kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

1994'ten bu yana

Güne, bir dost sesiyle başlamak güzel şey. Karşımda, CHP milletvekili İlhan Kesici var. İstanbul belediye başkanı adayları arasında, onun da isminin geçtiğini yazmıştım, bu vesileyle aradı; "Böyle bir teklif yapılmadı bana; zaten kabul etmem de mümkün değil"
dedi. "Ben o yollardan 14 sene önce geçmiştim."
Birdenbire, 14 sene önceyi hatırladım. İstanbul'da SHP'nin adayı Zülfü Livaneli, DYP'ninki Bedrettin Dalan'dı. Ben, daha şanslı göründüğü için Dalan yerine ANAP adayı İlhan Kesici'ye oyumu vermiştim. Az bir farkla, Refah Partisi'nden Tayyip Erdoğan seçildi. (RP: % 25.1; ANAP: % 22.1; SHP: % 20.3; DYP: % 15.4) O tarihte, Refah Partisi'nin hem Ankara'yı, hem de İstanbul'u kazanması, bazı çevrelerde endişe ve korku yarattı. Ankara'da da oylar şöyle dağılmıştı: RP: Melih Gökçek % 27.3; SHP: Korel Göymen % 26.8; ANAP: Rüştü Yüce % 18.6; DYP: Saffet Arıkan Bedük % 8.3.
İki büyük kentte Milli Görüş hâkimiyeti, Refah Partisi'nin genel seçimlerde de ilerlemesine katkı sağladı ve sonuçta, Erbakan'ı iktidara taşıdı.
Bugün, muhalefetin hedefinde İstanbul ve Ankara var. 1994'te, kimse, bu iki şehirde, Refah Partisi'nin kazanacağını düşünmediği için, bir bütünleşme çabası görülmemişti. O tarihte İlhan Kesici ile Zülfü Livaneli'nin oyları hem birbirine, hem de Tayyip Erdoğan'ın oyuna yakındı. Ankara'da da, SHP, binde 5 farkla kaybetti. Bugün durum çok farklı. AK Partili adaylar, rakiplerinin bir hayli önünde. Ben şahsen, CHP'nin Ankara ve İstanbul'u kazanabileceğine ihtimal vermiyorum ama, belki aradaki mesafe kapanabilir; özellikle İl Genel Meclisi'nde.