kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Recep İvedik

Harem Suare'yi görünce yazmaya karar vermiş

17.01.2009
Büyük Yalnızlık (Yavuz Özkan): Büyük Yalnızlık'ta Muhsin Ertuğrul dönemine geri döner Yavuz Özkan. Karşımızda iki kişilik, baştan sona bir konak odasında geçen, kamerayla kaydedilmiş bir oyun çıkartır.

Mümin ile Kafir (Yücel Çakmaklı): Gözlerinizi kapatarak da radyo tiyatrosu niyetine izleyebileceğiniz bir film.
Böylece beyazperdede video filmi izlemenin yoruculuğundan kurtulabilirsiniz.

Sarı Tebessüm (Seçkin Yasar): Seçkin Yasar'ın ne yapmak istediği hiç belli değil. Yat kalk bunalım! Ortada şehvetten kuduranlar öyküsü dışında bir şey yok. Yasar'ın anlatmaya güçü yettiği, bildiği ve bilebileceği tek şey bu.

Gece, Melek ve Bizim Çocuklar (Atıf Yılmaz): Filmleri ve anı kitaplarıyla elbette ki çok şey anlatmış bulunan usta sinemacının 'en anlatım özürlü' yapıtının Gece, Melek ve Bizim Çocuklar olduğu tartışma götürmez.

Bay E
(Sinan Çetin): 1980 sonrasında Türk sinemasında yapılan en kötü, en pespaye, en şımarık filmdir Bay E. Film falan değil, yönetmenin kadınıyla erkeğiyle sokaktaki insana, köylülere, emekçilere, aydınlara yönelik küçümseme, alay ve aşağılama dolu, estetikten yoksun nefret manifestosunun klibi gibidir.

Mum Kokulu Kadınlar
(İrfan Tözüm): Gerçekten uzatmaya, üzerinde durmaya gerek yok. 'Soyut bunalım film' olmanın çok ötesinde bir örnek Mum Kokulu Kadınlar.

Mektup
(Ali Özgentürk): Yönetmenin Su da Yanar'la ortaya çıkıp Çıplak'ta iyice belirginleşen 'ifade edememe', ekonomik ve yalın olamama zaafı Mektup'a baştan sona damgasını vuruyor.

Harem Suare
(Ferzan Özpetek): Haremin ve Avrupai biçimde giyinip giyinip piyano çalan, Fransızca konuşan , aynı zamanda da başlarını örtüp namaz kılan cariyelerin bugünün Türkiye'sinde olmamasına ah vah eden, özgürlük kavramını inanılmaz biçimde yamultup bir dizi oryantalist gevezelik sıralayan, üstüne de bir tutam postmodernist söylem serpiştiren bir yönetmenin elinden çıkan bu filmi gördükten sonra karar vermiştim Akla Zarar Filmleri yazmaya.

Asansör
(Mustafa Altıoklar): Sevgili sinamaseverler, inanın beyazperde beyazperde olalı böyle zulüm görmedi.

Güneşe Yolculuk
(Yeşim Ustaoğlu): Güneşe Yolculuk öncelikle politik nedenlerden ötürü sevmediğim ve oldukça kötü bulduğum bir filmdir.
Yeşim Ustaoğlu Kürt sorununu garip bir biçimde 'marjinalite' sorunu olarak ele almış ve Kürt kimliğini sosyolojiksosyetik bir kavram haline gelen 'öteki'nin içine sığdırmaya çalışmış.

Komser Şekspir
(Sinan Çetin): Sinan Çetin usulü tantanalı bir 'sosyal içerik' serüveni. Gülünecek yerde ağlamamaya, ağlanacak yerde gülmemeye gayret ediyorsunuz.

Hırsız Var
(Oğuzhan Tercan): Sinema sanatına dair içinizdeki iyi duyguların ve zamanınızın çalınmamasını, seyir zevkinizin sömürülmemesini istiyorsanız dikkatli olmanızda fayda var.

Recep İvedik
(Togan Gökbakar): 2008'in Türkiye'sinde mizah kahramanlığı Recep İvedik'e kaldıysa, bundan böyle 'gülmek, bir halk gülüyorsa gülmek değil...' değildir.
Gülünç olan film değil, bizim vaziyetimizdir. Aklımızdan şüphe edelim, aklımıza şaşalım.

Tunca Arslan'ın gazabına uğrayan diğer filmler:
Unutulmayanlar, Prenses, Umut Yarına Kaldı, Tersine Dünya, Kız Kulesi Aşıkları, Bize Nasıl Kıydınız, Yumuşak Ten, Karışık Pizza, Avcı, Leoparın Kuyruğu, Fasulye, Oyun Bozan, Dansöz, Acı Gönül, Yeşil Işık, Mumya Firarda, Balans ve Manevra, Büyü, İki Genç Kız, Emret Komutanım: Şah Mat, O... Çocukları, Güneşin Oğlu.
Haberin fotoğrafları