kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Ocak 2009, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ENGİN ARDIÇ

Kahpe Bizans iş başında

Emekli memur gazetelerinin emekli memur ruhlu yazarlarından öğrendiğimize göre, İstanbul'a "bir dünya kenti" denilmesinden rahatsız olanlar varmış...
Hoppala! Yırtınıyoruz, milyonlar harcanıyor İstanbul'un dünyaya tanıtımı için, İstanbul'u dünyaya kabul ettirmek için, bundan rahatsız olan da var.
Acaba bu rahatsızlık, Anadolu halkının yüzyıllardır İstanbul'a duyduğu "geleneksel gıcıklıktan" mı kaynaklanıyor? Köylünün İstanbul düşmanlığı şimdi de böyle mi su yüzüne çıkıyor?
Yok efendim, İstanbul'u dünya kenti yapalım diyenler, İstanbul'un "Müslüman içini yok edecekler, yerine HıristiyanBizans bir içerik oturtacaklarmış", mesele buymuş! Amaç, kentin bir Müslüman ve Türk kenti "olmadığını" göstermekmiş...
Hain Avrupa Birliği'nin bir namussuzluğu daha! Kimbilir satılmış aydınlara da kaç para yedirdiler İstanbul'un Müslüman içini boşaltmak için?
Hani şu ruhban okulunun yeniden açılma konusu falan da hep bu planın bir parçası... Sonra da Fener'de bir Vatikan devleti kuracaklar, o devlet büyüyecek yayılacak, bütün İstanbul'u ele geçirecek...
Şehrin koskoca Osmanlı geçmişi çöpe atılacak, on iki milyon Müslüman, bir ucu Tekirdağ'a bir ucu İzmit'e dayanmış dev ahtapottan kovulacak, Süleymaniye'nin kubbesine haç takılıp Saint Salomon Katedrali mi ne yapılacak, şehir Bizans'a geri dönecek.
Belki ismini de yeniden Konstantinoupolis yaparlar, arkandan gelir şehir!... İ polis tha se akoulouthi vre!
Bunu kim yapacak? Aşağılık liberallerin destekledikleri alçak dinciler...
Tamam da, o dincilere "İstanbul'u başkent yapmak istiyorlar" diye saldırılmıyor muydu?
Yani Müslüman köktendinci, Hıristiyan başkente gelip "keferenin sultasında" lök diye oturacak, ben bu işi anlamadım...
Meselenin özü, saçmalamak pahasına da olsa, bir kulp takıp hem hükümete hem Avrupa'ya çamur atmak, bir taşla iki kuş vurmaktır.
İstanbul'un bir dünya kenti olmasından, hiç olmazsa bu yolda çaba gösterilmesinden rahatsızlık duyanlar, "bozkır çocuklarıdır".
İlle bozkırda doğup büyümüş olmaları gerekmez, ruhları öyledir.
"Bozkırın ortasında demokrasi mi kuracaktık?" diye edepsizlenenler de bunlardır.
"Vatanın her köşesi birdir" ilkesi uyarınca İstanbul "şehirlerden bir şehirdir, başka da hiçbir şey değildir" onlar için...
Hem de, üzerine titremek şöyle dursun, tam tersine özen gösterilmemesi, kaderine terkedilmesi, çivi çakılmaması gereken bir "kahpe şehir"... Boğaziçi'ndeki yalılar yandıkça mutlu olanlar da bunlardır.
Çünkü İstanbul, Ankara'dan gelen baskıya bir süre direnmeye kalkmış, dayatmalara hemen boyun eğmemiş, varlığını ve ağırlığını savunmaya çalışmıştır. Herhangi bir kasaba derekesine düşürülmek istenmesine tepki göstermiştir.
Koskoca İzmir'i, o canım İzmir'i ezip yokedenler İstanbul'u da harcamaya kalkmışlardır ama o direnmiştir.
Bunu affedemiyorlar... İlk fırsatta İstanbul'a koşup onun nimetlerinden yararlanmayı pek iyi biliyorlar ama İstanbul'u hiç mi hiç sevmiyorlar.
İstanbullu'nun da çok gılırındaydı sanki!