kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Yıldız Kenter’in yönettiği Victoria oyununun galası, dün akşam yapıldı.

60 yıldır sahneyi ışıldatan Yıldız

ÖZGÜR ÇAKIR SABAH
13.12.2008
Yıldız Kenter, sahnedeki 60'ıncı yılını, Victoria oyununun genel provası ardından kutladı. Kenter, içindeki enerjiyi "Hareketli cıvıl cıvıl bir rol oynamak isterdim," sözüyle ortaya koyuyor..
Kenter Tiyatrosu önceki akşam, Yıldız Kenter'in yönettiği ve Defne Halman ile Engin Hepileri'nin başrollerinde oynadığı Victoria isimli oyunun son provasına tanıklık etti. Ancak, provanın sergilendiği gecenin bir anlamı daha vardı. Önceki gece, oyunun sergilendiği tiyatroyu, eşi Şükran Güngör ve kardeşi Müşfik Kenter'le kuran Türk tiyatrosunun duayeni, yönetmeni ve hocası Yıldız Kenter'in sahne hayatının tam 60'ıncı yıldönümüydü. Oysa Kenter, gece boyu yıldönümünü umursamadan Victoria'nın son provasını dikkat ve disiplinle izlemeyi tercih etti. Oyun bittiğinde adı anons edilen Kenter, uzun süre ayakta alkışlandı. Tiyatrocuların, ve özellikle de öğrencilerinin ilgi gösterdiği oyun provası sonrasında gençlere taş çıkartacak dinçliğiyle sahneye çıkan sanatçı, önce Nâzım Hikmet'in Seni Seviyorum şiirini okuyarak, tiyatroya aşkının ne kadar büyük olduğunu gösterdi. Kenter seyirciye "Sizler, öğrencilerim bana beraber çalışmak sürecini mutlu kılan bütün arkadaşlarım ve çocuklarım sahne hayatımın 60. yılını süsledikleri böyle bir geceyi sürpriz olarak hazırladınız ve taçlandırdınız," diyerek teşekkür etti.

'İĞNE BATMIŞ GİBİ'
60 yıl önce, ilk profesyonel sahne deneyimini 12 Aralık 1948'de Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Shakespeare'in 12. Gece adlı oyunuyla yaşadığını hatırlatan Kenter, o günkü duygularını SABAH'a şöyle anlattı: "Sahneye çıktığımda sevgili hocam Muhsin Ertuğrul da oradaydı. Heyecanlıydım, çünkü Shakespeare'e ait kocaman bir başroldü. Bir yerime iğne batmış gibi bir duyguydu ve o hep kaldı bende. Üstelik birlikte oynadığım oyuncuların hepsi ustalarımdı. Onlardan çok şey öğrendim." Kenter, konservatuvara annesi, ailesi ve çevresiyle 'kavga dövüş' girdiğini ve o dönemler bunun ilk başlarda sıkıntı yarattığını, beş kardeş, büyüme çağında tüm sıkıntıları beraber yaşadıklarını, kardeşi Müşfik'in ise daha sonra kendisi gibi bu yolu seçtiğini anlattı. Konsetrvatuvar konusunda özellikle annesinin karşı çıkışlarını hatırlatan sanatçı, babasının desteğini unutamadığını ve yaşarken dile kolay tam 22 oyununu izleme fırsatı da yakaladığını ifade ederek şöyle konuştu: "Aslında mutlu bir hayatım oldu. Öğrencilerim ve sahne sayesinde hayatımı çoğaltma fırsatı buldum. Özellikle Anadolu'da gençlerin nasıl bir damardan geldiklerini gördüm ve öyle gençlerle çalışma fırsatı yakaladım." Konservatuvarı sınıf atlayarak bitirişini, "Beni mezun ettiklerinde galiba fazla şişirildim" diyerek anlatan Yıldız Kenter, buna rağmen öğrenmekten bıkmadığını ve provasını izlediğimiz oyunda da yeni bir imtihana girdiğini sözlerine ekledi. Bugüne kadar 100'den fazla oyunda rol aldığını ve onlarca oyun sahneye koyduğunu vurgulayan Yıldız Kenter, tiyatro yazarları arasında ayrım yapmakta zorlandığını da dile getirdi. Kenter, oynama fırsatı bulamadığı ya da çok fazla oynamak istediği rolün ne olduğunu sorduğumuzda ise, bizi "Hareketli cıvıl cıvıl bir rol oynamak isterdim. Ama benim yaşımdaki bir kadına böyle bir rolü uygun görmezler diye düşünüyorum," diye yanıtlayarak her zamanki gibi şaşırtmayı başardı.