kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Ocak 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

TRT 6 kimin 'stratejisi'?

AKP Diyarbakır milletvekili ve bölgenin önde gelen kanaat önderlerinden İhsan Arslan, TRT Şeş hakkında değerlendirmeler yaparken, Şamil Tayyar'ın "Projenin mimarı kim" sorusuna şu cevabı veriyor:
"Başbakan Erdoğan'dır. Çok cesur ve kararlı davrandı. Nasıl bir vizyon sahibi olduğunu herkes gördü. Böyle bir kararı almak ciddi bir cesareti, ciddi bir vizyon sahibi oluşu ve ciddi bir özveriyi gerektiriyor." (Star, 5 Ocak)
Bence, İhsan Arslan'ın değerlendirmesi gerçeğin ancak bir bölümünü ortaya koyuyor.
Evet, gerçekten de böyle bir girişim cesaret ve vizyon ister. Olayın siyasi sorumlusu Başbakan Erdoğan ve hükümettir. Çünkü neticede uygulama onların desteğiyle ve de onların döneminde yapılmıştır.
Alkışı hak ediyorlar.
Ancak bütün bunlar gerçeğin bir bölümünü oluşturuyor. Olayın öteki yüzünde, apaçık bir askeriye faktörü var.
Askeriye hâlâ siyasetin genel sınırlarını çizen kurum olarak, "TRT 6'ya hayır" deseydi, bu iş yürümezdi.
Belki siyasetçiler yine bastırır, bir şeyler yapmaya çalışırlardı ama girişim neticede kadük kalırdı.
Sanırım karşımızdaki tekil bir olay değil. Bence askeriyenin değişen tavrı bu kadarla kalmıyor.
Mesela Ergenekoncuların üzerine gidilmeseydi, Hükümetin girişimleri yine duvara toslayabilirdi.
Ergenekoncuların orta kademesi şu anda yargılanmasa ve son anda paçayı sıyıranların da sesi kesilmese, TRT 6 yüzünden ne büyük bir şamata yaparlardı; düşünebiliyor musunuz?
Bu adamlar, darbe yaptırmak amacıyla Türk-Kürt çatışması çıkarmaya çalışan faşizan soslu ulusalcı tipler değil miydi? Atatürk'ten girip PKK'dan çıkarak, TRT 6 gibi bir "fırsatı" nasıl da kullanırlardı!
Tabii tam bu noktada şunu da unutmayalım: Eğer üst düzey komutanlık yapmış emekli subaylar Ergenekon davasından yargılanabiliyorsa, bunun da arkasında "olur" veren askeriye vardır.
Bence CHP'nin çarşaf açılımının ardında da aynı motif bulunuyor. Bürokratik elitin çekirdeğini oluşturan askeriyeden hiç olmazsa "sarı ışık" gelmeden Deniz Baykal'ın böyle bir adım atması mümkün mü Allah aşkına?
Şu hale baksanıza: En önemli vasfı türban düşmanlığı olan Nur Serter kapalı kadınlara rozet takma yarışında. Olacak iş mi?
Ama oluyor işte.
Peki nasıl oluyor?
Eğer "tabandan gelen taleplerin temsilcisi" değil de, "bürokrasinin siyasi uzantısı" iseniz, o bürokrasideki tavır değişiklikleri, sizi de etkiler.
Fikirleriniz hop hop değişir.
Bu akademisyen hanımla TV tartışmasına çıkalı henüz bir yıl dahi olmadı. Ben böylesine tutucu, böylesine muhafazakâr az insanla tanıştım.
Sadece kendi fikri inatçılığını sürdürmüyor, kendisine söylenenleri de anlamıyordu.
İşte kafası böyle çalışan bir insan, yıllardır söyledikleriyle taban tabana zıt işler yapıyorsa, bunun hikmetini siyasi stratejide değil, askeri stratejide arayacaksınız.
Darbeci babanın kızı, ancak aynı kurumdan gelen sinyallerle değişebilir.
Lafı uzattık: Türkiye'de çok ilginç tavır değişiklikleri oluyor. Askeriyenin rolünü anlamadan, bu dönüşümün mekanizmasını anlayamayız.