kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Ocak 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

Bu 'sancı' ne zaman bitecek?

"Engel olmayı denedin mi?" Film bitip salondan çıktıktan sonra kulaklarımda çınlayıp durdu bu söz... "
Güz Sancısı "ndan söz ediyorum.
Nemika'nın arkadaşını önce gammazlayıp sonra dövülerek öldürülmesine seyirci kalan nişanlısı Behçet'e " bir şeyler söyle... engel olmayı denedim de " diye haykırışından...
Bu soru modern Türkiye'nin bir türlü altından kalkamadığı sınav sorusudur.
6-7 Eylül 'ü engelemeyi denedik mi?
Hazırlıkları bilip hissedip de Maraş katliamına, Başbağlar'a, Balgat'a
engel olmayı deneyen oldu mu hiç?
Hrant Dink 'e hazırlanan tuzağı görüp de engel olmayı deneyen oldu mu hiç?
Hiç boğuntuya getirilmesin.
Siyasi değildir bu soru.
"İnsan olma" ya dair bir sorudur.
" Güz Sancısı " yakın tarihimizde yok sayılmış bir olayın; "Selanik'te Atatürk'ün evine bomba attılar" yalanıyla başlayan İstanbul'da yaşayan azınlıkların dükkânlarının yağmalandığı, evlerinin basıldığı o meşum iki günün filmi.
Düşünün...
Ancak 50 yıl sonra olaylar sırasında çekilmiş fotoğraflar sergilenmişti de...
O sergi bile basılmış; fotoğraflar yırtılıp yerlere atılmıştı.
Şimdi bir aşk hikâyesinin arka planına yerleştirilmiş de olsa, 6-7 Eylül 'ün güçlü bir sinema diliyle beyazperdeye taşınmasını çok değerli bir çaba olarak görüyorum.
Ve tam da bu yüzden " Güz Sancısı " iyi film mi, hoş film mi tartışmasının ikinci planda kalmaya mahkûm olduğunu itiraf etmek zorundayım..
Yine de (seyretmemiş olanların tadını kaçırmadan) film üzerine bir iki not düşeyim...
1. İş insani derinliklere geldiğinde senaryo zorlanıyor. Nemika karakteri zayıf kalmış ve Nemika'nın babasıyla yüzleşme sahnesi çok yüzeysel. Keşke daha derinlemesine tanısaydık Nemika'yı!..
2. Suat romanda yok. Tamamen filme ait bir karakter. İyi ki de filmde var. Sinemamızın belki de klişelerden uzak tek solcu tiplemesi.
3. Beren Saat, Elena rolünde mükemmel. İsmet rolündeki İlker Aksum'a gelince, böyle yerli, böyle çarpıcı ve fena halde tanıdık bir tip yaratmak olacak şey mi!
4. Yönetmen Tomris Giritlioğlu 'nun elini hiç korkak alıştırmadan filmi çekmeye girişmiş olması " Güz Sancısı "na ayrı bir güç katmış. Ayrıca filmin sanat yönetmenliğini yapan ekibi de kutlamak gerek. Müthiş iş çıkarmışlar.
5. Son jenerik görüntülerine o gün İstiklal Caddesi ve civarında çekilmiş fotoğrafların koyulması iyi olmuş. Hâlâ bu çirkinliği gözden saklamak için senaryoyu yalancılıkla suçlayacak sersemlere karşı iç burkucu fakat kesin bir cevap oluyor bu fotoğraflar.
Yasal Uyarı : Tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi izin alınmadan kullanılamaz.

http://sabah.com.tr/gizlilik_bildirimi.html