kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ÖMER TAŞPINAR

'Yeni Washington', 'eski Avrupa', 'aynı Ankara'?

WASHINGTON

Barack Obama'nın seçimleri kazanması bütün dünyada büyük beklentiler yarattı. Öyle ki, seçimlerden hemen sonra yapılan yorumların çoğu bu yüksek beklentilerin yaratacağı sorunlar üzerineydi. Ne de olsa beklentiler bu kadar yüksek olunca hayal kırıklığı yaşama ihtimali de yüksek olacaktı. Nitekim Obama'dan Gazze trajedisi boyunca bir şeyler söylemesini bekleyenler hüsrana uğradı. Gazze kan banyosuna döndüğünde Obama sessiz kaldı. Ama şunu unutmamak gerekiyor: Obama Filistin'de yaşanan dramı önemsemediği için değil, ABD Başkanlık makamına olan saygısı nedeniyle konuşmadı. Seçilmiş olmasına rağmen Beyaz Saray'da başkanlık koltuğuna oturmamıştı henüz. Dış politika konusunda konuşarak o günlerde halen görevde olan Başkan Bush'u zor duruma düşürmek ve gölgelemek istemiyordu.
Şimdi Obama görevde. Artık rahatça konuşuyor ve önemli mesajlar veriyor dünyaya. Obama, sembolik de olsa çok önemli bir jest yaparak, medya ile ilk mülakatını Ortadoğu'da yayın yapan El-Arabiya televizyonuna verdi. Obama bu mülakatta, İslam dünyası ile yeni bir sayfa açmak istediğini, Washington'un artık düşmanları ile masaya oturmaktan çekinmediğini ve Ortadoğu barış süreci için hemen faaliyete geçmek gerektiğini tekrar tekrar vurguladı. Çok önemli, yüksek beklentileri karşılayacak önemde mesajlardı bunlar.
Obama'nın görevdeki ilk iki haftasını izleyenler onun sadece laf değil aynı zamanda iş ürettiğini de gördüler. Obama sadece önemli mesajlar vermekle kalmıyor, aynı zamanda çok önemli icraatları da seri şekilde gerçekleştiriyor. Mesela Guantanamo kampının kapanması ve "waterboarding" gibi işkencelerin yasaklanması için hemen düğmeye bastı Obama yönetimi. Keza Irak'tan asker çekme süreci başlamak üzere. Ayrıca Obama'nın Enerji ve Çevre bakanlıklarına yaptığı atamalar iklim değişikliği, küresel ısınma ve Kyoto anlaşması konusundaki en yüksek beklentileri karşılar nitelikte.
Kısacası
Obama kendi üzerine düşeni yapmaya başladı. Ve de durum böyle olunca gözler bu sefer Amerika'nın Avrupa'dan ve NATO müttefiklerinden ne beklediğine çevriliyor. Zira beklentiler hiçbir zaman tek taraflı olmaz. Nasıl ki Avrupa Obama'dan çok şey bekliyordu, değişen yeni Washington da aynı şekilde Avrupa'dan bazı yeni şeyler bekleyecek. Obama'nın Avrupa'dan en önemli beklentisinin ne olduğu konusunda hiçbir şüphe yok: Afganistan'a daha çok askeri ve finansal destek. Obama gerçekçi davranarak çıtayı Irak veya İran gibi daha zor alanlara koymuyor. Ne de olsa Afganistan en başından beri hem Avrupa, hem NATO, hem de BM'nin onayını almış hukuksal ve siyasi "meşruiyeti" tescillenmiş haklı bir askeri mücadele.

Afganistan'a 30 bin asker
Ve şurası kesin: Son iki yıldır Afganistan'da işler çok kötüye gidiyor. Ülkenin hali Irak'ın 2005 ve 2006'da yaşadığı kanlı tabloyu anımsatıyor. Yakında Irak'tan asker çekmeye başlayacak olan Obama yönetimi bu nedenle önümüzdeki iki ay içinde toplam 30 bin yeni askerini Afganistan'a yollamayı planlıyor. Obama tabii ki bu planları yaparken Afganistan için NATO'nun diğer üyelerinden de destek bekliyor. Bu grubun içinde Türkiye'nin de olduğuna şüphe yok . Ne de olsa Türkiye NATO'nun tek Müslüman ülkesi, transatlantik ailenin güçlü bir ferdi ve de özellikle Davos sonrasında İslam âleminin yükselen yıldızı . Bütün bu nitelikleriyle Türkiye, Obama'nın yüksek beklentiler içinde olduğu çok önemli bir müttefik.
Washington Avrupa ve NATO'dan bu beklentilerini nisanda yapılacak NATO'nun 60'ıncı kuruluş yıldönümü zirvesinde dile getirecek. Bakalım Yeni Washington, Eski Avrupa'dan istediği desteği görecek mi? Eminim Bush yönetiminin neokonları ve tabii ki eski savunma bakanı Donald Rumsfeld "eski" Avrupa'nın yeni Washington'a cevabını merakla izleyecek. Peki, Ankara nasıl bir tavır alacak Afganistan konusunda? Türkiye hemen negatif bir tutum içine girmeden önce kendisinin Washington'dan ne tür beklentiler içinde olduğunu bir kez daha düşünmeli . Bu konuya, yani Ankara'nın Washington'dan beklentileri meselesine haftaya tekrar değineceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın