kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Şubat 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Pazar SABAH  
METİN SEVER

Muteber olmanın dayanılmaz hafifliği!

Muteberim, mutebersin, muteber! Muteberiz, muteberler, mutebersiniz! Desem de inanmayın! Bu sadece bir dil oyunu.
Don lastiği gibi istediğiniz kadar çekin, bu tanımlamanın kapsama alanı genişlemez.
Gerçek şu: Bu ülkede insanlar, 'muteber' ve 'muteber olmayan vatandaşlar' diye ikiye ayrılır.
'Muteber vatandaşlar' lahana gibi kat kattır. İtibar derecelerine göre sınıflandırılabilir. Ancak esasta iki çeşittir: 'Ordu ve bürokrasi menşeli olanlar'; 'burjuva, seçkin, elit' diye nitelendirilenler. Birinciler devlet renkli, gri iken; diğerleri daha sivil, daha 'beyaz' tenlidir.

SİVİL MUTEBER
Asker kanadını yüksek rütbeli subaylar oluşturur. Astsubay taifesinin yelkeni bu rüzgârdan pek nasiplenemez.
Bürokraside ise, üst düzey yargı mensupları, YÖK başkanları ve benzeri kurum temsilcileri arz-ı endam eder.
Asker ve sivil bürokrasi tarafından kurulmuş bir Cumhuriyet olmanın kaçınılmaz sonucudur bu. Asker-sivil bürokrasi, kendini bu ülkenin gerçek sahibi görür. Devletin temel felsefesi konusunda değişmez 'kırmızı çizgileri' vardır. Bu nedenle bunlara 'kırmızı pasaportlular' diyebiliriz. Kimseye güvenmezler. A priori olarak 'vatanseverdirler.' Deneysel olarak kanıtlamak mümkün değildir, doğuştan böyle olduklarına inanılır! Bu nedenle de, bu ülkede çok sayıda 'vatan haini' vardır.
"Kürt sorununa barışçıl çözüm", "sınıf mücadelesi", "üniversitede türban serbestisi" gibi sözler konjonktüre göre 'vatan haini' olmak için yeterli olabilir.
Burası ana kumanda merkezi gibi çalışır. 'Muteber vatandaş' olmakla yetinmez. 'Muteber vatandaş' yetiştirmeye çalışır. 'MVYYS' (Muteber Vatandaş Yetiştirme ve Yerleştirme Sınavı!) burada yapılır. ÖSS yanında halt etmiştir. Mübarek dekatlon koşusu! 'Yanlış yaparsan' gözünün yaşına bakmazlar. İyi tarafı, sınav hakkının sınırsız olmasıdır! Her daim rüştünü ispat ederek, tekrar kayıt yaptırmanın yolları vardır: İtirafçılık, muhbirlik, darbe destekçiliği! 'Sivil görünümlü muteberlerin' tepe noktasında ise kimi sermaye çevreleri, medya yöneticileri, beyaz yakalılar yer alır. Burada da rütbeler vardır. Sivil göründüklerine bakmayın 'generalleri', 'yüzbaşıları', hatta medyada 'özel emir erleri' bulunur.
Bunlara 'yeşil pasaportlular' diyebiliriz.
Genellikle devlet desteği ile büyüdükleri için 'devlet baba'ya karşı saygı ile karışık korku beslerler. Arada sırada 'ebeveynine' kafa tutsa da kısa pantolondan kurtulamayan koca çocuklara benzerler. Kimileri bunlara 'makul çoğunluk' der. O kadar makuldürler ki, "statüko değişsin" diyenlere karşı Çin Seddi vazifesi görürler. Hikmetinden sual edilmez ama 'muteberler' hep 'makul çoğunluktan' çıkar. Yani tüp bebek merkezi gibi, burası da 'muteber yavrulama merkezidir! Petrus şarabı ile hukukun sadece kendi hakları olduğunu düşünürler.
Ergenekon soruşturmasında hak ihlalleri konusunda çok hassastırlar ama polise taş attığı için Güneydoğu'da yargılanan 15-16 yaşındaki çocuklara yönelik hak ihlalleri umurlarında olmaz. 15 yaşındaki çocuğa verilen 7 yıl ceza da, 11 aydır tutuklu yatan çocuklar kapsama alanlarına girmez.

HALKI DENETLEMEK LAZIMMI....
Üçüncü kategoride ise 'muteber olmayan vatandaşlar' vardır. Yani 'lacivert pasaportlular!' Muteberlerin gözünde bunlar eğitilmesi gereken 'yığınlardır'. 'Tebaadır'. Sürekli denetlenmeleri gerekir. "Başı boş bırakılan kız ya davulcuya ya da zurnacıya kaçar" diye korkarlar. Dolayısıyla 'muteberler' eril, 'yığınlar', yani halk dişildir. Bu nedenle en karmaşık durum burada yaşanır. Bu 'lacivert pasaportluların' bir kısmının, devletin ideolojik aygıtları aracılığı ile boca ettiği milliyetçilik, devletçilik ve bilimum gaz yüzünden şaftı kayar. Kendini eril hissetmeye başlar. Muteberin izinden sokaklara düşer. Bu da toplumda travesti bir ruh hali yaratır. Geriye kalanlar ise Kürtler, azınlıklar, solcular, dindarlardır.
Bunlara vatandaş bile denemez, onlar sözde vatandaştır! Orhan Veli bir şiirinde, "Bir de sevgilim vardır pek muteber/ ismini söyleyemem/ Edebiyat tarihçileri bulsun" der.
Türkiye'nin muteberleri için siyaset tarihçilerini beklemeye gerek yok. Her şey göz önünde!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın