kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Herkes kendi değişimini kendisi yapar... Yapamayanları değiştirirler

Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan ve kendilerini yenileyip değiştirmeleri gerekenler, bunu yapmak yerine insanlık tribününden "Bakalım Obama neyi değiştirecek" diye Amerika'yı seyrediyorlar şimdi.
Obama Amerika'yı değiştirebilir mi, bilmiyoruz.
Ayrıca Obama Başkan olarak yaptığı ilk konuşmasında Amerika'yı Amerika yapan değerleri vurguladı...
Bu değerlere sahip çıkıldığı takdirde Amerika'nın kendisini yenileyeceğinden söz etti.
Yani ona göre "Değişim", Amerika'nın kendini yeniden bulmasına ve geçmiş başarılarında sergilediği dayanışmayı ve kararlılığı tekrarlamasına endeksli.
"Yeni bir Amerika" değil "Eski başarılıAmerika" özlemi Obama'nın konuşmasının ana melodisini oluşturuyordu.
Örneğin ekonomik krizden çıkış sürecine bakış açısını, "İşçimiz eski işçimiz, verimliliğimiz eski verimliliğimiz, yaratıcılığımız eski yaratıcılığımızdır... Şimdi yapmamız gereken kendimizi toparlamak, üzerimizdeki tozları silkeleyip, Amerika'yı yeniden yapmaktır" şeklinde anlatıyordu.
Tabii ki bir siyah derilinin Amerika'ya Başkan olması, büyük ve devrimsel çapta bir olay.
Ama derisinin rengi, Obama'nın uzaydan geldiği anlamına gelmiyor.
O da bir Amerikan siyasetçisi ve her devlette olduğu gibi Amerikan devletinde de devamlılık var.

Noam Chomsky'nin görüşü
Bakın mesela Noam Chomsky, Obama'yı ve onun temsil ettiği değişimi nasıl değerlendiriyor.
Onun Alman "Rheinischer Merkur" dergisinde yayınlanan söyleşisinin çevirisinden iki bölümü "gazeteport.com.tr" den akataralım:
- "Bir politika değişimi olacak, ama bu daha ziyade Bill Clinton tarzında merkezi hedef alan demokrat bir siyaset olacak. Obama, Clinton'ın çevresindeki birçok insanı zaten çevresine topladı. Brennan'den daha önemli olan, senatoda Irak savaşının en ateşli savunucularından, Obama'nın yardımcısı Joe Biden'dır. Ya da Temsilciler Meclisi'nde yine Irak savaşını hararetle savunanlardan Rahm Emanuel, Obama tarafından Beyaz Saray'ın personel şefliğine atandı. Yatırım bankacılığı, finans ve silah endüstrisindeki iş deneyimleri, onun kimin çıkarlarını temsil ettiğini gösteriyor. Obama, yüksekten uçan bir retorik."

Savaşa değil, stratejiye karşı
- "Obama, her zaman belirsizlikle maluldür. Başta kendini temiz beyaz bir kâğıt gibi sundu. Bir seçim kampanyası, günbegün seçmene duyurulanla beslenir. Ama Obama'nın seçim kampanyasında söylenenler bir şey ifade etmiyordu. "Umut" ve "değişim" . Obama'nın söylediklerinden, onun kim olduğunu çıkaramazsınız. Sol bile Obama'nın Irak savaşına ilkesel olarak karşı olduğunu sanıyor. Peki öyle mi? Obama için Irak savaşı stratejik bir hataydı. Irak savaşını ilkesel olarak reddetmek demek, bu savaşın yanlış olduğunu söylemeyi gerektirir, böyle olmayacağını söylemeyi değil. Nazi generalleri de Stalingrad'dan sonra bu kadar ileri gitmenin bir hata olduğunu söylemişlerdi." Yazının başında söylediğimiz gibi, kendilerini değiştirmek yerine Obama'nın neyi değiştireceğini izlemeyi yeğ tutanlar, fazla bir şey görmeyebilirler.
Biz Türkler olarak bu hataya düşmeyelim.
Faili meçhul cinayetleri, askeri darbelere ortam hazırlayan komploları, ülkenin demokratikleşmesini ve gelişmesini engelleyen olguları açığa çıkartalım.
Obama'ya değil kendimize bakalım.