kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Ocak 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Türkiye kaybetmez, AB kaybeder"

AJANSLAR
Giriş Saati : 19.01.2009 11:39
Güncelleme : 19.01.2009 19:21
Yeni Haber
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğine yönelik olarak bazı Avrupalı siyasi liderlerin bazı şeyleri söylediğini kaydeden Erdoğan, "Bunlar bir nazlanmadır. Bazen önümüze Güney Kıbrıs'ı koyacaklar. Biz yolumuza devam edeceğiz. Bütün bunlar yapılır da ne olur. Samimiyetle söylüyorum. Türkiye kaybetmez, AB kaybeder" dedi.

Başbakan Erdoğan, Conrad Otel'de Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) ve Dernek Başkanlarıyla biraraya geldi. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türklerin bulunduğu ülkelere entegre olmalarını savunduğunu, asimile edilmelerine karşı çıktığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik süreciyle rutine bağlanmış iki açılan fasıl sayısını bu dönemde Çek Cumhuriyeti'nin dönem başkanlığında artırmak istediklerini kaydetti. Erdoğan, 2009 yılına başlarken Başmüzakerecelik konusunda yeni bir adım attıklarını, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin de bağlı olacağı ve Başmüzakerecilik görevlerini yerine getirecek şekilde Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın atandığını söyledi. Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın çok yoğun olduğunu, dünyayı dolaştığını, Avrupa'da ve merkezde işlerinin bulunduğunu hatırlattı.

Asimilasyonun bir insanlık suçu olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'deki azınlıklara yönelik bir asimilasyonun olmadığını vurguladı. Erdoğan, Türkiye'de hangi milletten, hangi dinden olursa olsun herkesin rahatça ve özgürce yaşama hakkına sahip olduğunu, sadece Türkiye'ye entegre olmalarının önemli olduğunu vurguladı. Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve çifte vatandaşlık edinmiş insanlardan asimile olmalarının istenemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, entegrasyon adı altında asimilasyon faaliyetleri yapıldığına da işaret etti. Erdoğan, Afrika'da yapılan asimilasyon faaliyetlerini hatırlatan Erdoğan, "Bizim ecdadımız yapmadı. Biz de bu noktaya gelmeyiz" dedi.

Erdoğan, konuşmasında, gurbetçilerin eğitime önem vermelerini ve çocuklarını ana okuluna göndermelerini istedi.

Başbakan konuşmasında, Medeniyetler Çatışması tezini ortaya atan Samuel Huntington'un da öldüğünü, dünyanın ona da kalmadığını ifade etti.

"BEN BİR BABAYIM"

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin İsrail-Suriye, İsrail-Pakistan arasında arabuluculuk yaptığını hatırlatarak, İsrail Başbakanı Olmert'in Türkiye ziyaretinde Suriye ile beşinci tur görüşmelerinin başlamasını görüştüğünü ve kendisine saldırıyla ilgili bir şeyden bahsetmediğini söyledi. Erdoğan, Olmert'in Türkiye ziyaretinden dört gün sonra Gazze'ye saldırmasını eleştirirek, "Hiç bu konulardan bahsetme, sonra git bombardımana başla. Böyle vicdansızlık olur mu? Tayyip Erdoğan duygusal konuşuyor veya sert konuşuyor deniyor. Ben bir babayım; aynı zamanda da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım. Tabii ki bir tavrımız olacak. Tabii ki bir bakışımız olacak" dedi.


"İSRAİL BİZİ ÇOK ÜZDÜ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in kendilerini çok üzdüğünü söyledi.

Avrupa Politika Merkezi'nde konuşan Erdoğan, Gazze'de yaşananlar ve Türkiye'nin AB sürecine değindi. Erdoğan, bölgede yaşanan üzücü olaylara ve dramlara rağmen barışın mümkün olduğuna inandığını söyledi. Gazze'deki yoğunluk nedeniyle askeri müdahalelerin sivil ölümlerine kapı açtığını belirten Erdoğan, saldırılarda çocuklar ve kadınların da öldüğünü belirtti. Masum insanların öldürülmesinin tasvip edilemeyeceğini belirten Erdoğan, "Hangi dinden olursa olsun bunlara tahammül edilemez." dedi. Erdoğan, geçtiğimiz Ağustos ayında Gürcistan'da yaşanan savaş sırasında ve savaştan sonraki Türkiye'nin girişimlerini hatırlattı. Erdoğan, "Gürcistan'da da aynı hassasiyeti gösterdik." diye konuştu.
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Erdoğan, İsrail ile ilişkilerin geleceğine ilişkin bir soruya, "İsrail bizi çok üzdü." dedi. "İsrail bize saygı duymamıştır." diyen Erdoğan, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile 6 saat kadar Suriye ile görüşmeleri ele aldıklarını hatırlattı. Erdoğan, "Hiç böyle bir konu gündeme gelmemiştir. Ben sana döneceğim dedi ama dönmeyi bırakın cumartesi günü Gazze'ye bomba yağdırmaya başladılar." dedi.

"2009 SIÇRAMA YILI OLSUN"


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği sürecine de değindi. 2008 yılı sonunda Ulusal Programı kabul edildiğini ve yeni yıl başında yeni bir müzakereci atadıklarını hatırlatan Erdoğan, "2009 sıçrama yılı olsun." dedi. Avrupa Birliği'nin alternatifi olmadığını belirten Erdoğan, hedefin tam üyelik olduğunu da vurguladı. Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine olan desteğin azalmasına da değinen Erdoğan, bunun, Avrupalı liderlerin sürecin geleceğine ilişkin olumsuz açıklamalarına bağladı. Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa kıtasında olduğuna yönelik soruları da "hakaret" olarak telakki ettiğini belirtti.


BAŞBAKAN ERDOĞAN, BELÇİKA'DAKİ TÜRK DERNEK TEMSİLCİLERİNE KONUŞTU


Öte yandan dün de Belçika'daki Türk sivil toplum örgütü temsilcilerine hitap eden Erdoğan, 1960'lı yıllardan bu yana Belçika ve diğer Avrupa ülkelerine yerleşerek ''ekmek mücadelesi veren'' Türk vatandaşlarının, bugün ''Artık bir gün ülkelerine geri dönerler'' dönemini geride bıraktığını belirtti.

''Artık buraya yerleştiniz ve diğer Avrupalılar gibi, Avrupalı Türkler olarak yaşam mücadelenizi sürdürüyorsunuz'' diyen Erdoğan, kendisinin de 1970'lerden bu yana Avrupa ülkelerini sıklıkla ziyaret ettiğini hatırlatarak, Türklerin her geçen gün hayatın her alanında daha fazla söz sahibi olmalarına memnuniyetle şahit olduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, ''Çok değişiklikler oldu ve oluyor. Dün yerelde temsil yetkisi alan arkadaşlar federal meclislerde ve Avrupa Parlamentosu'nda yer alır hale geldiler. İnanıyorum ki, bundan sonra da bu süreç gelişerek devam edecek'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, Belçika'da yaşayan Türklerin en önemli sıkıntılarından birinin eğitimde istenilen seviyeye gelinememesi olduğuna değinerek, ailelerden çocuklarını okumaları konusunda daha fazla teşvik etmelerini istedi.

Belçika'nın sosyal devlet anlamında Avrupa'nın en güçlü ülkelerinden biri olmasının ve işsizlik maaşı uygulamasının, gençler arasında ''Buradan iyi bir maaş alıyorum. Ne lüzum var okuyacağım'' şeklindeki anlayışın yaygınlaşmasına neden olduğu uyarısında bulunan Erdoğan, bunun aşılması gereğine dikkati çekti. Erdoğan, Belçika'daki Türklerin özellikle çocuklarını okul öncesi eğitime yönlendirerek ilerde çok daha başarılı olmalarının önünü açmalarını istedi.

Başbakan Erdoğan, daha sonra yatırım yapmadan netice alınamayacağını anımsatarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde sık sık görüştüğü, şimdi hayatta olmayan bir Yahudi iş adamının bu konuda kendisine anlattıklarını şöyle aktardı:

''Bir gün (bana) dedi ki 'Biz çok ezildik.' İspanya sürecini biliyorsunuz. Şimdi eziyorlar ayrı mesele. 'Ne yapacağız da burada bir sıçramayı gerçekleştireceğiz? Büyüklerimiz iki şeyi başardılar' dedi. Bu da nedir? Birincisi bilgiyi yönettiler. İkincisi parayı yönettiler. Hakikaten şu anda oturdukları yerden o ürettikleri ve yönettikleri bilgi sebebiyle insanlık hiçbir şeyin farkında olmadan oraya sürekli ödeme yapıyor. Adeta o bilginin patent hakkını alır gibi o parayı tahsil ediyorlar. Bunlar ufak değil, ciddi rakamlar. İkincisi parayı iyi yönettiler. Dünyada finans yönetimi dediğiniz zaman bu iş tamamen onların tasarrufundadır.''

Erdoğan, Belçika'da önemli sayıda Türk esnafı bulunduğunu öğrenmekten memnuniyet duyduğunu da belirterek, ''Artık sınıf atlamak lazım. Hep esnaf olarak kalamayız. Sanayici ve uluslararası ticaret yapar noktaya gelmeliyiz'' dedi.

Türkiye'nin son 6 yılda gayri safi yurt içi hasılasını 259 milyar dolardan 750 milyar dolarlara çıkarmasını ve aynı dönemde ihracatını 36 milyar dolardan 127,5 milyar dolara yükseltmesini örnek gösteren Erdoğan, dış politikada da Türkiye'nin son yıllarda büyük itibar ve önem kazandığını vurguladı. Erdoğan, ''Çünkü biz, Türkiye'nin dışında olan vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin burada alnının açık ve dik olmasını çok önemsiyoruz. Ve bunu başarmamız lazım. Yani sizler 'Ben, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım' sözünü gururla iftiharla söyleyebilmelisiniz. Yani öyle ezilen, kovulan, kakılan bir ülkenin evladı değil. Onurlu, asil bir ülkenin bir evladı olduğunu söyleyebilecek duruma gelmelisiniz. Bütün mücadelemiz bunun için oldu'' diye konuştu.

Gurbetçilerin Türkiye'de mülk edinmelerini kolaylaştırmak için TOKİ'nin devreye girebileceğini ve gerekirse Sermaye Piyasası Kurulu'nu (SPK) da devreye sokabileceklerini belirten Erdoğan, 15 yıl vadeye kadar uzayabilecek konutlarda sadece enflasyon farkını yansıtarak faiz uygulamayacaklarının müjdesini verdi.

SEÇİMLERDE EL BİRLİĞİ

Başbakan Erdoğan, Belçika'da 100 bin civarında Türk kökenli seçmen bulunduğuna dikkati çekerek, birlik ve beraberlikle hareket edilmesi halinde bu yıl içinde gerçekleştirilecek yerel ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ''el birliğiyle'' hareket edilmesi halinde Türk kökenli adayların seçilmesi konusunda önemli başarılar sağlanabileceğine işaret etti.
Geçen yıl Almanya'da yaptığı bir konuşmada kullandığı ''asimilasyona hayır, entegrasyona evet'' ifadesinin Alman basını tarafından başka yönlere çekildiğini belirten Erdoğan, ''Ben ülkemdeki insana asimilasyon hakkını kendimde bulmuyorum ki, yurt dışında bulayım. Benim ülkemde yaşayan azınlıklar da inançlarını, kültürlerini aynen koruma hakkına sahip olacak. Ona müdahale hakkını ve yetkisini kendimde bulamıyorum. Ben açık söylüyorum, bu insanlık suçudur. Bunu kabul edemem'' dedi.
Türkiye'de yaşayan yabancıların Türkçe öğrenmek zorunda olmadıklarını fakat bunu başarmaları halinde hayatlarının kolaylaşacağını anlatan Erdoğan, aynı şekilde yurt dışında yaşayan Türklerin de bulundukları ülkenin dilini öğrenmelerini istedi.

Erdoğan, ''zaman zaman entegrasyon adı altında asimilasyon çalışması yapıldığına'' işaret ederek ev sahibi ülkelerin Türklerden kültürlerini ve dinlerini değiştirmelerini istemeleri durumunda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak buna karşı çıkacağını da kaydetti. Geçmişte bu tür uygulamaların Afrika'da yapıldığını belirterek Ruanda'yı örnek gösteren Erdoğan, ''Bizim ecdadımız bu hataya düşmedi. Biz de düşmeyeceğiz'' şeklinde konuştu.