kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Aralık 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

"Ya ünlü olacaksın ya yok olacaksın" kültürü

Gençlere bakıyorum; içten konuşmalarının arkasına saklanan yakın dönem hayat tasarılarını kurcalıyorum...
Çoğu ya ünlü olmak istiyor ya da bir ünlünün yanıbaşında olmak!
Ünlü olamayanın hayattan yırtamayacağına inanmışlar bir kere.
Sadece gençler mi böyle? Hayır!
Bu toplumun tamamını saran bir tür sapıtma-dağıtma hali!
Tablo şöyle...
Ünlü olmayınca " yok " sayılıyorsun!
Ancak ünlülük denilen şey de öyle eskisi gibi değil.
Görünmek yetiyor. Ün artık toplumsal bir değere dayanmıyor; toplumsal önem ve çevrenin (medyanın) bakışıyla oluşuyor.
Tam da bu yüzden işte, Meryl Streep az ünlü, Paris Hilton çok ünlü...
Geçen gün anlattılar..
İki kız arkadaş bir kafede tartışıyormuş.
Bayağı da yüksek sesle konuştuklarından çevredekiler söylediklerini işitiyormuş.
Biri ötekinin ünlü bir futbolcuyla ilişkisini eleştiriyor, bu ilişkinin başına yanlış işler açacağını iddia ediyormuş ki...
Diğeri birden böbürlenerek bağırmış: "Evet, ne olmuş! Ben bir ünlüyle birlikteyim. Sen kiminlesin peki? Ahmet, Mehmet, Nihat, Suat! Saysan adlarını, sevgilini tanıyan çıkar mı?"
Bu " görünüp tanınarak var olma " salgınına...
Ünlü olmakla başarılı olmayı eşitleyen, hatta özdeşleyen popüler kültüre...
Ne demeli?
Toplumun delirme hali diyeceğim, "toplumca delirdik" ama..
Delilikte kalendermeşrep bir hava vardır. Delilik mevcut dünyaya başkaldırır; her şeyimiz sandığımız dili cesaretle ezer, bozar; zihnin paranoyak temellerini yeni baştan ve kafasına göre inşa eder...
Oysa bu " görünme-tanınma-ünlenme " manyaklığı mevcut düzenden ekmek yiyor; onu olumluyor, pekiştiriyor.
Ayşe Arman 2009'un şanslı ve şanssız burçlarını astrolog Hakan Kırkoğlu 'na sormuş...
Eminim, astrolojiye inananı da, dalga geçip burun kıvıranı da okumuştur Kırkoğlu'nun tahminlerini...
Doğrusu ben de kendi burcumun 2009 tahminine bakmaktan kendimi alamadım.
Ama orada da aynı şey karşıma çıkmaz mı? "
Kariyer açısından bu burçta iyi şeyler olacak " diye başlıyor tahmin.
Acaba nedir bu "iyi şeyler" diye düşünmek hata!
Daha iyi ücret, daha iyi iş, daha fazla sevilecek bir görev falan! Geçiniz bunları, geçiniz!
Modern cevap açık çünkü: "Kariyerlerinde bir tanınma olabilir, yavaş yavaş toplum önüne çıkacaklar."
Eskiden astroloji tahminleri sıradan insanların sıradan hayatlarına hitap etmeye çalışırdı.
Belli ki toplumca tanınma, gün gelip ünlenme kapasiten yoksa artık astrolojide bile yerin yok!
Tam bunları yazarken masamdaki kâğıt yığınını karıştırayım dedim.
Çok yeni davranışbilimi araştırmalarının sonuçlarını topladığım dosyadan bir araştırma dikkatimi çekti...
Ünlülere duyulan tapınmaya varan ilginin modern insanın içindeki ölüm korkusunu yenme dürtüsüne dayandığını iddia ediyor bir çalışma.
Hatta oturmuş, istatistiksel bir çalışma yapmışlar: Bir ünlünün bulunduğu uçağın asla düşmeyeceğine inanıyormuş Amerikalılar...
Neyse...
Bunları bir kenara bırakıp yazıyı noktalayayım artık.
Yoksa gerçekten delireceğim!
Zaten biraz önce gelen mail'de şöyle yazıyordu: " Ağabey, ne olur izin ver, bir kez 90 Dakika programına çıkayım, millet yorumcu görsün! Hem benim yırtmak için başka şansım kalmadı! "