kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
DR. CENGİZ AKTAR (Avrupa Birliği Uzmanı, Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi)

Özürler çoktan kabul edildi Ermeniler şükran duyuyor

20.12.2008
Özür diliyorum çünkü... ..
- Bu kampanyaya nasıl karar verdiniz?
- Bireyi, bireyin hissiyatını öne çıkaran bir kampanyanın vaktinin gelmiş ve geçmiş olduğu kanaatinden yola çıktık. Size çok samimi bir şey söyleyeyim; çok da fazla konuşmak istemiyorum.
Çok baskı altındayız.

- Çok mu rahatsızsınız?
- E tabii, Genelkurmay bile açıklama yaptı.

- Normalde birleştirici olması gereken, iyi niyetli bir kampanyanın çeşitli kesimler tarafından bu kadar hedef gösterilmesine, toplumu ikiyi bölmesine yorumunuz ne?
- İkiye ayırsa keşke! İkiye ayırmadı, bu özür dileyenler de öyle çoğunluk falan değil. Yani özür dilemeyen, özür dilemenin zul olduğunu addeden Türklerin katiyen özür dilememeleri gerektiğini söyleyenler zaten çoğunluk.
Onlar zaten 93 senedir özür dilemiyor! Dolayısıyla bunu internete dökmenin ne alemi var? Dolayısıyla bir tuhaflık var burada...

- Tuhaf olan nedir?
- Bu tuhaf değil mi sizce de? Zaten dünya biliyor Türkiye'deki birçok insanın bu konuda özür dilemeyeceğini! Bunu tekrar etmenin ne âlemi var.

- 93 yıldır özür dilenmediği halde siz buna nasıl cesaret ettiniz?
- Şöyle söyleyeyim; Türkiye toplumunda bu konu tabudur. Kamusal tabu! Yani toplumda konuşulmaz. Nerede konuşulur? Evlerde konuşulur, köylerde konuşulur, kasabalarda konuşulur, fiskos konuşulur. Bunun böyle olmadığını söyleyen resmi söyleme rağmen 93 yıldır Anadolu bunun ne olup ne olmadığını çok iyi bilir. Dolayısıyla biz bu hissiyata bir nevi tercüman olmak, bu insanlara vicdanlarını telaffuz etmek konusunda bir platform sunduk, o kadar. Zaten iş hakaretamiz yaklaşımları çoktan aştı. Şu anda yaklaşık 14 bin imza var, yalnız devamlı engelleniyor site, dün (cuma) saat 11'den beri engelleniyor.

- Bu işe soyunurken bunu tahmin etmediniz mi, sonuçta burası Türkiye?
- Tabii ki tahmin ediyorduk.
Ama bu mesele Türkiye'nin vicdanını ilgilendiren bir mesele. Bu bir akıl meselesi değil, vicdan meselesi. Bunu anladığımızda daha hızlı yol alacağız herhalde.

- Kampanyaya itiraz eden bir kesim 'tek tek şahısların özür dilemesinin anlamı yok, devletler özür dilemeli' diyor. Buna ne diyorsunuz?
- Onlara göre yoksa yoktur. İmza atanlara göre var! Belki de en önemlisi uluslararası kamuoyu için anlamı var. Bu konu bütün dünyada haber; bu kadar basit.

- Ayşe Kulin kampanyaya itiraz edenlerden. "Özür dilemek değil, Hrant Dink gibi bir insanı belediye başkanı yapabilir miydik, asıl önemli sorun bu" diyor gerekçesinde de...
- Çok doğru bir şey söylüyor. İşte bunun yapılabilmesi için ilk adım budur.
O toplumsal vicdanı oluşturmak için her şey.

- Gül ve Erdoğan'ın bu konuda bu kadar ayrı düşünmesi normal geliyor mu size?
- Gül'ün 'Bu mesele konusunda bana eninde sonunda soru gelecektir' deyip kendini hazırladığını düşünüyorum.
Ama bu tip konularda çok dikkatli ve mümkün olduğu kadar yapıcı bir üsluba sahip olduğunu da biliyorum.
Başbakan'ın ise; aksine, düşünmeden birtakım ifadeler kullandığını ve aklına geleni söylediğini düşünüyorum.
Çok büyük talihsizlik. Başbakan'ın; Cumhurbaşkanı'nın veya Dışişleri'nin yaptığı gibi tarafsız kalması, bunun Türkiye'deki ifade özgürlüğünü pekiştirecek bir mevzu olduğunu dile getirmesi çok daha hayırlı olurdu. Bunu yapacağına 'böyle bir sorun yok' diyor ama arkasından 'ikili müzakereler yapıyoruz' diyor. Böyle bir sorun yoksa niye ikili müzakere yapıyorsun diye sorarlar adama!

- Aydınların özrü kabul edilecek mi ve kim edecek söyler misiniz?
- Çoktan kabul edildi zaten. Bunu da tepkilerden biliyoruz, insanlar yazıyor. Yani sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerindeki Ermeniler sadece bunu konuşuyor ve derin bir şükran duygusu hakim bütün Ermeni dünyasına.

- 'Soykırımı tanı' diyen Ermenilerin bu bildiriye karşı olduğu iddiası peki?
- Bizim öyle bir niyetimiz yok; bu kampanya soykırımla ilgili bir kampanya değil. Bu kampanya vicdanla ilgili bir kampanya.

- 'Özür dileyen özürlüler' deniyor, 'bir avuç liboş' deniyor. Hakaret bekliyor muydunuz?
- Küfür kıyamet! 100 yıldır aşağı yukarı aynı şeyler kullanılıyor.
İttihat ve Terakki'nin askeri kanadının idareyi ele geçirmesinden bu yana tam 100 yıldır.

- Bu tepkiler nereye varır sizce?
- 100 yıldır bir yere varmamış, bundan sonra da bir yere varmaz.