kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Barış Özbek

Galatasaray'da Alman ekolü

EMİR SOMER
12.12.2008
Efsane teknik direktör Derwall'in Galatasaray'a yerleştirdiği Alman ekolü, geçen sezonu atlatıp, bu yıl Florya'nın koridorlarında daha hızlı esmeye başladı..
Galatasaray'da temeli 1980'li yıllara dayanan, efsane teknik direktör Jupp Derwall'in yerleştirdiği fakat 2000'li yılların başında kimlik kaybına uğrayan, geçen sezon yeniden doğan Alman ekolü, bu yıl Florya'da kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Feldkamp'ın, Galatasaray'ın Alman çalıştırıcısı Michael Skibbe'ye teknik danışman olması ve kadroda tam sekiz Almanya doğumlu oyuncunun bulunması, Derwall'in sarı-kırmızılı kulüpte startını verdiği Alman futbol yaklaşımının yeniden varolduğu izlenimini bıraktı. Anadolu insanı, 1961 yılında Almanya ile Türkiye arasında imzalanan 'İşçi anlaşması' ile gurbet yollarına düştü ve maceraya böyle atıldı. Galatasaray'da Jupp Derwall sayfası açıldığında, 1960'lı yıllarda Almanya'ya göç eden ailelerin çocuklarının artık yeşil sahalarda sahne alma arzuları da artmış, futbol altyapısı kuvvetli olan Almanya'da aldıkları disiplinli eğitimin sonucu olarak yıldız olma dönemleri de gelmişti. Fakat Samanyolu'na uzanan yolun Almanya'da açılması o kadar da kolay değildi. O dönem sarı-kırmızılı kulüp için mücadele eden ve o kesimin çocukları olan Erdal Keser, Erhan Önal, İlyas Tüfekçi ve Uğur Tütüneker gibi unutulmaz futbolcular ve Derwall'in çalışmaları sonucunda Alman futbol mantalitesi giderek benimsendi ve sonucunda kulübe yerleşti. Derwall o dönemki yönetime ısrarları sonucu Türkiye'ye ilk çim antrenman sahasını getirmişti. Tüm bu devrimler, saha şartları ve futbol düşüncesi hep bu yönde gelişti ve kuşkusuz 2000'li yıllarda Avrupa'nın devlerini dize getirerek büyük başarılara imza atacak olan Galatasaray'a büyük katkı sağladı. Derwall'in başlattığı bu süreç, o dönem yardımcılığını yapan ve ardından koltuğu kendisinden devralan Mustafa Denizli ile sürdü; Denizli takıma 1989'da Avrupa'da yarı final oynatarak bir devrimi gerçekleştirdi. Alman ekolü, 1992 yılında Feldkamp ile tekrar start aldı. Kalli lakaplı kurt hoca, o zamanlar 21 yaşında olan Hakan Şükür ve Galatasaray alt yapısında oynayan Okan Buruk, Mustafa Kocabey gibi gençlere şans vererek yeni bir takım oluşturdu. Gençlerden kurduğu takım, rakip sahada yaptığı presle Türkiye'ye yeni bir oyun düzeni getirdi. Bunun Türk futboluna meyveleri de çok gecikmedi. 1993'te Kalli'den bayrağı devralan vatandaşı Hollmann, sarı-kırmızılı kulübe Manchester United zaferini yaşattı ve Galatasaray, Avrupa'nın en iyi sekiz takımının yer aldığı Şampiyonlar Ligi'ne kaldı. Bu dönemler, bir diğer Alman hoca olan Saftig ile devam etti; o zamanlarda Galatasaray'ın kadrosunda bu ruhu taşıyan futbolcular da hiç eksik olmadı. Almanya doğumlu Ümit Davala, Kalli'nin Türk futboluna armağan ettiği Okan Buruk, Hakan Şükür gibi önemli isimler de bu düzenden etkilendi ve başarılara ulaşarak isimlerini iyiden iyiye duyurdu. Derwall'in sarı-kırmızılı takıma getirdiği ve yerleştirdiği tüm şartlar şimdiye kadar elde edilen başarılarda kuşkusuz büyük rol oynadı. Fatih Terim, kendi öğrencileri ve Alman ekolünü üzerinde taşıyan oyuncularla birlikte yarattığı sinerji ile dört yıl üst üste şampiyon oldu ve futbol tarihinde bir ilki başardı. Kazanılan UEFA şampiyonluğunun ardından takımı bırakmasıyla, gelen teknik direktörlerde, futbolcularda ve devamlı değişkenlik gösteren futbol anlayışında bir türlü süreklilik sağlanamadı. İşte bu dönemlerde Galatasaray'da Alman kolonisi iyice azalmaya başladı ve bu süreçte sağlanan disiplin de yavaş yavaş kayboldu. Galatasaray'da geçen sezon oluşan Alman ekolü, bu sezon etkisini iyice gösteriyor. Şimdi Galatasaray'ın kadrosunda Almanya doğumlu tam sekiz Türk oyuncu bulunuyor. (Aykut Erçetin, Hakan Balta, Volkan Yaman, Alparslan Erdem, Ümit Karan, Barış Özbek, Serkan Çalık ve Murat Akça). Alman bir teknik direktörün çalıştırdığı (Michael Skibbe) Galatasaray'ın teknik danışmanı da efsane Alman hocası Karl Heinz Feldkamp. Bu isimler, geçmişten bu yana 'Fransız Kültürü' taşıdığı bilinen, hatta nam-ı diğer 'Küçük Fransa' olan Galatasaray'daki Alman ekolünün ağırlığını gösteriyor.
Haberin fotoğrafları