kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
31 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Nicole Kidman’ın Çin motifli kırmızı elbisesi filmin en fazla öne çıkan kıyafeti.

Film: Avustralya Stil: 1930'lar

YAPRAK ARAS ŞAHİNBAŞ
26.12.2008
Avustralyafilmi, en çok kıyafetleriyle dikkat çekiyor. 1930'ların modası ile ünlü markaların aksesuarlarının birleşmesiyle oluşan kostümler, trendleri de etkileyecek..
Karl Lagerfeld ve Coco Chanel gibi tasarımcıların filmlerini saymazsak, moda dünyası için yılın filmi Sex&The City oldu. Bunun en önemli nedeni, kuşkusuz, Patricia Field'in stil danışmanlığı yapmasaydı. Diğer nedeni ise, henüz kimsenin Avustralya'nın gardırobundan haberdar olmamasıydı.
Baz Luhman'ın yönettiği ve başrollerini Nicole Kidman ile Hugh Jackman'ın paylaştığı epik film, dün ülkemizde de gösterime girdi.
Avustralya, sinema eleştirmenlerince çok iyi notlar alamadı belki ama kostüm tasarımı modaseverlerce yere göğe sığdırılamıyor.

OSCAR ÖDÜLLÜ TASARIMCI
1930'lar sonu Avustralyası'nda geçen filmde dönemin modası kıyafetlerden aksesuarlara; hatta bavul takımlarına kadar her unsurda hissedilebiliyor. Bu bağlamda en büyük övgüyü, Moulin Rouge ve Romeo&Juliet'in de kostümlerini yapan Oscarlı tasarımcı Catherine Martin (filmin yönetmeni Luhman'ın eşi) hak ediyor elbette. Lady Sarah Ashley karakterinin aristokratlıktan çiftçiliğe geçişine, Kidman'ın oyunculuğu kadar Martin imzalı kıyafetler sayesinde de tanık oluyoruz.
Martin, filmin kostümleri için çalışmaya, çekimlerden 15 ay önce başlamış. Lady Ashley statüsünde bir kadının 1930'larda nasıl giyinebileceği üzerine uzun araştırmalar yaptıktan sonra, her görünüm için altı-yedi kostüm tasarlamış. Sekiz ay içinde 2 bin kostüm hazırlayan Martin'in en dikkat ettiği hususlardan biri de, kıyafetlerin dönemin tekniği ve işçiliğiyle yapılması olmuş. Örneğin 1930'larda fermuar kullanılmadığından ötürü, Lady Ashley'nin binici çizmeleri kalın bağcıklarla yapılmış.

AYAKKABILAR FERRAGAMO
Sadece binici çizmeleri değil, Lady Ashley'nin bütün ayakkabıları çok dikkat çekiyor. Bunun nedeniyse kraliyet aileleri ve aristokratlar için ayakkabı üreten bir ismin; Salvatore Ferragamo'nun elinden çıkmaları. Kidman'ın filmde giydiği tüm modeller, Ferragamo arşivlerine bakılarak ve 30'lu yılların ayakkabıları birebir kopyalanarak üretilmiş. Marka daha sonra filmde giyilen bir çift ayakkabıyı sınırlı sayıda üreterek satışa da sundu.
950 adet Lady Ashley ayakkabısı, şu anda çeşitli mağazalarda satılıyor.

ARİSTOKRATTAN ÇİFTÇİYE
Bir diğer önemli detay ise, Kidman'ın tuhaf gözlükleri.
1930'lu yıllarda yaygın olarak kullanılan bu gözlüklerin amacı, gözü böcek ve sineklerden korumak.
Orijinalinde siyah camlı olan gözlükler, bir vintage mağazasından alınmış ancak Kidman'ın gözlerinin ifadesinin anlaşılabilmesi için şeffaf camlarla değiştirilmiş.
Kostümlerde ise, filmin gelişimi boyunca ciddi bir değişim göze çarpıyor. Kıtaya, statüsünü fazlasıyla belli eden lacivert-beyaz bir kıyafetle gelen Kidman'ın, oraya ait olmadığı gün gibi meydanda. Lady Ashley, zamanla çiftçi bir kadına dönüşüyor. Gardırobu toprak tonlarına teslim oluyor, pantolonlar çoğalıyor. Eskisine oranla daha fonksiyonel ve rahat giyinmeye başlayan Lady Ashley, giyim kuşamı için daha az uğraşmış ama daha seksi görünüyor. Yine de zarafetinden ödün vermeyen leydi, zaman içinde Avustralya renklerini iyice benimsiyor.

ÇİN ETKİSİNE HAZIR OLUN
Filmle en çok özdeşleşen kıyafet ise, Lady Ashley'nin baloda giydiği Çin motifli kırmızı elbise. 'Çin Mahallesi'nde, 48 saatte kıyafet dikebilen bir terziye yaptırılan' elbise ile, o günlerin Kuzey Avustralyası'ndaki Çin etkisi de gözler önüne seriliyor. Podyumu takip ettiği kadar, yeri geldiğinde ilham da veren sinemanın, gelecek sezon Çin motifleri ve desenlerinde artışa neden olması, kuvvetle muhtemel.
Haberin fotoğrafları