklarımı tıkıyorum. Orada bana başka şekillerde de saldırıyorlar. 'Karısının holdingi var, o sayede bulunduğu yerde' gibisinden...

HER ŞEY KENDİ ÇABAMLA
* Bu duruma nasıl bir cevap veriyorsunuz peki?
Ben bugüne kadar hiç kimseden bir cent ya da bir kuruş para almadım. Hayatta her şeyi kendi çabamla yaptım. Ben bu tür saldırılara kızmıyorum. Çünkü kaale almıyorum. 'Amerikan arabasıyla Boğaz'da dolaşır', 'Karısını desteğiyle yaşar' gibi yorumlar yapılıyor. Ama bana bunlar kişiliksiz saldırılar gibi geliyor. İnsanları tanımadan böyle bir şey yapmasınlar.

* Ekonomik kriz sizi etkiledi mi?
Ben hiçbir zaman halimden şikayetçi değilim. Allah'a şükürler olsun! Olayın para yönü bir yana... Bizim çalıp, moral almamız lazım. Benim şubat ayında 6-7 tane konserim var. Gideceğiz konsere, çalacağız. İnsanlar da bizim müziğimizle moral bulacak.

* Müzik yapmayı nasıl tanımlıyorsunuz?
Müzik yapmak uzay boşluğunda olmak gibi... Bu işin peşinden koşa koşa bu dünyadan göçüp gidiyorsunuz ama yaptığınız işler ailenize miras olarak kalıyor.

* Ölüm çok acıklı değil mi?
Acıklı değil! Kaçınılmaz son bu.. Ben de ölünce arkamda iyi bir arşiv bırakmak istiyorum.

* Bir müzik adamı olarak öldüğünüzde nasıl uğurlanmak istersiniz? Bazıları ben öldüğümde 'Şu parçayı çalın' derler ya...
Ben öyle palavra şeylere inanmam! Şu an 48 yaşındayım. Spor yaparım, içki içmem, gece hayatım yoktur. Ben ne kadar sıhhatli olursam o kadar iyi çalıp, o kadar iyi üreteceğimi düşünürüm. O söyledikleriniz çok ileriki süreçlerde bir 20-30 yıl sonra belli olur. O zaman da bir röportaj yapar, nasıl uğurlanacağımı konuşuruz.
Haberin fotoğrafları