kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
31 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Büyük resim için tıklayın

'Baba para kazanır anne yemek yapar'

ÖZGÜR ÇAKIR SABAH
30.01.2009
Türkiye'de ders kitaplarının yüzde 92'sinde cinsel ayrımcılıktan şiddeti övmeye değin birçok temel insan hakları ihlali olduğu tespit edildi..
Ders kitaplarının içeriğinde temel insan haklarına aykırı şekilde kullanılan dil ve yöntem, Türkiye'de uzun süredir gündemde. Konuyla ilgili 2004'te de bir tarama çalışması yapan Tarih Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'yla ortak bir çalışma yürüterek ilk ve ortaöğretim ders kitaplarındaki insan hakları ihlallerini beş yıl sonra yeniden araştırdı ve bu araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Avrupa Birliği ve Finlandiya Büyükelçiliği'nin desteklediği projede, insan hakları eğitimi verilen öğretmenler, veliler ve üniversite öğrencilerinden oluşan 80 kişilik bir ekip 139 ders kitabı, 75 öğrenci ve öğretmen kılavuz kitabı taradı. Tarama sonuçlarına göre 69 ilköğretim kitabının yalnızca ikisinde, 70 ortaöğretim kitabının da yalnızca dokuzunda, toplamda da ders kitaplarının sadece yüzde sekizinde insan hakları ihlaline rastlanmadı. Hak ihlallerinde hem ilköğretim hem de ortaöğretimde ilk sırayı 'eleştirel bir bakış açısı geliştirilememesi ve 'eğitim felsefesi' ihlali alırken, ikinci sırayı, içinde dışlamayı barındıran doğrudan insan hakları ihlalleri alıyor. Raporda ilköğretimde en sorunlu dalların Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Hayat Bilgisi ders kitapları olduğuna, ortaöğretimde ise Tarih, Din, Felsefe ve Edebiyat ders kitaplarındaki dışlayıcı, milliyetçi ve militarist yaklaşımların ağırlığına dikkat çekiliyor. Ders kitaplarında toplumsal cinsiyet ihlallerinde beş yıl önceye göre bir azalma olsa bile bu ihlallerin devam ettiğinin de altı çiziliyor. Ders kitaplarının diline hakim olan söylemler ise şöyle sıralanıyor: "Şiddet ve ölüm yüceltiliyor. Ülkedeki azınlıklar ve etnik gruplar yok sayılıyor, farklılıklar tehlike olarak görülüyor. İç ve dış tehdit algısı sürekli canlı tutuluyor. Din eğitimi Sünni İslam anlayışına dayalı yürütülüyor. Militarizm ağırlıklı bir dil kullanılıyor. Bilgi, eleştirel akıl yürütmeyle temellendirilmek yerine otoriteye gönderme yapılarak doğrulanıyor."