kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MAHMUT ÖVÜR

Ergenekon operasyonunu halk destekliyor mu?

Bu günlerde Ergenekon operasyonuna toplumun desteğinin olup olmadığı çok tartışılıyor. Siyaset ve medya her zamanki gibi bu konuda da iki cepheye ayrılmış durumda. Bir kesim, operasyonun "saygın" isimlere yönelmesi ve "hukuk kurallarına uymaması" nedeniyle toplumun tepkisini çektiğini söylüyor, öteki kesim ise biçime değil öze bakılması gerektiğini... Aslında iki kesimin de söylediklerinde doğruluk payı var. Mesele bu payın ne kadar olduğunda.
Önceki gün bir gazeteci arkadaşım, elinde yeni yapılmış bir kamuoyu araştırması varmış gibi rakamlarla konuşuyordu:
"Şu anda halkın yüzde 50'si bu operasyonun hukuka aykırı yapıldığını düşünüyor ve ciddi kaygı taşıyor."
Hukuk talebinden daha saygıdeğer bir talep olamaz. Ancak bugün yüksek sesle dile getirilen gerçekten hukuk talebi mi yoksa o talebin arkasına saklanarak gerçeği perdeleme arzusu mu?
Sokaktaki insanın da hukuksal süreçle ilgili kaygısı var ama cephanelikler ve karanlık ilişkilerle ilgili daha çok "dehşet ve korku"dan söz ediyor.
Henüz cephaneliklerin ortaya saçılmadığı dönemde yapılan kamuoyu araştırmaları da bunu açıkça ortaya koyuyor.
Örneğin GENAR'ın yaptığı araştırmada Ergenekon'un çıkar amaçlı suç örgütü olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 61. "Terör örgütü" diyenlerin oranı ise yüzde 37. Şimdi biraz geriye, 22 Temmuz öncesine gidelim. Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle birlikte Türkiye bir kaos ortamına sürüklendi. Bombalar patladı, Hrant Dink, Rahip Santoro ve Malatya cinayetleri işlendi. Meclis'i devre dışı bırakmak için yapılmayan kalmadı. Hatta araya bir de e-muhtıra iliştirildi.
Sonra ne oldu?
Toplum tüm bu olup bitenlere sandıkta cevap verdi ve AK Parti yüzde 47 oyla yeniden iktidar oldu. Dikkat edilirse o tarihten sonra da bıçakla kesilir gibi bombalar da cinayetler de kesildi. Tıpkı 12 Eylül 1980 sabahı gibi...
Bu çok açık biçimde şunu gösteriyor; tam da o seçim öncesi başlayan Ergenekon Operasyonu'na halk gereken desteğini vermiş ve işin devam etmesini istemiş...
Bu noktada sokaklara dökülen bir halkı aramak yerine, "sandığa dökülen" bir halkın ne beklediğine bakmak gerekiyor.