kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ŞELALE KADAK

Sanayiciyi distribütör olma korkusu sardı!

Herkesin dediği aynı. 2008, ilk iki çeyrek çok iyi geçtiği için toplamında iyi bir yıldı. Ancak 2009 yılı için endişeler büyük. Dün Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Lütfü Küçük ve Yönetim Kurulu Üyesi Engür Rutkay ile sohbet ettim ve gördüm ki endişenin yanı sıra büyük bir de korkusu var sanayicinin. O da yeniden distribütör olmak.
Nakit akışındaki sorunların giderek büyümesi nedeniyle tehlike çanları çalıyor ve sanayiciler ellerindeki varlıkları yabancılara satmak zorunda kalmaktan korkuyor.

Borçtan kimse batmaz
Küçük, 'Borçtan kimse batmaz ama nakit akışından batar. Bu yüzünden hepimiz distribütör olursak, işte bunu utanç sayarım' diyor ve devletin; reel sektörün yabancıların eline geçmemesi için, daha fazla gecikmeden önlemler paketini açıklamasını istiyor.
Avrupa Genç İşadamları Konfederasyonu'na (YES) geçtiğimiz haftalarda başkan yardımcısı ve sayman seçilen Lütfü Küçük'ün otomotiv yan sanayinde faaliyet gösteren ve hatırı sayılır bir ihracata imza atan EKU isminde bir şirketi var. Fren parçaları üretiyor ve üretimin yüzde 80'nini de Batı Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Küçük'ün şirketi kendi dalında Avrupa'nın ikinci büyük üreticisi durumunda. Üretimini aralıklarla da olsa hala sürdürüyor.

Devletin morali şart
Otomotivde alarm zilleri çoktan çaldığından yan sanayideki durumu en iyi Küçük'ten öğrenebileceğimizi düşünüyorum ve son durumu soruyorum. Küçük anlatıyor:
"Otomotivde hepimiz ciddi yatırımlara girdik. Şimdi talepte müthiş bir daralma var. Üretim ekonomik ölçeklerde olmadığı zaman tesis verimliliğini yitiriyor. Verimliliğin ilave maliyeti de fiyatlara yansıyor. Şu anda siparişler azaldı. Dünyada böyle büyük bir çöküş para icat edildiğinden beri görülmedi deniyor. Pozitif olmaya çalışıyorum. Bizim sektör esnek yapısı, ihracatta rekabetçi olma şansıyla ayakta kalacak. Ama doğal bir ayıklanma süreci yaşanacak.
Almanya'nın, İtalya'nın altında fiyat verme kapasitesine sahip olduğumuz bir gerçek. Sektör esnek ve modern bir yapıya sahip. Birileri bu krizi atlatacaksa bu otomotiv yan sanayi olacak şüphesiz. Ama devletin moral vermesi, sanayicinin elinden tutması şart.
Eminim Lütfü Küçük'ün sözlerinin altına bütün sanayiciler imzasını atar. Türkiye'deki müteşebbisin gücünü kimse hafife almasın. Bu krizden de çıkmasını başarabilir. Yeter ki iyi bir yol göstericileri olsun."

TÜGİAD İran yollarında
Aslında ekonomi dinamik KOBİ'lerle ayakta kalabilir. Bakın Lütfü Küçük başkanı olduğu TÜGİAD üyelerini toplayıp İran'a götürme hazırlığında. İran bize en yakın pazar. Enerjiden ciddi bir geliri var. Mal ticaretinde Dubai'de istedikleri gibi hızlı ve mutlu sonuca ulaşamıyorlar. Küçük, Türkiye'den bu ülkeye ihracatın çok daha kolay olduğu görüşünde ve her türlü mala ihtiyaçları olduğunu düşünüyor. Üstelik gerçekte kriz en çok İran'a teğet geçiyor. TÜGİAD'ın KOBİ niteliğindeki küçük ve orta büyüklükteki üye şirketlerin yöneticileri ikili görüşmeler yapmak ve bu ülkede iş olanaklarını araştırmak için yola koyulmak üzere.
Peki hükümet nerede derseniz? İşte orası bir muamma. Doğru dürüst ihracatı geliştirme merkezlerimiz dahi yok bu ülkelerde.
İran hazırlığından söz ederken Engür Rutkay haliyle isyan ediyor. Çünkü Dubai'de Zimbave'nin dahi İhracatı Geliştirme Merkezi standına rastlamış! Türkiye'nin ise bildiğimiz kadarıyla sadece iki ülkede İGM'si var. Hepsi o kadar.