kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Ocak 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

Müebbete çarptırılsam bu kadar acı çekmezdim!

19.01.2009
10 yıllık suskunluğunu 'Paylaşmak İstiyorum' isimli yeni albümüyle bozan Linet çok mutlu: 10 sene önce belli başlı isimlerin artıklarıyla yetiniyordum!..
Linet 10 yıl aradan sonra yeni albümü 'Paylaşmak İstiyorum' ile hayranlarıyla buluştu. Müzikten uzak kaldığı dönemde ülkesi İsrail'e de giden Linet, yepyeni imajıyla da göz dolduruyor. Şarkıcı, yeni albümüne çok inandığını belirterek; "Ben Türkiye'nin en iyi sesiyim. Son on yılın en bomba albümünü yaptım" diyerek iddialı olduğunu ortaya koydu ve müzik hayatında kaybettiği zamanı çok kısa sürede kazanacağını söyledi. Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Sıla, Hakan Altun, Bülent Özdemir, Hakkı Yalçın gibi ustaların şarkılarını seslendiren Linet'in albümünün süpervizörlüğünü Mehmet Güngör yaptı. Albümü için cebinden 150 bin TL harcadığını dile getiren güzel şarkıcı, kriz ortamında harcadığı bu para için korkmadığının da altını çizdi.

LİNET'İN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

PIRLANTA GİBİ ŞARKI
* İsrail şu an bir savaşın içerisinde, bu konuyla ilgili neler düşünüyorsunuz?
İsrail'de doğdum ama biz aynı dini paylaşıyoruz. Ben Türküm demekten de geri kalamıyorum. Benim genlerim ve atalarım 500 yıldan bu yana Türkiye'deler. Ben burada var oldum. Bir an önce ateşkes imzalanması ve insanların canına kıyılmaması gerektiğini düşünüyorum. Ben dünyanın konuştuğu bir tek dili konuşabiliyorum, o da müzik. Bu şekilde bir şeyleri değiştirebiliyorsam, çok mutlu olurum.

* Albümün bu zamana denk gelmesine üzülüyor musunuz?
Aslında asla kötü tesadüf olamaz. Belki de çok yardımcı olacak. Bu işin dünyaya hayırlı olmasını temenni ederek yola çıktım. Herkes gibi üzülüyorum.

* Bu albümde, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur'un iki klasik eserine yer verdiniz...
Eski şarkılara her zaman daha çok meyilliyiz. Beyninde bildiğin bir şeye daha rahat adapte olursun. Orhan Gencebay'ın 'Çilekeş', Ferdi Tayfur'un 'Derbeder' adlı şarkıları aynı dönemin iki hit şarkısı. Onları seçtim ve bugüne taşıdım. Her ikisi de bana büyük destek vererek, "Senin sesinden okunmayacak da kimin sesinden okunacak" dedi. Siz de bilirsiniz, Orhan Abi şarkılarını vermiyor hiç kimseye.

* Çok para talep ettiler mi şarkılar için?
Aslında hediye denebilecek kadar simgesel bir para ödedim. Ama olay bu değil. Trilyon de versen böyle iki cevherin şarkısını albümümde okumak çok büyük bir onur benim için. Pırlanta satın alıyorsunuz. Pırlantanın da bir fiyatı var. Kimse durup dururken size pırlanta hediye etmez. Yeteneğim için Allah'a şükrediyorum.

* Bu albüm için çok para harcadınız mı?
Evet 150 bin TL. harcadım ve kendim yaptım. Ama hayırlı olarak geri dönecek biliyorum.

* Peki 'Allah vergisi bir sesim var' deyip 10 yıl neden ortadan kayboldunuz?
Bu dünyada herkesin ödeyeceği bir bedel vardır. Ben cezalandırılmış gibi hissediyorum kendimi. Bir ses sanatçısı olarak işimi yapmamanın cezası büyük. Müebbete çarptırılsam belki bu kadar acı çekmezdim. İş ve ailevi meseleler bazen insanı bu duruma sürükleyebilir. Ben biriki yıl gider dönerim diye gittim. Ama on yıl kaldım. Ama bu süreç içinde olgunlaştım, kişiliğim oturdu. Bu albümü kendim yaptım. Çok güzel bir ekip oluşturdum.

UNUTULDUĞUMU SANDIM
* Siz Türkiye'den giderken çok kişi sizin aşık olup işi bıraktığınızı ve evleneceğinizi düşündü...
Evet çok söylendi bu. İlişki hep var, olmaması anormal. Ama evlilik duygusunu tatmadım daha. Çok istiyorum. Ama önemli olan sadece evlenmek değil, önemli olan o evliliğin çok doğru insanla yapılması. Sonra güzel bir fidan yetiştirmek...

* İsrail'de, 10 yıl kaldıktan sonra ne zaman dönme kararı aldınız?
Bakırköy Felek'ten bana bir teklif geldi. Bir aylık bir anlaşmamız vardı. Bir ay çalıştık, sonra benden daha uzun süre kalmamı istediler. Kalma konusunda çok gidip geldim kendimle. Unutulduğumu düşündüm. Ama ikna ettiler beni. İki yıla dayanan bir çalışmamız oldu. İnanılmaz bir hatırlatma oldu. Sonra Nispet'te çalıştım. Şimdi de Günay'dayım. Eskiden işlere gitmek çok zordu, bir tekelleşme vardı. Belli başlı isimler vardı. Onların artıkları ile yetinmek zorunda kalıyordum. Ben çok az kazanç elde ediyordum burada. Hiçbir zaman zengin olayım gibi bir hedefim yok zaten. Mütevazı bir sanatçıyım. Ben pahalı olan bir yerde çıkıp insanları zedelemek istemem.
Haberin fotoğrafları