kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Sosyal teğet!

Bayramlıklar çıkarılacak... Ve ardından, yurdun dört bir yanında, binlerce baba, anne, oğul, kız, kardeş çırılçıplak kalacak!
Mavi yakalının tulumu sökülmüş olacak üstünden.
Beyaz yakalının ceketi alınmış, döpiyesi atılmış...
Bir banttan onar onar düşecek işçiler...
Bir atölyenin kapısına vurulmuş kilit dışarıya kilitleyecek ustaları.
Bunun adı "kriz tellallığı" değil.
Bu insanlar tek tek ve topluca, ne küresel ekonominin ne küreye teyelli teğet yerli ekonominin sorumlularıydılar, karar vericileriydiler; ne rant toplayıcıları, spekülasyon ağaları, döviz zenginleri, komisyoncuları, vergi rekortmenleri; ne borsa simsarları, hisse sahipleri, tahvil süngerleri, sıcak para müptelaları idiler.
Elbette, şişen, kabaran pastadan onlara da ekmek düştü.
Elbette, çok büyüyenler onlara da bir nefeslik, bir şükürlük hayat açtı.
Elbette, işler iyi giderken onlara da rızk düştü.
Elbette, kazançlar, kârlar, piyasa dönerken onlara da tüketim, borç, harç, kredi, kart düştü.
Onların borçları, harçları, tüketimleri, daha iyi yaşama arzuları da büyümeye tuğla, kârlara gıda, sermayeye kan oldu.
Ama onlar hiçbir şeyin "tellalı" değildi zaten.
Şimdi...
Nasıl deniyorsa, "can veren Allah can alıyor"...
Diyorlar ki, "iş veren alıyor".
Ama ya "iş", "iş"ten çok öte, esasta "can" ise.
"İş" sadece kâr, yatırım, sermaye, borsa, büyüme, girişim, muhasebe, bilanço, temettü değil de...
Milyonlarca insan için harbiden "can" ise...
Ölüm kalım, bir somun ekmek, bir çocuğa bir gıdım süt, bir dilime bir katık, kış kıyamete bir kürek kömür, inleyen ihtiyara bir yudum ilaç, titreyen bebeğe yün patik ise.
Ya bu küçücük hayatlar büyük büyük rakamların içinde ufalanıp toz oluyor ise...
Ya "iş" her şey ise.
Ya "çıkarılan" her çalışan "çıkan" bir can ise.
Karar verenlerin, esas tellalların, büyük mali, ticari, siyasi ustaların topluma karşı bir sorumluluğu olmalı.
Toplumun en zayıflarına, en narinlerine karşı bir borcu olmalı.
"Piyasa"ya karşı, öyle ya da böyle bir "Anayasa"...
Kimsenin umursamadığı "sosyal devlet, sosyal haklar, temel insan ihtiyaçları" diyen satırları okunmalı. Öyle bir bayramlık sevapla, bir kurbanlık paylaşımla, bir fitrelik, zekatlık cennetle, bir poşet yardımla bitecek işler değil ki bunlar.
Bir iş, kimileri için sadece mülküm malım değil de ölüm kalım ise...
Toplumsal dayanışma zorunluluğu sadece piyasaya kalmamalı.
İş veren, kolayca can almamalı!
Dikkatlice bakın; işyerlerinde ve hayatlarınızda; hemen kesilecek, doğranacak, kurban edilecek "iş"lerden, "çalışanlar"dan önce; kapanacak, daralacak, tıkanacak bir sürü başka delik, vazgeçilecek, değmeyecek bir sürü başka delilik de vardır!