kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
4 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Ziegler'a göre İstanbul, lüks markalar için şube açılması gereken hedef bir şehir

Lüks tüketimin tam sırası

BURCU ALDİNÇ
20.12.2008
Krizde lüks tüketimden kaçınmanız gerekmiyor. Lüks marka yaratmaktan sorumlu Eva Ziegler, biraz parası olanlar için artık her şeyin daha alınabilir hale geldiğini belirtiyor..
Eva Ziegler bir marka uzmanı, özellikle de lüks markalardan sorumlu. Yani işi bir ürünü, dünyaca ünlü bir marka haline getirmek. Bugüne kadar Toyota'dan Coca-Cola'ya kadar pek çok firmada çalışmış. Şimdi ise dünyaca ünlü Starwood Grubu'na bağlı W Hotels'in Genel Müdür Yardımcılığı'nı yapıyor. Ayrıca otel zincirinin markalaşmasından da sorumlu. Aslen Viyana doğumlu ama New York'ta yaşıyor. Yine de işi gereği sık sık seyahat edip analizler yapıyor. Marka uzmanı Ziegler, İstanbul'un tüm dünyada hedef ülke olduğunu söylüyor. Kısacası dünyaca ünlü restoran ve otel zincirleri İstanbul'a girebilmek için yarışıyorlarmış. 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul'un hâlâ eksikleri olduğunu da kabul ediyor. "Modaya biraz daha yüklenmeli, yurtdışında daha fazla promosyon çalışmaları yapmalısınız," diyor. Ziegler ile önce İstanbul'u konuştuk, ardından da ekonomik kriz lüks sektörünü ne kadar etkiledi, bir değerlendirme yaptık.

-Sizin işiniz bir markayı dünyaca ünlü bir hale getirmek. Peki sizce İstanbul dünyada bir marka haline gelmeyi başardı mı? Yoksa hâlâ eksikleri var mı?
- Bir şehrin marka haline gelmesi kolay bir şey değil. Sonuçta ne New York bir gecede New York oldu, ne de Londra. Ama İstanbul'un yükselen bir marka olduğu şüphesiz. 2010 Avrupa Başkenti seçilmesi de bunun bir kanıtı. İstanbul'da çok büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyorum. Zaten bu yüzden de birçok marka İstanbul'a girmek için sırada. Hedef ülkeler arasında listenin başlarında yer alıyor. Biz de bu yüzden Avrupa'daki ilk W Hotel'i İstanbul'da açtık.

- Daha fazla tanınmak, kaliteli turisti çekmek için neler yapmalı, şehrin hangi özelliklerini ön plana çıkarmalıyız?
- İstanbul'da her şey bir arada. Eski yerleri de var, oldukça modern yerleri de. Dünyanın en iyi restoranları burada. Küçücük bir balık restoranında bile lezzetli yemek yiyip, hoş vakit geçirebiliyorsunuz. Bunun dışında keşfedecek bir sürü yer var. Avrupa yakası ve Anadolu yakası, birbirinden farklı iki nokta. Moda konusunda da büyük ilerlemeler var. Paris ve Milano, moda ve güzellik markalarının da merkezi olmalarıyla ünlü. Siz de moda konusuna biraz daha ağırlık verebilirsiniz. Ama bence asıl öne çıkarmanız gereken özellik, hiç kuşkusuz kültürünüz ve tarihiniz. Moda ne kadar dünyanın ilgisini çekse de, binalar, tarih ve tasarım her zaman daha dikkat çekici. İstanbul'da da tüm bunlar var.

- İstanbul'un artık dünyada yükselen bir değer olduğunu söylüyorsunuz. Peki başka 'hip' olmaya aday şehirler hangileri?
- 60'larda marka haline gelmelerine rağmen Paris ve Londra hâlâ farklı farklı özellikleriyle ziyaretçi çekmeye devam ediyor. Onların dışında yeni trend başkentleri arasında Şangay'ı ve Dubai'yi sayabiliriz. Özellikle Dubai, her şeyin en yenisini, en gösterişlisini sunma konusunda iddialı. Dubai için "Ortadoğu'nun Las Vegas'ı," diyorlar.

EN MARKA DÜŞKÜNÜ: RUSLAR VE ARAPLAR
- Tüm dünyada ekonomik kriz aldı başını gidiyor. Bu durumda lüks kavramının da anlamı değişti diyebilir miyiz?
- Aslında 'lüks' kelimesinin oldukça subjektif bir anlamı var. Kimileri için 'lüks' 'zaman' demektir. Çünkü hayatları o kadar dolu ve yoğun geçer ki, paraları olsa bile zamanları olmaz. Kimileri içinse pahalı markalardan, tasarımcılardan alışveriş yapmaktır lüks. Otelcilikte ise lüks denilince akla ilk olarak kaliteli hizmetin sunulduğu ihtişamlı binalar geliyor. Ama W olarak biz bu konsepti değiştirdiğimize inanıyoruz. Günümüz insanı parasını sadece iyi hizmet alabileceği, büyük otellere harcamak istemiyor. Yaşayabilecekleri alanlar istiyor.

-Parası olalar için lüks tüketimin tam sırası sanki. Daha önce çok pahalı olan artık daha ucuz...
- Çok doğru bir saptama. Oyunda kalabilmek için lüks markalar da fiyatlarını aşağıya çekmek zorunda kaldı. Böylece her şey çok daha alınabilir hale geldi. Evden çantaya, otomobilden tatile, ayakkabıdan mücevhere kadar her şey daha ucuz. Paranız varsa, satın almanın tam zamanı diyebiliriz.
Haberin fotoğrafları