kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Samsun Doğduğum şehir ve babamın mizahı... Annemle babam, sırf Samsunlu olayım diye doğumuma az kala İstanbul'dan Samsun'a, babaannemin evine gitmiş. Daha sonra Samsun'u ziyaret etmeye hiç vaktimiz olmadı. En fazla iki-üç kez gidebildik. Ama ben de aynı babam gibi gururla Samsunlu'yum, diyorum. Keşke bir de köyümüz olsaydı.

Aşkımın bakışına canım feda olsun

25.12.2008
Ahu Türkpençe, Madame Figaro dergisine, bazı sözcüklerin kendisine neler çağrıştırdığını anlattı. Güzel oyuncuya göre aşk; 'O gülsün yeter' dedirten deli dolu bir şey..
Aile: Koruyan, kollayanım; koşulsuz sevenim.
Anne: Canım, bir tanem, her şeyim, güzel hatunum benim. Bunu hep söylüyorum, sanırım artık herkes biliyor ama bir daha söyleyeyim:
"Ben annem gibi olmak istiyorum!"
Çocukluk: Mutlu bir çocukluk geçirdim. Ne yazık ki ülkemizde bırakın mutlu çocukluğu, çocukluğunu yaşayamadan büyümek zorunda olanlar var. 2008 yılında, şehirde yaşıtları 'play station' oynarken, gaz lambasında ev işlerini yapanlar var.
Tiyatro: Değişmesi gereken çok şey var belki ama bir o kadar da umut var. Tiyatronun en büyük ihtiyacı yeni oyun yazarları. Ne diyeyim; ne varsa gençlerde var.
Aşk: "O gülsün yeter" dedirten, bir bakışına can feda ettiren, deli dolu bir şey.
Ego: Kurtulmak zorunda olduğumuz ama attığımız her adımda karşımıza çıkıp aklımızı karıştıran, elimizi kolumuzu bağlamaya çalışan hastalıklı bir şey.
Yalnızlık: Evet, temelde hepimiz yalnızız. Bunu bir an evvel kabul etmek, hemen sonrasında da yalnızlığın keyfine varmak ve onu yaşamaya başlamak gerek.
Erotizm: İnsanın en sade, en saf, aynı zamanda en savunmasız, bir yandan da en çekici ve en yakıcı hali... Erotizm hayatın tuzu, biberi. Moda: Benim için rahatlık birinci sırada. Neyse ki spor ayakkabıların modası hiç geçmiyor!
Başarı: Ne para, ne ödül, ne de başka bir şeyle, sadece ve sadece insanın içindeki huzurla yakalanabilen bir şey.
Müjdat Gezen: Üzerimde büyük emeği olan, canım hocam... Karşılıksız vermeyi ve beklentisiz sevmeyi tekrar öğretti bize. Yüz yıl uğraşsam yine de hakkını ödeyemem.
Huzur: İnsanın kendisini sevmesi ve kabullenmesi ile başlayan bir süreç... Bu adımdan sonra şaşırtıcı bir şekilde her şey düzene giriyor ve bir şekilde huzur seni buluyor.
Hayvanlar: Muhteşemler... Belki de bizden daha insanlar!
İnsanlar: Karmaşık, zaaflarla dolu, kendini ve hayatı anlamaya çalışan, çoğunlukla acımasız, garip yaratıklarız.
Dostluk: "İnsanın arkadaşı çok ama dostu az olur" derler. Sanırım bu doğru. Ne mutlu bana ki; iki elim kanda olsa, koşup gideceğim, her halimi bilen ve her halini bildiğim, güldüğümde gülen, söylemesem bile acımı anlayan koca yürekli dostlarım var.
Müzik: Farkına varmadan mırıldandığımız parçaların, yine farkına varmadan bize, bizi anlatması olmazsa olmazım. En sevdiğim; içimdeki ritim.
Fizik: Sayıları ve denklemleri seviyorum; fizik ve geometriye bayılıyorum.