kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

Titanik'i bile beğenmeyen bir millete neyi beğendireceksin

BUGE CANKAT
28.01.2009
'Kirpi' filminde Güven Kıraç'la başrolü paylaşan Mazhar Alanson filminin Eurovision gibi vatan millet meselesi haline getirilmemesini söyledi ve ekledi: İki saatlik bir film bu! İzlersiniz ve gülersiniz. 'Titanik'i bile beğenmeyen bir millete neyi beğendireceksin!..
Yarın vizyona girecek 'Kirpi' filmini konuşmak üzere kompleksiz iki oyuncuyla biraraya geldik. Biri filmde Tahir'i oynayan Güven Kıraç diğeri ise Reşat karakterini canlandıran Mazhar Alanson... Çoğu insan Alanson'u müzisyen kimliğiyle tanır ama o aslında konservatuvar tiyatro mezunu bir oyuncu... Ama röportaj sırasında projeyi kabul etme nedeni olarak "Becerebileceğimi düşündüm" diyerek tam bir tevazu örneği gösterdi. Eğitimsiz oyuncuların her role balıklama atladıkları şu dönemde eğitim almış bir oyuncunun bu tavrı takdir-e şayan... Kıraç ise Alanson'un 'Türkiye bu filmle yeni bir komik kazanacak' cümlesini destekler gibi esprileriyle kırdı geçirdi.

* 'Kirpi' nasıl bir tat bırakacak izleyenlerde?
Güven Kıraç: Şekerli bir tat... (gülüyor) Mazhar Alanson: Güven, karakter rollerinde gördüğümüz ama istediği zaman da çok komik olabilen bir oyuncu. Filmi izlediğimde 'Tamam görevimi yapmışım' dedim ama Güven'e gerçekten çok güldüm.

YAPARIM DEDİM
* Filmden çıkanlar 'Kahkahadan öldük' mü diyecekler, oyunculukları mı beğenecekler, intikam meselesine hiç böyle bakmamıştık mı diyecekler?
M.A.:
Öncelikle Güven Kıraç için Türk Sineması yeni bir komik kazandı diyecekler. Aslında bu işi büyütmememek, yani Eurovision gibi vatan millet meselesi haline getirmemek lazım. İki saatlik bir filmdir; izlersiniz ve eğlenirsiniz. Bugün Titanik'ten çıktıktan sonra bile 'Eh' diyerek beğenmeyen bir milletiz. Kime neyi beğendireceksin?

* Sizler bugüne kadar az ama hep akıllarda kalan filmlerde rol aldınız. Peki bu filmin hangi özellikleri ilgi çekici geldi size?
M.A.:
Yapabileceğimi, becerebileceğimi düşündüm. Değişik bir hikayeydi. Bir de Cem'in (Yılmaz) filmlerinden dolayı bana hep yakıştırılan 'sinirli' karakterler var ya, onları da kıracak bir roldü Kirpi Reşat.
G.K.: Beni öncelikle Mazhar Abi ile oynama fikri cezbetti. İkincisi senaryo tabii ki. Ben hikaye içindeki çatışmayı çok sağlam buldum.

* 'Becerebileceğimi düşündüm' dediniz. Çoğu insan bilmez ama siz aslında tiyatro bölümü mezunusunuz. Korktunuz mu?
M.A.:
Korku değil de, müzikle uğraştığım için böyle dedim. Yani bir süre keman çalmazsan, tekrar başladığında beş gün sosis gibi şişer parmakların. Aktörlük de öyle. Mesela sette üç gün tempoya uyamadım. Ama iyi ki o eğitimi almışım. Allah mankenlere kolaylık versin!

İNTİKAM ZEYTİNYAĞLIDIR
* Filmde iki arkadaşın arasında yaşanan intikam öyküsü mizahi bir dille anlatılıyor...
M.A.:
Ama çocuksu intikam onlarınki... Mesela siz bana bir laf ettiniz, ben onu bir kenara yazdım gibi... Olaylar öyle başlıyor. Birbirlerine şaka filan derken karışıyor.

* Filmin afişinde 'İntikam soğuk yenen bir yemektir' yazıyor... Bu cümle ne demek sizce?
G.K.:
İntikam zeytinyağlıdır. (kahkahalar...)
M.A.: Valla o felsefeyi yönetmen Erdal Aktaş'a sorun. Onun afişe yazdırdığı bir şey. O öyle tuhaf laflar eder. Onu anlamıyorum valla. Ben basit sözler yazan bir adamım. Bu Sabah Yağmur Var İstanbul'da. (kahkahalar...)

*
Cümle 'intikam insanın karnını doyurur, onu tatmin eder ama sonra soğuk yemek gibi içine oturur gibi de yorumlanabilir belki...
G.K.:
Yoo bence onu demiyor. Yani intikam bekletilir anlamında söyleniyor. Sıcak yemek değil, hemen vurman gerekmiyor. (gülüyor)
M.A.: Sizin de başınızdan geçmiştir, birine kızıp, sonra onun ne halde süründüğünü görüp, 'Ya bak işte' dediğiniz olmuştur.

* Sizin geçti mi başınızdan böyle şeyler? İntikam hırsınız var mıdır?
M.A.:
Yok... Artık bende çok farklı bir hale döndü o tarz duygular, biraz da yaşla ilgili sanırım...
G.K.: Geçtim oralardan diyorsun yani?
M.A.: Çoktan geçtim... Bir de kinler, hasetler insanın kendine zararı oluyor. Öbürünün haberi olmuyor, sen orada kendini yiyip bitiriyorsun. Haset çağımızın hastalığı aslında. Haset duyan kişi kendini yiyip bitiriyor...

* Güven Bey 'Çapkın Tahir' rolü için nasıl bir hazırlık yaptınız?
G.K.:
Bir casting direktörü bulduk, ilginç bir adamdı. Onun ofisine gittik, biraz konuştuk. Aslında klişe bir karakterdi.

HUZURLUYUM
* Mazhar Bey 'İlk kez bu filmde oyunculuk yeteneğimi rahat sergiledim' demiştiniz. Neden?
M.A.:
Bu rol diğerlerinden daha büyük olduğu için, imkanları daha fazlaydı. Benim oyunculuk olarak Güven'in yanında hiçbir iddiam yok. Ben şu anda sadece acaba bundan sonra profesyonel olarak bu olaya baksam mı diye düşünüyorum.
G.K.: Ben şuraya yazıyorum ki, bu filmden sonra Mazhar Alanson'u daha fazla sinemada göreceğiz.
M.A.: Güven komedi ağırlıklı bir yapımda ilk kez oynuyor. Ben de şuraya yazıyorum ki, halk bu filmden sonra Güven'den oynadığı bu tipi talep edecek. (gülüyor) Sanat sanat sanat tamam da, bir de kitlelere ulaşabilecek bir oyuncu Güven. Sanıyorum bu filmde onu yakalayacak.

* Eski filmlerinizi izlediğinizde mesela ne hissediyorsunuz?
M.A.:
'Yavrum niye daha fazla film yapmadın' diyorum kendi kendime. Daha çok film çekebilirmişim.
G.K.: Utandığım hiçbir işim yok. Geriye baktığımda huzurluyum.
Haberin fotoğrafları