kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Son ilaç

Krizin patlak verdiği 2007 yazından bu yana binlerce yorum, yüzlerce rapor okuduk. Ama bu 1.5 yılda "Newsweek" dergisinin son sayısındaki kadar ürkütücü ve ürpertici bir yazıya rastlamadık.
Sadece ABD'nin değil, dünyanın da en etkin dergisi olan "Newsweek", eşi görülmemiş bir felaketin eşiğinde olduğumuzu söylüyor.
IMF Başkanı Dominique StraussKahn'ın "Kriz 2009'da bugünlere rahmet okutacak" tespitinin, BM Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş'in "Kriz güvenlik sorunlarına yol açabilir" ifadesinin şifreleri, "Newsweek"in uyarısıyla daha iyi çözülebiliyor.
Çin, Japonya ve Güney Kore liderlerinin pürtelaş bir araya gelip ortak eylem planı geliştirmeye çalışmaları da...
Krizin "Teğet geçmesini" bekleyen Almanya Başbakanı Angela Merkel artık can havliyle uzmanlarını toplayıp yeni politikalar için ilham araması da...
Çünkü, "Newsweek"in çizdiği tablonun tek anlamı var: "Kıyametin eşiğindeyiz!"
Ve ne yazık ki, hükümetlerin, merkez bankalarının barutları, uluslararası ekonomik örgütlerin ve Nobel ödüllüler dahil seçkin iktisatçıların reçeteleri hızla tükeniyor. Önce vergi politikalarında ayarlamalar denendi; işe yaramadı. Ardından para politikaları revize edildi, merkez bankaları gösterge faiz oranlarını görülmemiş düzeylere indirdi; yetmedi.

"Kortizon"dan farksız
Geriye ne kaldı? Reçetedeki son ilacı kullanmak. O ilaç; enflasyon artışını, hatta hiper enflasyonu göze alarak piyasaya para enjekte etmek anlamına geliyor. Ve gelişmeler merkez bankalarının bir hastalığa iyi gelirken birçok yeni hastalığa yol açan "Kortizon"dan farksız bu ilacın kapağını açmak üzere olduğunu haber veriyor:
- Çin para politikalarını "Ilımlılaştırma"ya karar verdi. 2009'da tedavüldeki banknot hacmini yüzde 17 artıracak. Pekin'den yapılan açıklamada, tüketimi teşvik etmek, bireylerin ve şirketlerin borçlarını ödemelerini kolaylaştırmak için daha çok nakit yaratılacağı belirtiliyor. Bu, enflasyon artışının göze alındığını gösteriyor.
- İsviçre Merkez Bankası (Banque Nationale Suisse), enflasyonu "Sorun" değil "Çözüm" olarak gördüğü anlamına gelecek politika değişikliğine gidiyor: Faizi sıfırlamak gibi. Krizlerin ayak seslerine sağır olan ("Bu krizi neden hiç kimse göremedi" diyen İngiltere Kraliçesi Elizabeth yerden göğe haklı) ama sonuçlarını kestiren iktisatçılar, İsviçre Merkez Bankası'nın attığı bu adımın, başımıza bunca dert açan "Neoliberal" politikaların mimarı Milton Friedman'ın likidite krizlerinde önerdiği "Halka uçakla para saçmak" tavsiyesiyle eşanlamlı olduğunu belirtiyorlar. Ve ekliyorlar: "Tabii bunun sonucu da enflasyonun azması demek."
- Avrupa Merkez Bankası (AB'nin 15 üyesinden oluşan avro bölgesinin tek para otoritesi) ile İngiltere Merkez Bankası (Bank of England), son faiz indirimleriyle ilgili açıklamalarında, "Gerekirse reflasyonist politikalara yönelmekten çekinmeyeceklerini" bildirdiler. "Reflasyon", piyasadaki para miktarının enflasyonu kamçılamadan artırılması anlamına geliyor. Ama ne yazık ki, çoğunlukla bu ikinci amaca ulaşılamıyor.
- Ve son örnek: ABD Merkez Bankası'nın (Federal Reserve Board), kurtarma paketleriyle aslında dolaşımdaki nakit tutarını artırdığı, ekonomiye nefes aldırmak için "Kaçınılmaz önlem" diye gösterilen, bireylerin ve kurumların borçlarını üstlenme yoluna giderse, para basmaktan başka çaresi kalmayacağı ifade ediliyor.
Tüm bu gelişmeler, "Enflasyon"un çok daha büyük bir bela olan "Deflasyon"a tercih edilmeye başlandığını ortaya koyuyor.
Ama ya tüm kıtalarda eşzamanlı uygulanan bu politikalarla, karikatüristlerin nedense son derece sevimli ve kutsal bir hayvan olan "Ağzından ateş püsküren ejderha" ile simgeledikleri enflasyon kontrolden çıkarsa, "Hiperleşirse", ne olacak?
Cevap: Sosyal patlama, iç kargaşa, savaş ve çöküş. Hitler'i iktidara getiren hiper enflasyonlu 1930'lar Almanyası'na kadar gitmenize gerek yok; günümüzde 200 milyon dolarlık banknot basan Zimbabve'ye bakmanız yeterli.
"2009 bugünleri mumla aratacak" diyen Strauss-Kahn'ın, "Krizin güvenlik sorunlarına yol açabileceğini" söyleyen Derviş'in, "Dünyanın bir felaketin eşiğinde olduğunu" yazan Newsweek'in dillerinin altındaki bakla bu mu?