kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Ocak 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Kenan Işık Nebil Özgentürk

MALİ'nin sadece pantolon indirmediğini göreceksiniz!

BUGE CANKAT - GÜNAYDIN
29.01.2009
Bu akşam ikinci bölümü atv'de yayınlanacak olan 'Dünya Bir Oyun Sahnesi'nin sunucusu Kenan Işık: Oyuncuların bilinmeyen yönlerini konuşuyoruz. Mesela M. Ali Erbil insanların pantolonunu indiren biri gibi bilinir. Hayır! Biz 'Gerçek M. Ali bu' deyip oyunculuğunu göstereceğiz..
Geçtiğimiz cuma atv'de 'Dünya Bir Oyun Sahnesi' adlı bir talk show başladı. ABD'de yayınlanan 'Actor Studio'dan esinlenerek hazırlanan programda Kenan Işık, oyuncu konukları ile hayatı, rolleri üzerinden konuşuyor. Nebil Özgentürk'ün genel yönetmenliğini ve yapımcılığını üstlendiği, ilk bölümüne Cem Yılmız'ın katıldığı programın bugünkü bölümünde Halil Ergün var..

* ABD'de yayınlanan, Al Pacino, Anthony Hopkins, Robert de Niro gibi sadece usta oyuncuların katıldığı 'Actor Studio' ile bir benzerlik var mı?
Kenan Işık:
Evet o formattan esinlendik diyebiliriz. O formatın hoşumuza giden tarafı şuydu; kendini kanıtlamış oyuncuların, stüdyodaki oyunculuk öğrencileri ile birarada olmaları ve sadece oyunculuk ve rolleri üzerine konuşmaları. Herhangi bir talk show'dan farklı. Tabii buna bizlerin dışında katkısı olacak değerli sanatçılar var. Cem'le başladık, Halil Ergün, Haluk Bilginer, Şener Şen, Uğur Yücel gibi bu sanata ömrünü veren insanları ağırlayacağız.

HAYAT BİR OYUN
* Adını neden 'Dünya Bir Oyun Sahnesi' koydunuz?
K.I.:
Shakespeare'in oyunundan alınma bir cümle. Bizim konuklarımız da oyuncu olduğu için bu ismi uygun bulduk. Hayat bir oyundur çünkü. Doğarız ve bir oyunun içinde hayatımızı tüketip finale geliriz.

* Bu, özellikle kriz dönemini atlatmak için yapılan bir proje miydi?
K.I.:
Evet şu dönem artık iki dizi koyamayınca böyle bir format bulduk. Nebil (Özgentürk) ciddiyeti ve bu konudaki hassasiyeti ile güvenilir bir prodüktör. Para pul kazanayım derdi yok. Ayrıca elinde çok değerli bir sinema arşivi var. 110 kişilik bir ekibimiz var. İçlerinde ABD'de, Fransa'da oyunculuk okumuş arkadaşlarımız var. Tiyatro dekor ustası Metin Deniz bizimle birlikte çalışıyor.

* Programın orijinal versiyonunu az gülen, ciddi ama yerinde sorular soran James Lipton sunuyor. Siz de bu etkiyi mi yaratmak istediniz?
Nebil Özgentürk:
James Lipton aslında aynı zamanda bir oyunculuk hocası ve bir rejisördür. Bu anlamda bir benzerlik yakalayabilirsiniz. Türkiye'de ilk defa konusunda uzman bir hoca ve rejisör, bir oyuncu ile karşılıklı bir sohbet yapacak. Sahneye 70 piyes koymuş biri olarak Kenan Işık yerine başka biri olmazdı galiba. Yani tipik bir sunucu programı değil.
K.I.: TV'de özellikle son dönemde herkesin şikayet ettiği programlar var. Ve sürekli bunların yerine konulacak kaliteli bir program olmasını dile getiriyorlar. Bu durumda biz de reytingi çok ön planda tutmadan -ama reytingsiz de olmuyor tabii- kanala zarar vermeden 'ciddi' bir şey yapalım dedik.

* Programın aslında hem belgesele hem de talk show'a benzeyen farklı bir formatı var değil mi?
N.Ö.:
İçinde bol bol görüntülerin ve metinlerin de akıp gittiği, içinde hayatı da barındıran bir talk show. Ama farkı şu; biz hayatı oyuncuların rolleri üzerinden konuşacağız. Örneğin Uğur Yücel konuk olacaksa, 'Eşkiya'daki Beyoğlu'nun arka sokaklarında uyuşturucu satan adam rolü üzerinden hayatı konuşacağız. Mesela ona Beyoğlu'nun da içinde bulunduğu yeraltı dünyasını soracağız. Role hazırlanırken Beyoğlu izlenimi edindi mi? Yeraltı kahramanlarından etkilendi mi? Bunları konuşacağız.

KURBAĞA GELECEK
* Ünlü oyuncular 'Actor Studio'ya katıldıklarında farklı yönleriyle hayranlarını şaşırtıyor. Siz de şaşırtacak mısınız?
K.I.:
Mesela M. Ali Erbil doğru dürüst tanınmaz, sanki insanların pantolonunu indiren biri gibi bilinir; hayır! Daha konservatuvardayken 'Küheylan' adlı oyunda müthiş bir çıkış yapmıştı. Sonra hayat onu buralara kadar getirdi. Ama programda 'Gerçek M. Ali işte bu' deyip onun oyunculuk yönünü göstereceğiz. Ben onun ortaya koymadığı, gizlediği sanatçı kimliğini bilirim. O deşifre edilirse seyirci için lezzetli olacaktır.
N.Ö.: Mesela Hülya Koçyiğit'i konuk aldığımızda şöyle bir şey yapmayı düşünüyoruz: Hülya Trakya'da 'Kurbağalar' filmini çekti. Program kurbağaları toplayan kadınlar üzerinden giderken, birden bir kavonazda bir kurbağa da getirilebilecek.
K.I.: Bakalım Hülya o kurbağalara gerçek hayatta da dokunabilecek mi? Biz yapıyoruz, sette rejisör diyor ki 'Hadi atlayın denize', hiçbir şey demeden atlıyoruz. Normal zamanda acaba atlayabilir miyiz? Zor. Belki de Hülya o kurbağaya dokunamayacak. Mesela Haluk Bilginer de gelecek progama. Ben Haluk'u iyi tanırım ve dünya ölçeğindedir oyunculuğu. Yurtdışında o kadar çok şey yaptı ki; dizilerde de oynadı. İngiltere'de tiyatro okumuş. Yani İngilizce'yi İngiliz kadar konuşabilen biri. Kaldı ki tiyatroda da Shakespeare İngilizcesi konuşmak kolay değildir. O zaman Haluk'un bu tarafını göstermek gerek. Hamlet'in 'Yaşamak mı, ölmek mi' tiradını Haluk mesela İngilizce söylese nasıl olur? Bunu merak ediyorum.
Haberin fotoğrafları