kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
YAVUZ DONAT

Tarihin içinde bir gezinti

Gaziantep-Kilis yolu "kaymak gibi."
Kilis'i geçtik, 1-2 kilometre ilerisi, yolun sağ tarafı "savaş alanı."
24 Ağustos 1516'da Mercidabık Meydan Savaşı "burada yapılmış."
Yavuz Sultan Selim "bizim gittiğimiz yoldan" Halep'e doğru ilerlemiş.
Halep Valisi "Yavuz Sultan Selim'e gümüş tepsi içinde kentin anahtarını sunmuş."
Yavuz ilk cumayı "Emevi Camii'nde" kılmış.
Hoca, Yavuz'u "Mekke ve Medine'nin hâkimi" ilan edince...
Yavuz'dan "itiraz" yükselmiş:
- Hayır... Ben Mekke ve Medine'nin hâkimi değil, sadece hademesiyim.
Cami anlatılır gibi değil, görmek gerek.
Kimi geziyor, kimi namaz kılıyor, kimi Kur'an okuyor, kimi uyuyor.
Suriyeli de, Fransız da, Japon da, Amerikalı da orada.
"Hocaefendi" dedi ki:
- Sizi gezdiyerim... Sizin Reis-El Vüzera Recep Tayyip Erdoğan'ı da ben gezdirmiştim.
Hocaefendi bizi gezdirdi, sonra da sohbeti "ahır kelam" diye bağladı.
Ahır kelam "son söz" demek.
Camiden, Kapalıçarşı'ya geçtik.
Burada "ahır kelam" ı sık sık işittik.
"Esnaf" bir şeyin fiyatını söylüyor...
Ve ardından "indirim yapıyor."
Yaparken de "ahır kelam" diyor...
Yani "son söz... Son fiyat... Daha aşağısı olmaz."
Haleplilere "caminiz (Zekeriya Camii) çok güzelmiş" dedik.
Kapalıçarşı'da bir esnaf "doğru" dedi ve ekledi:
- Mimar Sinan'ın yaptığı Hüsreviye Camii'ni de görmelisiniz... Osmanlı eseri... Zaten nerede tarih kokusu varsa biliniz ki Osmanlı'dan kalma.