kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Şubat 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Sırada Mısır ve Sudan var

Meclis'te dünkü grup konuşmalarına her üç lider de iyi hazırlanmıştı... MHP lideri Devlet Bahçeli, diplomatik akıl oyunları içinde dantel gibi işlenmiş bir konuşma yaptı.
Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın tavrını savunurken eleştiride bulunmayı başardı.
Zaten Erdoğan'ın da birden çok kez adını kullanarak, sözlerine yanıt vermesi de Bahçeli'nin konuşmasından etkilendiğinin göstergesiydi.

Tonu düştü, duruşa devam
Ancak Erdoğan'ın konuşması da bir o kadar etkindi.
Davos konusunda kararlılığını ortaya koydu, Türkiye'nin yeni bir diplomatik sürece evirildiğinin altını çizdi.
Bu evirilmeyi de "Birileri ne der diye politika yapmadıklarını, Türkiye olmazsa ne olur dedirten, özgüvenli bir politika izleyerek" gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bununla birlikte Davos'tan bu yana sürdürdüğü söylemlerinin tonunu bir kademe düşürürken, duruşundan da geri adım atmadı.
Anlaşılıyor ki Erdoğan da bir oturum yöneticisinin yarattığı "arzu edilmeyen" olaya dönük tepkisini daha fazla sürdürmek niyetinde değil.

Baykal'ın duruşu
CHP lideri Deniz Baykal 'ın konuşması da çok iyiydi.
Baykal son dönemde yaptığı en iyi konuşmalardan birini gerçekleştirdi.
Her ne kadar popülizm barındırmadığı, akademik bir zemine oturduğu için Baykal'ın konuşmasını grup kürsüsü üslubuna uygun bulmayanlar olabilir.
Ancak geleceğe bırakılan bir mesajdı.
Sonuçta dün liderler dış politika üzerinden içeriye, daha doğrusu 29 Mart yerel genel seçimine mesajlarını yolladı.

Mısır'ın hedefi
İlginç olan ise bütün bu olayların gerisinde, Türkiye'nin çıkarlarını korumak için azimle uğraşan ve "monşerler" (mon cher) diye ötelenen diplomatlar ise dün iki yoğun uğraş içindeydi.
İlki, Davos'taki tartışmaya kaynaklık yapan Gazze ile ilgili olarak Mısır'ın Türkiye'den rol çalıp büyük ağabey pozisyonuna kendini atma çabasına karşı ne yapılacağı.
İkincisi ise Roma'daki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Louis-Marino Ocampo 'nun, Darfur'da soykırım ve savaş suçu işlediği gerekçesiyle Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında istediği tutuklama kararı.
İlkinden başlarsak...
Mısır "Gazze'nin yeniden imarı" için uluslararası toplantı yapacağını duyurmuş.
İsrail dışında Gazze'nin tek giriş kapısına sahip olan Mısır, tüm yardımların üzerinden yapılmasını istiyor.
Gazze'ye hâkimiyetindeki Refah kapısından geçecek her yardımın da kendi kamyonlarınca taşınması ve Mısır'dan alınmış olması şartını getirmek istiyor.
Hamas'ı muhatap kabul etmiyor; yardımların Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) eliyle yapılacağını duyuruyor.

El Beşir'in durumu
Gelelim El Beşir kararına...
UCM Savcısı, Darfur'daki katliamları nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) arkasına alıp Sudan Devlet Başkanı El Beşir'in de arasında bulunduğu bazı bakanların tutuklanmasını istedi.
Savcı talebine ilişkin dosyayı da Aralık 2007'de BMGK'ye sundu.
Görülüyor ki UCM de kararını BMGK'ye göndererek gereğinin yapılmasını isteyecek.
Sudan da BMGK geçici üyeliğine resmen başlayan Türkiye'den kararı veto etmesini istemek için Cumhurbaşkanı Kıdemli Yardımcısı Ali Osman Muhammed Taha'yı dün Ankara'ya gönderdi. Taha, TBMM Başkanı Köksal Toptan ile görüştü.
Gazze'de yaşananlara sert tepki koyan Ankara'nın bu iki talebe karşı ne yapacağı bilinmez.
Ancak, sorunları çözme becerisi her zaman olduğu gibi yine diplomasiye kalacak.
NOT: MHP Ankara Büyükşehir Başkan adayı Mansur Yavaş aradı, dünkü yazımızda çalıştığı büronun şahsına aitmiş gibi algılandığını belirterek kiralık olduğunu söyledi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın